Cevikce / Haber ayrıntısı

`Iftar Topunun` yankisi

Okumak, çalismak, siyaset derken, yasamimin 63 yili memleketim Müze Kent Amasya’nin disinda geçti.
 

2015’te döndügümden beri Çevikçe Medresesi'nin anisina yaptirdigim evimizde son iki aydir artan bir iyimserlik içindeyim. Bu halimin nedeni, Muharrem Ince ile halkimin yükselen umudunun gerçeklesecegi, olsa gerek. Amasyali deyisle “oruç agizla” yazima baslarken, dün aksam kulagimda kalan, Yesilirmagin dibinden yükselen Harsena Kalesi'nden atilan iftar topunun yankisi, beni aldi yillar öncesine götürdü: "Bunda yoksul isen, anda yücesin"; Bu deyis bir ilahi misraidir. Anlami açildiginda, "Bu dünyada yoksul isen, öbür dünyada her varligin olacak" demektir. Ramazan, Müslümanlarin oruç tuttugu ve ibadetin en yogun yapildigi bir mübarek aydir. Islam'in diger dört sartina oranla, 7 yasinda baslanan orucun, çocukluk ve gençlik çaginda çok daha yaygin ve inançla uygulandigi bir gerçektir. Bir anlamda digerlerinin bireyselligine karsin ramazan ve oruç, toplumsal denebilecek bir ibadet kosuludur. Bir anlamda dinî oldugu kadar da kültüreldir. Eskilerde, Ramazan gecelerini hiç uyumaksizin sabaha kadar ibadetle geçirenler çogunlukta idi. Elbette ertesi gün is-güç yoktu. Hatta daha eskilerde, Amasya’da çoklukla ve hatta Istanbul'da esnafin bir kismi dükkânini hiç açmaz ya da birkaç saat açarmis. Hâlâ Anadolu kentlerinde is saatlerini oruç düzenine göre ayarlama gelenegi yaygindir. Son yillarda ise, AKP iktidari ile birlikte her yil, Arap ülkelerini andiran baskilarin yayginlastigi açikça görülüyor. Oruç tutsun tutmasin, Ramazanda Islâmî kurallara aykiri davranmak, çogu yerde cesaret ister hale geldi. Benim çocuklugumda, Ramazanda iftardan sonra her aksam ayri bir camide teravih namazi kilmak çok baska bir heyecandi. Amasya, Istanbul'dan sonra Bursa ile birlikte Osmanli'nin din, kültür ve egitim merkezlerinden biridir. O kadar çok ibadet yeri vardir ki, istenirse 30 gün Ramazan baska bir camide namaz kilinabilir. Eskilerde ünlü mevlithanlar, her aksam degisik bir camide okurlardi. Ben de, arkadaslarimla gittikleri camileri izler, teravih namazini orada kilardik. Çakirin Abdullah ve arkadaslari, degisik makamlarda okuduklari ilahilerle bizi bu dünyadan sanki alip götürürlerdi. Kisik sesle de olsa temposuna uygun vücut hareketleri ile onlara eslik etmek en büyük coskumuzdu: "Teravi kilanin Köskü yücedir Mevlam", "Bunda yoksul isen, Anda yücesin”; Bu küçük deyis, inançli ruhlara "dünyada katlanacagi ezikligin ve yoksullugun karsiligi olarak, cennette mutlaka zenginlige kavusacagi umudunu" vaat ediyordu! Bunlari yazmamin nedeni, Partili Cumhurbaskanin (Tek Adamin) bir tiran, bir tarikat reisi, bir hak yiyen, gibi “81 Milyonun Cumhurbaskani olacagim” diyen Muharrem Ince’nin Cuma Namazi kilmasini bile “sahte bir dindarlik gösterisi” diyerek, adeta inançsizlikla suçlamasina karsi tepki degil. Iktidari yitirme korkusuna kapilmis olsa da, Müslüman dünyanin tek laik demokrat cumhuriyetine ve o cumhuriyet sayesinde “Baskan” olmus bir halk çocugunun, kendisi gibi bir köy çocuguna, hem de gerçek olmadigini bile-bile, nasil bu denli kin ve nefret duyabildigini, anlayamamaktir! Egitildikleri çocukluk ve gençlik ortamini onlar gibi yasayan biri olarak, içtenlikle aktardigim o gerçekleri, O ve onun gibiler, “kizginlik” duyarak ya da "hikâye" sayarak da olsa, keske okusalar; Hiç yoksa, bir daha düsünürlerdi belki? Gelecek kusaklara karsi sorumlulugu olanlarin, ilkel hesaplarini asip, çok daha yürekli ve dürüst olmalari ve politik hirslarini yenebilmeleri gerekir. Yoksuldan aldiginiz oylarin hesabini "Anda" degil "Bunda", kendi ülkenizde ve o yoksul ölmeden vermek zorundasiniz. Hem de, iftar masalarinda, çadirlarinda sadaka diye degil, alin terinin karsiligi hak ettigini vererek.

Tarih: 18.06.2018 09:06:30

Okunma : 322

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır