 |
Kadim Genel Baskanim Deniz Baykal'in, 2004 kurultayi öncesi, |
|
basini Mustafa Sarigül’ün çektigi muhalefetin tirmandirdigi parti içi tartismaya karsilik su saptamasini hiç unutmam: “içinde kavga olan eve kiz vermezler”. Ima ettigi “Parti içi kavga dinmeden seçmen CHP’ye oy vermez” idi. 81 Milyonun adayiyim diyen Muharrem Ince’yi, göreceli de olsa basarisini kutlamak için aradigimda, sunlari söylemistim: “Genel Baskan gel dese de, hemen partinin basina geçmeyin. Ilke ve hedeflerinden saptigi tartisilan ve oyu düsmüs CHP’de, yakin bir yerel seçim öncesi yapisal bir degisim saglayamazsiniz. Üstelik milletvekili degilken (mecliste yokken) var olan Genel Baskanin belirledigi ve çogunlugu size karsi 146 milletvekiliyle, çelismeden ve hatta çatismadan degisimin yolunu açamazsiniz. Lütfen sabirli olan ve Anadolu’ya çikin”. Ayni günkü yazimda ise, “CHP’de, yapisal bir degisim artik kaçinilmazdir. Genel Baskan Kiliçdaroglu’nun, yakin çevresi ne derse desin, üzerindeki sorumlulugun altinda daha uzun süre kalmayi sindiremeyecegini seziyorum. Ancak, yine de sogukkanli bir degerlendirme yapmali ve telasli bu ortamin yükünü hemen Muharrem Ince’nin üstüne yikmamalidir. Bu sonuçlari her açidan ve ayrintili biçimde irdelemeden, yakin çevresinin de Muharrem Ince’yi sikistirmamasini, deneyimli bir dostlari olarak uyarmak isterim”. San ki, su olanlari ve daha da olacaklari ben gördüm de, Genel Baskan K. Kiliçdaroglu ve “Genel Baskan olacagim(!)” diyen M. Ince görmedi mi saniyorsunuz. Hepimizden önce gördüklerini adim gibi biliyorum. O nedenle, özellikle Sayin Ince’nin, “sogukkanli degerlendirmesini ve yakin çevresinin kurultay heyecanina kapilmamasini” önermistim. Bunlari söylerken geçmiste benzer çok olay yasayan bir partili olarak aklimda, yukaridaki hiç unutmadigim uyarisina, o tarihlerde ve ondan sonraki her olagan ve olaganüstü kurultaylarda, ne Genel Baskan Baykal’in ne de muhaliflerinin geregini yaptiklarini gördüm. Evde kavga hala bitmedi ve görülen bitmeyecek te. Ne yazik ki olan, Muharrem Ince’nin kampanyada yeserttigi “genç kusaklarin solan umudu” oldu. Görülen o ki, basta Istanbul, Ankara olmak üzere yerel seçimlere kadar CHP'deki firtina dimneyecek. Yine de, "toplumsal olaylarin gidisatini, kendi diyalektigi belirler" inancimizi yitirmeyelim. Umariz , laik demokratik yasami tasfiye etme inadindaki AK Saray'in, akil ve gerçek disi politikalarinin kendisine de dokundugunu gören seçmenin tepkisi çok gecikmez. Ve, Çetin Altan’in bilgelik döneminde hep yineledigi gibi, ne olursa olsun hiç bir zaman “enseyi karartmayalim”. - |
|