Cevikce / Haber ayrıntısı

HIRANT DINK, 11 yil dün gibi!

Yurttas Hrant Dink 19 Ocak 2007’de arkasindan vurularak öldürüldü
 


. Ancak, derin devletin bir komplosu oldugu belgeleriyle ortaya çiktigi halde, yillar önce bir ölüm yilinda suikasti kinayan iletisindeki “devlet” kelimesini bahane ederek, yeni seçilen CHP Il Baskani hakkinda sorusturma açan “devletin savcilari” 11 yildir davayi sonuçlandiramadilar.

Üç yildan beri, müze kentim Amasya’da yasiyorum. Kapi bir komsumuz Yaglioglu ailesiyle bitisik dogdugum evde ölecegim için kusagimin sanslilarindanim. Saldiriyi duydugum gün, sahibi degistiginde çikarildigim Vatan’daki yazimla bu gün ayni olan duygularimi ve tepkimi bir kez daha sizinle paylasmak istedim:
xxx
Hrant Dink'i duyar duymaz hemen aklima Nisan geldi. Olayi benden duydu. Sanki suçlu bendim. O, her zamanki agirbasliligi ile "Agos'u sabah aldim, çantamda, Hrant'in son yazisini henüz okumadim" derken, benden daha sogukkanli ve yürekli idi. Gazeteci dostum Irfan Aydin, uzun zamandir siyasal yasamimla ilgili bir kitap çalismasi yapiyor. Ondan, Ermeni arkadaslarimla ilgili bir bölümü istedim. Yeniden ve üst üste okudukça gözlerimde elem ve beynimde aci bir utanç duyar oldum. Oysa yillar önce bunlari anlatirken gururlu bir övünç içinde idim:

"Çevikçe 1937 Amasya dogumludur. Müze kent Amasya, yirmi milyondan az nüfuslu ülkemizin, on bin dolayinda nüfuslu bir sirin ilidir. Çevikçe Medresesinden gelen, dedesi din adami, babasi ögretmen bir ailenin çocugudur. Amasya, 12 Haziran Tamimi ile Mustafa Kemal'in önderliginde halkin, egemenligini dünyaya ilan ettigi, Cumhuriyete sahip çikan bir aydin Anadolu kentidir. 1950'lerin basinda kentin nüfusunun görünür bir orani Ermeni asilli yurttaslarimizdan olusmaktadir. Amasya'nin ve o bölgenin un fabrikalari basta olmak üzere, meyvecilik, sarapçilik, tüm zanaatkârlik isleri ve ticaret, Ermenilerce yürütülmektedir. Çevikçe'nin, soyadinin geldigi Çevikçe Medresesinin bulundugu mahalle komsulari da, dost Ermenilerdir. Ermeniler arasinda önderligi olan ve kentin zenginlerinden sayilan kapi bir komsulari ailenin babasi Ohannes Yaglioglu, Çevikçe'nin üniversite yillarinda, bir hapishane kaçkini tarafindan vurulur. Olayi izleyen aylarda, kalan Ermenilerin hemen tamami Amasya'dan göçer. Çevikçeler, o önder aile ile sanki akraba gibidirler. ODTÜ mezunu, makine mühendisi ogullari Nisan Yaglioglu, Çevikçe'nin hâlâ hayattaki yakin arkadaslarinin en basinda gelir.

Öngörüsü daha ileri olan Yaglioglu ailesi ogullari Nisan'i Kayseri'deki Talas Amerikan Koleji'ne göndermislerdir. Ortaokulu birincilikle bitiren Erol'un da Istanbul'da iyi bir lisede okumasini isterler. Onlarin israri ve destegi ile Çevikçe, ilerideki basarilarina temel olacak Kabatas Erkek Lisesi'nde yatili ögrenci olma olanagini elde etmis olur.

1973'te, CHP'den Adana milletvekili olmakla baslayan politika, Çevikçe'yi 1999'da yine Istanbul'da önemli bir seçimle karsi karsiya getirecektir. Istanbul 3. Bölgeden CHP adayidir. Bu bölgenin Zeytinburnu semtinde, eski CHP'liler vardir. Ama bes bin dolayinda oy potansiyeli olan o eski Ermeni dostlar, belediye baskanindan sikâyetle, artik CHP'ye çok uzaktir. Verilen bilgi, oylarin tamaminin ANAP'a gidecegi yolundadir. Hemen dost Nisan Yaglioglu ile bulusurlar. Nisan, Ermeni cemaati önderleri ile Çevikçe'yi bir araya getirir. Birlikte yogun bir çalisma yaparlar. Sandiklar açildiginda, o bölgeden sifir oy alacagi varsayilan CHP, Ermeni yurttaslarimizdan üç binin üzerinde oy alir."

Telefonda sevgili kardesim Nisan'a, ‘suçlu benim, biziz’ derken aklima bunlar geldigi için degil, ölene kadar üyesi olmayi sürdürecegim partimin de, bu ve benzer olaylara gelisimizdeki sorumlulugunun ezikligini duymus olmaliyim. 19 Ocak 2007
xxx


Tarih: 19.01.2018 10:48:04

Okunma : 317

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır