Cevikce / Haber ayrıntısı
2018’in bu yili aratmamasi dilegiyle! |
Kimi ülkede, sandigin (demokrasinin), |
|
"amaç degil hedefe giden yolda araç" oldugu anlayis ve inanci içinde olan yöneticiler görüyoruz. Yine kimi ülkede, böylelerinin oylarini artirdikça, devlet vesayetini eline aldigi ve parti ya da kisi diktasina gittikleri ve demokrasinin popülizme dönüstügü bir gerçek. Ancak, yillarca yasayarak, “inanç, düsünce ve ifade özgürlügünü içeren, insan haklarina ve hukukun üstünlügüne ve gizli oy-açik sayima dayali” demokrasiyi özümsemis ve içsellestirmis ülkelerde, bu gerçek, toplumun günlük yasamina asla yansimaz. Yani bu sav ve heves içinde olan yönetim ve yöneticiler, isteseler de hatta zorlasalar da, toplumun ulastigi çagdas uygarlik düzeyini, asla geriye götüremezler. Bizim gibi, son yarim yüz yilinda dogrudan ve dolayli dört darbe yasamis; ekonomik kalkinmayi, sanayilesmeyi ve teknolojik gelismeyi “beton ve asfalt” zan ettiren ülkelerin ise, demokrasiyi gerçek anlaminda içsellestiremedigi ve özümseyemedigi de bir gerçek. Toplumsal açidan somut bir örnek: Gezi olaylarinin ilk aksami, polisin orantisiz güç kullanmasini, “demokrasi sadece sandik degildir” diyerek elestiren bir önceki Cumhurbaskani A. Gül’e, simdiki Partili Cumhurbaskani “evet demokrasi sadece sandiktir” yanitini vermisti. 20. yüz yilin en ünlü yazarlarindan Gabriel García Márquez, “her insanin bir hikâyesi vardir” derken kastettigi ve demokratim diyenlerin, anlamasi ve inanmasi gereken “demokrasi”, sadece “sandik” degil, yurttaslarin irk, din, mezhep, renk, bölge yani alt kimlik ayirimi gözetmeden kederde, tasada ve sevinçte ortak yasam birlikteligidir. Bu inanci topluma yaymak ve geçerli kilmak, demokrasinin güvencesinin partilere, dernekler, vakiflar ve kisiler bagli degil; anayasal ve yasal kurum ve kuruluslarin bagimsiz, tarafsiz, etkin ve güçlü olmasina baglidir. Bunun için de, o ülkede yasama, yürütme ve yargi erkelerinin; karsilikli adil, dengeli ve uyumlu bir iliski içinde olmasi gerekir. Amerika Birlesik Devletleri Baskani Donald Trump’in seçildiginden beri aldigi kararlarin çogu, ya yargi, ya yasama organlarinca engellendi, ya da yasalara bagli kamu kuruluslarinca uygulanmadi. Gözden kaçmamali, Beyaz Saray, o BM’de reddedilen “Kudüs’e Büyükelçiligini tasima kararini”, simdiye kadar hiçbir Baskanin uygulamaya koymadigi, çok önceden alinmis bir senato (yasama) kararina dayanarak aldi. Yine bilinmeli ki, Beyaz Saray'in aldigi, halkinin günlük yerlesik ve geleneksel (laik demokratik) kendi iç yasamina ait hak ve hukukunu dogrudan ilgilendiren olumsuz hiçbir karar ya da uygulama yoktur. Yani Baskan Trump’in oy hesabi ya da kendine göre aldigi kararlar dolaysiyla, o ülke halki içerideki günlük yasaminda, önceki Baskan döneminden daha çok haksizlik, hukuksuzluk ya da güvensizlik kaygisi ve tartismasi içine girmemistir. Ülkemizde ise?.. Londra’da, Berlin’de, Paris’te ve hatta Atina ve Moskova’da, politik deneyimi benzerim bir kisinin, (ülkesindeki lider ya da parti hakkinda itirazi ve elestirisi olsa da), hak, hukuk ve güven açisindan, ülkemin gelecegi ile ilgili benim karamsarligimin zerresini bile aklindan geçirmedigini, sagduyulu herkes görebilir. Ve reklam panolarindaki, AKP Genel Baskani R.T. Erdogan’in ABD Baskani'na karsi ettigi su yürekli sözü, biz de ülkemiz için söylemeliyiz; “Güçlü olanin hakli oldugu degil, hakli olanin güçlü oldugu bir Türkiye”. |
Tarih: 31.12.2017 09:12:09 |
Okunma : 348 |
Kategori : BiGazete |