Cevikce / Haber ayrıntısı

Zorlanmiyor, artik YÖNETEMIYOR

CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nun, “adalet yürüyüsü”
 

basinda görülen o ki, “Tek Adami” sasirtmisti. Sasirtmisti diyorum, çünkü sanmisti ki, “ilgi görmez ve iki güne kalmaz siradan bir gündeme dönüsür”. Öyle olmadigi gibi, her gün durumun “ciddiyeti” daha da artti. Çünkü Kliçdaroglu yürümekle kalmadi, mecliste duyuramadigi gerçekleri “yüze vururcasina” açikladikça, her gün hem içerde hem de disarda ilgi ve destek büyüdü. Hele "yargiya talimatin belgesini açiklarsam istifa edecek misin?” sözüne karsi gösterdigi tepki, AK Saray'daki saskinligin korkuya dönüstügünün isaretiydi. Bu korku konusmasina da yansidi; “Bunlar su anda bu ülkede terör örgütleri ile el ele, kol kola dolasmiyor mu? PKK, HDP ile de el ele kol kola. FETÖ ile de el ele, kol kola. Bizim Allah'tan baska Allah'in izniyle hesap veremeyecegimiz hiç kimse bu dünyada yok". Örnegin, camdan okumadan ettigi bu sözlerden, ne demek istedigi belli degildi! AKP'li Cumhurbaskani, “Ben Allahtan baska kimseye hesap vermem” mi diyordu, yoksa “Allah'in izniyle hesap veremeyecegimiz hiç kimse bu dünyada yok” diyerek ironi merakini mi tatmin ediyordu? Niyetini tam bilmedigimiz için dilbilgisi kuralina göre kelime, kelime açarsak, “Allah izin verirse, yaptigim her seyin hesabini herkese veririm” anlami çikar ki, bunu asla kabullenmez. Anlasilan, yürüyüsün ciddiyetinden(!) duydugu asabiyetin, sözle “disa vurumu” olsa gerekti. Zaten Ahmet Davutoglu’nu azlinden beri söz ve gözlerinde artan bir özgüven erozyonu izleniyor. Hocasi rahmetli Necmettin Erbakan en zor anlarinda, örnegin “kadayifin alti kizarmadi” derken bile, özgüvenini hiç yitirmemisti. Bir önceki Cumhurbaskani Demirel’in, "Bulut buluttur, bulutun aki da buluttur garasi da; binaenaleyh, üzerine konusmaya degmez", "Icabi varsa feminizm fevkalade güzel bir seydir" sözleri de, birer özgüven dolu ironi örnegiydi. Aslinda, 2014 Haziran Gezi Parki olayinda, o zamanki Basbakan, simdinin AKP’li Cumhurbaskani R.T. Erdogan “iktidari yitirme” endisesine kapildi. Hatta olaylara karsi “polis orantisiz güç kullanmasin, demokrasi sadece sandik degildir” diyen Cumhurbaskani Gül’e vakit geçirmeksizin Tunus’tan azarlarcasina “evet demokrasi sadece sandiktir” yaniti, “kader kardesim” dediklerine bile güvensizliginin isaretiydi. 17-25 Aralik olayi da, endiseyi-güvensizligi, korkuya dönüstürdü. 7 Haziran seçimleri bu korkuyu saplanti haline getirdi. Ahmet Davutoglu olayi tam anlamiyla içe kapanmanin ve yalnizlasmanin belgesiydi. Islâmî siyaset ve cemaatler dünyasini çok yakidan izleyen bir gazeteci olan Rusen Çakir, “Erdogan iktidari Tek Elde topladikça yalnizlasiyor, yalnizlastikça yönetmekte zorlaniyor” demisti. Düzeltiyorum: Adalet yürüyüsünün, yüzde 49,5'u 2019'da yüzde 50’nin üzerine çikaracagi olasiligi, AKP’li Cumhurbaskaninin tepkisinin siddetini artiriyor. Orantisiz siddeti artikça AK Saray, yönetmekte zorlanmiyor, artik yönetemiyor.

Tarih: 2.07.2017 17:11:25

Okunma : 430

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır