Cevikce / Haber ayrıntısı

Erisilmez Gücün” Sonu mu-Basi mi!

TÜIK’in son verilerine göre nüfusumuzun orta gelir gurubu toplam milli gelirimizin ancak yüzde 20’sini alabiliyor.
 

Yani toplam gelirimizin yüzde 80’ni, nüfusumuzun orta üstü gelir diliminin elinde. Yine TÜIK’in seçimden 10 gün sonra açikladigi rakamlara göre enflasyon artisi son 15 yilin en üst düzeyine çikmis (%16). Ayni günlerde, 24 Haziran seçiminin sonuçlariyla ilgili yapilan bir ankette ise, toplam gelirin ancak yüzde 20’sini alan seçmenin yüzde 80’ni oyunu, anayasal olarak da yasama, yürütme ve yargi gücünü tek-elinde toplayan AK Partili Cumhurbaskani R. T. Erdogan’a verdigi görülüyor. Siz, “ne ilgisi var?” diyebilirsiniz ama bu bilgilerden aklima, birkaç kez yineledigim Kolombiyali Gabriel Markez’in bütün dillerde basilan ve onu dünya yazari yapan kitabi “Yüzyillik Yalnizlik”tan bir bölüm geldi. Bilirsiniz, Pablo Picasso'nun en ünlü "soyutlari" karsisinda, herkes ayri ve kendine göre yorum yapar. Iste bu satirlari okuyanlar da, dilediklerince yorumlayabilirler; *** "Albay Aureliano Buendia, öfkelendigini hiç belli etmedi ama öfkesi ancak muhafizlari evi yagmalayip bir kül yigini haline getirdikten sonra yatisti. Albay Marquez 'yüregini kolla, Aureliano,' dedi, 'ölmeden çürüyorsun'. Albay Aureliano Buendia, o günlerde, ileri gelen asi komutanlari ikinci kez toplantiya çagirdi. Bu toplantida her çesit insan vardi; ülkücüler, gözünü hirs bürüyenler, serüven arayanlar, toplumla bagdasamayanlar, adi suçlular bile geldi. Diger yargilarindaki ayrimlar yüzünden bir iç patlamanin esigine sürüklenen bu her boyadan boyali toplulukta, bir tek otorite sivriliyordu; General Teofilo Vargas. General Tanri'nin kendisine ödevler verdigini çevresindekilere yutturan, düzenbaz, saf kan bir Kizilderili idi. Albay Aureliano Buendia, subaylarina 'Gözümüzü üzerinden eksik etmememiz gereken vahsi bir hayvan bu,' dedi. Bunun üzerine her zaman çekingenligi ile taninan genç bir yüzbasi ürke ürke parmagini kaldirdi. 'Kolayi var, albayim,' dedi. 'Bu adami öldürelim. Albay Aureliano Buendia, önerinin sogukluguna sasirmadi da, bir saniye farkla kendisinden önce davranmis olmasina içerledi. 'Böyle bir emir vermemi beklemeyin,' dedi. Dogrusu istenirse, böyle bir emir de vermedi. Ne var ki, iki hafta sonra pusuya düsen General Teofilo Vargas kamis baltalariyla paramparça edildi ve Albay Aureliano Bendia baskomutanligi üstlendi. Bütün asi komutanlarin kendisini baskomutan olarak tanidigi gece, Albay Aureliano Buendia uykusundan korkuyla firladi, bir battaniye istedi. Bu üsüme yüzünden birkaç ay uyuyamadi; sonra üsüme aliskanlik haline geldi. Iktidar sarhoslugu, tedirginlik dalgalariyla dagilmaya basladi. Aureliano, belki üsümesine iyi gelir diye, General Teofilo Vargas'in öldürülmesini öneren genç subayi kursuna dizdirtti. Aureliano'nun emirleri, daha agzindan çikmadan, kendisinin göze alamayacagi asiriliklara vardiriliyordu. Albay Aureliano Buendia, erisilmez gücün yalnizligina batti..." Benim yorumum: Batti mi, çikti mi, sonunda batacak mi? Yaniti yine halkimiz verecek. Ne zaman? Biçak, kemige dayandiginda! -

Tarih: 13.07.2018 20:46:08

Okunma : 320

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır