Cevikce / Haber ayrıntısı
KESKE Olsa! |
Ben asagidaki yaziyi, AKP’li Cumhurbaskani R. T. Erdogan’in Basbakan oldugunun altinci ayinda (10 Kasim 2003’te) yazmistim. |
|
14 yil sonra, 10 Kasim 2017’de Sayin R.T. Erdogan’in LAIK Demokratik Cumhuriyetimizin banisi (kurucusu) M.K. ATATÜRK’ü yeni anlayip(!)) sahiplenme telasinin, içten ve gerçek olduguna inanmak isteyenlerle birlikte, o yazimi bir kez daha okumak istedim: xxx Erzurum Kongresi'nin yil dönümünde AKP’nin, Erzurum’da Bakanlar Kurulunu toplayip, o güne özel bir anlam ve önem vermesini çözmeye çalisiyorum; Toplantinin seklini ve konusmalari özenle izledim. Özellikle Basbakan Erdogan’in taklit yoklama sirasinda Siirt Delegesi Hafiz Cemil Efendinin yerine “Burada” deyisindeki, ses tonuna bile dikkat ettim. Popülizmin gerektirdigi her türlü çalimi atmasini iyi bilen Recep Tayyip Erdogan’in, parti genel baskanligini asip, “lider” olmak hedefine dogru adimlarini hizlandirdigi görülüyor. Ancak, Mayasinda, Bilgi Dagarciginda ve Yüreginde, dogdugu ve yasadigi toplumun çagdas, evrensel, gerçek degerlerini tasimiyorsa, heves edenlerin politika sahnesinde çakma lider kalmaya mahkûm oldugunu, yakin tarih belgeliyor. Kongre gözlemlerime gelince; Birincisi Siz, Erzurum Kongresi'nin özünü anlamamissiniz. Orada, Amasya’da baslayan Kurtulus Hareketi'nin ve Tamim'de belirlenen 'Hedefler'in, halka mal edilmesi yani, demokratik bir öz kazandirilmasi amaçlanmistir. Oysa siz, Hiristiyanlarin isgal ettigi Istanbul’daki, Halife'nin Tacini kurtarmak için, Siirtli Hafiz Cemil Efendi dahil, bir takim din adamlarinin Erzurum’da bir araya geldigini saniyor ya da öyle inanarak yoklamaya katiliyorsunuz! Ikincisi, Mustafa Kemal Laik Cumhuriyet'in temelini Amasya’da attiktan sonra, Damat Ferit’e karsi gücünü ve kuvvetini göstermek için, Anadolu’daki silah arkadaslarini yanina aldigini ve düsmana karsi Halki temsilen Baskomutan'in kendisi oldugunu resmetmek düsüncesi ile o toplantilari 3. Ordu karargâhinin oldugu Erzurum’da yapmis ve amacina ulasmistir. Oysa siz, Erzurum Kongresi'ni, saraylari isgal altindaki Padisah'i desteklemek için Anadolu’nun inanan, saf insanlarinin Erzurum’da bir araya gelerek, sivil bir direnis baslattigini saniyor ya da öyle göstermek istiyorsunuz! Üçüncüsü de, özellikle 1914-1918 yillari arasi yasanan Türk–Ermeni çatismasi, daha dogrusu çatistirilmasi sonucu ortaya çikan, can ve mal güvensizligini, yönetim boslugunu ortadan kaldirmak için, Erzurum Kongresi'nde basina Atatürk’ün geçtigi Heyeti Temsiliye adi altinda fiilen bir Hükümet kurulmustur. Hem de o kongrede, Heyetî-Temsiliye'nin bütün yetkileri Mustafa Kemal’e verilmistir. Oysa siz, Erzurum Kongresi'ni, civar sehirlerle birlikte yörenin din adamlari ve esrafinin Istanbul Hükümeti adina bir araya gelip, manevi bir güç birligi ve destegi sagladiklari Salon Toplantisi saniyor ya da öyle inaniyorsunuz! Gözlemlerimi somutlastirmak için cocuklugumun hala en canli anisi olan bir önemli olayi anlatmamin yeri geldigine inaniyorum: Dedem Osman Çevikçe 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya geldiginde Atatürk’ü karsilayan ve “Pasam Amasyalilar padisaha karsi sizinle beraberdir” diyen Müftü Abdurrahman Kamil Efendi'nin yaninda Ittihat Terakki Temsilcisi olarak yer alan bir Hocadir. Ülke ve insan sevgisi ile dolu mükemmel bir zatti. Cumhuriyet kurulmus, Laik bir devlet olarak çagdas uygarlik yolunda büyük yol alinmis. Ben artik ilkokula gitmekteyim. Çok istedigim zamanlarda Osman dedemin izniyle imami oldugu Sofular Camii'nde çikip minarede ezan okuyorum. Ancak o kadar mutsuzum ki, o güzel insan Dedemin, varligimi ve gelecegimi kurtaran Mustafa Kemal’e duydugu kin dolu sevgisizligi her gün elemle izliyorum. Halifenin kimi padisah olmus evlatlarinin sehrinde dogmus, Çevikçe Medresesi'nde büyümüs bir din adami, hem de eski Ittihatçi Osman Hoca, Etnografya Müzesi'nde geçici kabrinde yatan Atatürk’ü 25 yil sonra bile hala anlayamiyor…1950’lere gelip çocuklugumu astigimda, dedemi de daha iyi anladim… Atatürk’e olan inancim, minnetim ve sükranim bin kat daha artti. 10 Kasim 2003 XXX 14 yil sonra AK Saray'in bu çabasinin, “2019 seçimini kaybetme korkusundan kaynaklanmadigina” inanmiyorum ama ummak istiyorum. Okuyan sizlere soruyorum, “AK Saray ve arkasindakilerde, 14 yil sonra da olsa, ANITKABIR'i dogru anlamaya dönük, içten ve somut bir çaba var mi?" KESKE olsa! |
Tarih: 24.11.2017 18:46:30 |
Okunma : 359 |
Kategori : BiGazete |