Cevikce / Haber ayrıntısı
BATAKLIK! |
Yazima, Hürriyet Gazetesinin 21 Aralik günkü bir haberiyle girmek istiyorum: |
|
“1989 yilindan bu yana Amerika’da yasayan 74 yasindaki bir kadin seyirci, jürinin yerinde bir karar verebilecegine dair inanci olmadigini söyledi. ‘Bu jüri simdi o kadar Türkçe tercüme içinde neler döndügünü anladi mi?’ diye soran ve ismini vermek istemeyen kadin, ‘bizler tapeleri de biliyoruz, bu konusmalari da, islenmis suçlari da, karakterleri de, hepsini seslerinden taniyoruz. Yine de bazi seyleri anlamadik, simdi bu grup bütün bunlari anlayip düzgün bir karar nasil verecek?’ dedi. ‘Rezil oldugumuzla kaldik’ diyerek basini sallayan yasli kadin, ‘Amerikali komsumla geldim geçen gün, utandim. Neden burada yargilaniyorlar? Türkiye’de yargilansaydi ne olurdu? Neden hukuk çalismiyor, buralarda adalet ariyoruz’ seklinde konustu. Sarraf hakkinda, ‘itiraf etmis olsa da cezasini çekmeli’ diyen vatandasimiz Türk, ‘Atilla’nin yerine ayakkabi kutusu adam, adi neydi.. Süleyman Aslan, o oturmaliydi o koltukta’ seklinde isyan etti”. Iste ülkemin gittikçe derine gittigi “bataklik” bu kadar somut tarif edilebilir. Evet, 17-25 Aralik olayi, suçun ve suçlunun eski tabirle “cürmümeshut” oldugu tarihti. Tepedekilerin çukura, “aldanarak ve kandirilarak(!)” ama hep söyledikleri gibi, bu gün kismen ulastiklari “hedeflerine”, yine dillerindeki “demokrasiyi -sandigi¬-amaç degil araç” olarak kullanarak adim attiklarinin belgesel fotografidir. Generallerin elinden kendi ellerine aldiklari “devlet vesayetini”, tek baslarina ve tek elden kullanarak, suçüstü tutanaklarini halk deyisiyle hasiralti ettirdiler. Iste bu nedenle laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinin vatandasi olmaktan gurur duydugu 74 yasindaki yurttasimiz, “rezil olduk” diyecek kadar hüzünlü bir tepki gösteriyor. Ama daha kaygi verici olan, disardan apaçik görülen “gerçek” içerde tam tersine (halkimiz demeye çok karsiyim) seçmenimiz gözünden öyle bir politik ustalikla(!) kaçiriliyor ki, Nazilerden bu yana, yakin geçmiste hiçbir ülkede benzeri görülmedi. Bu hale geliste iktidarda olan partili kadroyla birlikte, 2003’ten beri bu gidisi görüp te, çikar ve kariyer için arka çikan, yandaslik yapan hatta arkasini dönen politika, medya, bilim ve STK Erbabinin suçunu, yarinin kusaklari asla bagislamayacak ve hesabini soracaktir. Sunu da eklemem gerekir; halkin sandiga giderken birincil ve yasamsal gündemini yani As ve Is sorununu, seçmene somut önlemleriyle anlatamayan ve AK Sarayin ustalikla öne çikardigi soyut gündemin arkasindan kosan basta ana muhalefet olmak üzere diger partilerin üst yönetimleri de tarihe karsi sorumludurlar. Yine de, dileriz, “adalet yürüyüsüyle” halkta yeseren heyecan ve umut, seçimde sandiga yansir da, laik demokratik ve sosyal hukuk devleti, dibe oturmadan, bu batakliktan çikar.. |
Tarih: 24.12.2017 07:40:38 |
Okunma : 345 |
Kategori : BiGazete |