 |
Bu haftaki yazima baslamistim. |
|
Konusu, Ingiltere’deki Isçi Partisi'nin daha dogrusu Genel Baskan Jeremy Corbyn’in son seçim basarisinin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), daha dogrusu Genel Baskan Kemal Kiliçdaroglu için ders olup olamayacagi idi. Ingiltere’nin, ekonomik, sosyal ve siyasal yapisi elbette Türkiye’ye benzemiyor. Ancak, “dünyanin her yerinde seçmenin, önce ekonomik (as-is) gerekçesiyle oy kullandigini" biliyoruz. Bu gerçegin, Isçi Partisi'nin daha dogrusu Jeremy Corbyn’in aldigi sonuçla bir kez daha dogrulandigini ve Kemal Kiliçdaroglu’nun da “ortanin solunda” oldugunu animsayabilecegini, yazmayi planliyordum. Jeremy Corbyn’in beklenmeyen basarisini saglayan, seçim bildirgesinin basliklari sunlardi: *Demiryollari, posta, su ve elektrik sektörlerinde kamulastirmalar yapmak, *2020'ye dek asgari ücreti saatte 10 sterline, kurumlar vergisini 2021'e kadar yüzde 26'ya çikarmak, *Yillik 80 bin sterlin (360 bin TL) üzerinde gelire sahip olanlara yönelik vergileri artirmak, *Kamu hizmetlerine büyük yatirimlar yapmak ve 250 milyar sterlinlik canlandirma paketiyle Ingiliz ekonomisine yatirim yapmak, *2020'ye kadar ulasim sistemine 40 milyar sterlin yatirim yapmak, *Üniversite harçlarini kaldirmak ve Ilkokul siniflarini 30 ögrenciyle sinirlayip ögrencilere ücretsiz yemek vermek, *Saglikta bugüne kadarki özellestirmeleri geri çevirmek, *Yilda 100 bin konut insa etmek, evsizler için 4 bin ek konut ayarlamak, vb. Bu önceliklerin yanina, ortanin solundaki vaatleriyle iki seçim üst üste basarili olan CHP’nin daha dogrusu yeni Genel Baskan Bülent Ecevit’in, benim de katkim olan 1973 “Ak Günlere” seçim bildirgesinin ana basliklarini koymak istedim: “Ne yoksulluk ne baski, ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen" için; *Kalkinma köylüden baslayacaktir, kooperatifçilik desteklenecek, öylece hem verimlilik hem de üreticin geliri arttirilacaktir, *Toprak ve tarim reformu uygulamasi öncelikle Güneydogudan baslatilacak ve öylece ‘toprak isleyenindir’ ilkesi, adaletli ve bilimsel ölçülere uygun olarak gerçeklestirilecektir, *Dogu ve güneydogu basta, ülkenin az gelismis bölgeleri için yöresel kalkinma planlari yapilacaktir, *Yesil ve çevre korunarak ‘ormandan önce insan’ anlayisi yasama geçirilecektir, *Kamu Iktisadi Tesebbüsleri (KIT’ler) politik baskidan kurtarilarak, stratejik planlamaya uygun sektörlerde yatirim yapmalari ve ekonomik verimlilik kistasina göre istihdam ve üretimi artirmalari saglanacaktir, *Küçük ve orta ölçekli isletmelere (KOBI’lere) finansman, teknoloji ve vasifli isgücü destegi verilecektir, *Yeralti Kaynaklari alaninda ulusalci ve devletçi bir tutum izlenecektir, *Emek en yüce degerdir. Çalisma ve Sosyal Güvenlik yasalari, insanca hakça yasam saglayacak sekilde ve sendikalarin demokratik pazarlik anlayisiyla esit ise esit ücret almasi yönünde yeniden düzenlenecektir, *Yurtta baris baskiyla, cezayla ve korkuyla degil, özgürlükle sevgiyle saglanacaktir. Bunlari yazmaya devam ederken, eski Genel Sekreterimiz Adnan Keskin’in telefonundan 'Enis Berberoglu' olayini duydum. Hemen üzerimde, Genel Baskani basta, tüm CHP örgütü, 16 Nisanda bir 'Tek Adam'in eline geçen demokrasimizi(!) kurtarma savasi verirken, benim bu yazdiklarimin ‘teferruat’ olacagi baskisi olustu. Ancak, nesnel ve sorumlu baktigimda, “ülkem ve partim buraya gelirken ben de dahil CHP üst yönetimlerinin yaptigi(miz) yanlis ve yapamadigi(miz) dogrular”, gözümün önünden hizla geçti. Ve, iste “bu yaziyi asil, bu gün yazmam gerekir” dedim. |
|