Cevikce / Haber ayrıntısı

IIII- SON FIRSAT DA KAÇIRILDI

Geçen haftadan devam edelim;
 

O ortamda yapilan 2015 seçiminde AKP ilk kez tek basina iktidar olamadi. Muhalefet, özellikle CHP (Genel Baskan Kiliçdaroglu.), sonucu gerçekçi bir sekilde degerlendiremeyince, AK Saray, istedigi sonucu, 1 Kasim 2015 seçiminde yeniden ele geçirmis oldu. Ondan sonra, basta TBMM olmak üzere, demokrasi yanlisi bütün kurumlar ve kuruluslar halkin indinde, etkisiz hatta islevsiz bir duruma düstü. Ülke, hizla tek basina ve tek elden ülkeyi yönetme yani “Baskanlik” sevdasindaki AK Saray’in gündemini yasamaya basladi.

AK Saray’in devlet yönetimi anlayisi artik, bir “Tek Adam” mühürlü belge haline dönüsmüstü: 1950 öncesinin toplumsal ve ekonomik yapisi yalniz Türkiye'de degil dünyada da çok ayriydi. Yönetim kadrolari da, her ülkenin kendi kosullarina göre olusmaktaydi. Dolayisiyla, bizim de, Atatürk ile baslayan, Inönü ile süren cumhuriyet kusaginin kadrolarini, o tarihlerdeki iç ve dis etmenlere göre degerlendirmemiz gerekir. Cumhuriyetin kurucu kusaginin önde gelen ilk dört politikacisini, Mustafa Kemal Atatürk, Ismet Inönü, Celal Bayar ile Adnan Menderes'i bir yana birakirsak, son 60 yilin kalkinma ve demokratiklesme sürecinde en çok emegi olan, Süleyman Demirel'dir. Gerçekte, Turgut Özal da Demirel'in kadrosundandir ve onun uzantisidir. Az gelismis ve gelismekte olan ülkelerin zorunlu olarak uyguladigi, ekonomilerini gümrük duvarlariyla koruma politikasi, Demirel'in Basbakanliginda ve Özal'in DPT Müstesari oldugu tarihte degistirildi. Yarim yüzyildir kullanilan ve yeniden tartisilmaya baslayan korumaci politika ( bu gün ABD, ingiltere ve Çin basta olmak üzere, ugulanan 17 sayili Türk Parasini Koruma gibi Kararlari) 24 Ocak 1979'da yürürlükten kaldirildi. O tarihten bugüne degin basta Erdogan, gelen basbakanlarin hepsi de, IMF'nin güdümündeki serbest pazar ekonomisini sürdüre geldi. Aslinda, Sovyetler Birligi'nin dagilmasiyla, Çin basta, merkezi planlamaya dayali sosyalist ekonomiler bile agir aksak da olsa, rekabetçi küresel ekonominin gerektirdigi açilimlara ayak uydurmak zorunda kaldi. Çünkü bilgisayar teknolojisindeki hizli gelisme, ulus devletin ulusalci koruma politikalarini bir anlamda deldi geçti. Basta sermaye, üretimde ve pazarlamadaki buluslar ve is gücü sinir tanimaz oldu.

Bu süreçte Türkiye'de seçilmis dokuz lider görev yapti. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Yildirim Akbulut, Mesut Yilmaz, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdogan. Parti üst yönetiminde ve Meclis’te, politikaci olarak bu sürecin hep içinde oldum. Bu dokuz lideri kiyasladigimda ilk saptadigim, diger sekiz liderin birbirleriyle birçok bakimdan benzesmelerine karsin, Erdogan'in çok farkli oldugudur.
Özellikle dis iliskilerde ilk sekizin hemen hepsi, söylem ve eylemlerinde birkaç özel durum disinda son derece titiz, dikkatli ve tutarli olmus. Ulusal yarar ve çikarlar söz konusu oldugunda, hiçbir zaman ilkel oy hesapçisi degildiler. Yeri geldiginde çok cesur, gerektiginde yumusak olabilmisler. Iktidardayken, her zaman sogukkanli, muhaliflerine karsi saygili, halka hosgörülü olmaya çalismislar. Tartisma ortaminda hazirlikli, bilinçli ve donanimli olmaya özen göstermisler. Özellikle sorunlu konularda uzun erimli ve sabirli bir özgüven içinde bulunabilmisler.

Ne denli tarafgir olsa da hiç kimse yadsiyamaz ki, Partili Cumhurbaskani Erdogan'da, bu niteliklere, sifatlara ve yaklasimlara benzer bir söylem ve eylem bulunamaz. 2007 öcesi arada görülen olumlu kararlari ise, AKP'nin kurucu dar kadrosunun etkinliginden kaynaklanmisti. Zaten, kisa süre sonra da, gerçek düsünce ve hesaplarini açiga vuran ve bunu cesaret gösterisi sanan karakteri ortaya çikiverdi. Üstelik hem yanlislarindan ders almadi, hem de çatismayi tirmandirarak, tehdide ve saptirmaya basvurarak, inatla hakliligini kabul ettirmeye çalisan bir politikacilik olagan duruma geldi. Bu günlerde açikça gözüküyor ki, Devlet Bahçeli’ye muhtaciyetinin ve basta Istanbul, büyük sehirlerdeki 31 Mart yerel seçimi telasinin altinda, önceki liderlerin hiçbirisinde olmadigi kadar iktidari yitirme korkusu var.
Gelecek Hafta: “DEVLET YÖNETIMI” Nerden Nereye!

Tarih: 17.12.2018 15:25:51

Okunma : 275

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır