Cevikce / Haber ayrıntısı
Hakli olmak için dogruyu yazmak gerekir |
Ümit Sezginin “Haber - Degerlendirmesini” gerçekçi, önemli ve cesaretli buldum. Atasözleri çok eskilere ait ögretici sözlerdir. Ancak çogu, günümüzde geçerli söz olmaktan çikti.
Akilda kalanlar da, tasi gedigine koymak meraki olan sakacilarin agizlarinda dolasiyor. Oysa Atatürk’ün öngörülerinin çogu ise, artik yurtdisinda bile ilgi çekmeye basladi. Adinin basinda Ata olmasi, Mustafa Kemal’in sözlerinin güncelliginde hiçbir sey eskitmiyor. Örnegin; yurtdisina her gidisimde Atatürk’ün “Istikbal göklerdedir” sözünü gururla bir kaç kez okurdum. Son yillarda sanki özlensin(!) diye, uçaklarimizda bu engin görüs yok, ya da ben göremedim. |
|
Bütün bu bilgiçligi neden yaptim derseniz, iki gün önce bu sütunlarda sevgili Ümit Sezgin’in bir “haber-degerlendirmesini” okudum. Çok cesur ve önemli saptamalarini, anlamli bir deyisle bitirmis “Yüz verince astar isteyeni, vur deyince öldürmemek gerekiyor”. Yazisina baslarken Sezgin, “Biz birbirimizi Kürtçülükle, vatan hainligiyle suçlamadan tartismayi basarabilirsek…” diyor. Günlerdir, büyük gazetelerin yazarlari arasinda süren ve çagdas aydinlar arasi olmamasi gereken suçlamalar, özellikle Irak Savasi ve Kibris sorunu konusunda ülkemizin en dogru politikayi izlemesine isik tutmaktan daha çok, ilkel sövenist duygusal ayriliklari ve suçlamalari yaratiyor. Yurtsever aydinlarimizin kisisel hirslarini yenip, dagarciklarindaki evrensel ve toplumsal gerçekleri ortaya koymalari gerekir. Uzun dönemli ulusal yararlar ve toplumsal çikarlar söz konusu ise, kimsenin kendisini digerinden daha önde, daha yürekli ve daha hakli oldugunu söyleme hakki olmamalidir. Bazi konularda tarafli olanlarin, ulusal ilkenin veya çikarin özünü çarpitip “sloganlari” karsisindakilerin basinda “Demoklesin Kilici” gibi kullanmalari, bilinçli degilse çocukluk ya da sorumsuzluktur. Ümit Sezgin’in yazisinin asil içerigi çok daha önemli. Irakli Kürtlerin kazanimlarinin Türkiye, Iran ve Suriye’deki Kürtleri özendirecegi ve kimilerine göre etnik ayaklanmaya bile yol açabilecegi korkusu yaygin. Ancak, Türkiye için bu endise artik çok gerilerde kaldi. Kürt kökenli Türk yurttaslari, kazandiklari hak ve özgürlükleri en son “Batman Kürtçe Kursunun” açilisi ile görüldügü gibi, rahatça kullanma dönemine girdiler. ABD’nin Büyük Ortadogu projesinde Kürtlere verdikleri destegin Iran ve Suriye’deki rejimleri degistirme plani ile uyustugu dogrudur. Unutulmamalidir ki, Irak, Iran ve Suriye halklarinin demokrasi talebi (o ülkelerdeki rejim degisikligi) artik Türkiye’de yoktur ve olamaz. Çünkü Türkiye 1923’den bu yana demokratik bir yapi içinde (geride kalan darbe dönemleri hariç) insan haklarini ve özgürlükleri bütün yurttaslarina adalet içinde saglama düzeyine gelmistir. Türkiye’nin önünde Kürt yurttaslarinin her gün artan istekleri olabilir. Tüm yurttaslarin demokratik haklarini asarak, “etkin ayrimciligi” içeren istemlere Türkiye’nin hayir demesi çok olagan ve kolaydir. Yeter ki, yazimin basinda çok önemsedigim Ümit Sezgin’in bitis sözcükleri bu açidan çok cesur ve dogru bir yaklasim olarak kabul ve destek bulsun. “Yüz verince astar isteyeni, vur deyince öldürmemek gerekiyor.” |
Tarih: 1.04.2004 |
Okunma : 978 |
Kategori : NTVMSNBC |