Cevikce / Haber ayrıntısı
Fasist FRANCO’nun 3 F’si |
Yillar önce bir Besiktas maçinda, o zamanki Inönü Stadyumu’nun önünde, |
|
maça gelen seyircilere “top sizce nedir” diye soran gazeteciyi yanitlayan genç kizin alayci yüzü, hala bellegimde; Güzel kiz “Bir yuvarlak nesne, arkasindan 22 enayi kosuyor” deyince, yanindaki genç delikanlilar onu alkislamisti. Oysa milyonlarun, o gün Ankaragücü’ne yenilen Besiktas’in teknik direktörü ünlü Ispanyol Del Bosque’nin kovulup-kovulmayacagini tartistigi gibi bu gün de milyonlar, “Fenerbahçe kümede kalir mi?” süphesini tartisiyor. Üstelik bu gün artik futbol, “22 enayi” ironisinden çikti ve ülkenin gerçek sorunlarinin önüne geçen bir propaganda konusu oldu. Futboldan (spordan) öte kitlesel, parasal ve daha da çok politikacinin sahaya girdigi bir oyun halini aldi. Bu günlerden eskiye dogru gidersek; Geçen hafta parti grup toplantilarinda Genel Baskanlarin ve Meclis Genel Kurulunda milletvekillerin en önemli tartisma konusu, çiftçi borç bataginda bogulurken, kulüplerin milyarlara varan borçlarinin Ziraat Bankasinca uzun vadeye yayilarak yeniden yapilandirilmasiydi. Kisa süre önce yine lig sampiyon adayi bir takimin transferi için kamu kaynaklarindan partizanca destek aldigi, medya mansetlerinden düsmedi. Futbol Federasyon Baskanliginin, en tepeden politikanin istem ve destegine göre kararlar aldigi dedikodusu agizlarda pelesenk durumunda. Fenerbahçe ile baglantili birçok yöneticinin ve topçunun sike yüzünden suçlanmalarinin arkasinda, politik nedenlerin oldugu uzun süre tartisildi. Bes-alti yil önce yine -olumlu gerekçeyle de olsa- Diyarbakirspor’un süper ligden düsmemesi için politikacilarin, federasyona ricaci oldugu söylentisi, animsanir. Bir büyük kulübümüzün en ünlü topçusunun, malum Hizmet Hareketinin oy destegi için milletvekili yapilmasi ve yasadisi politik örgüt üyesi suçlamasi nedeniyle de ülkeden kaçmasi, herhalde ilk kez ülkemizde görüldü. 100.yilindan ötürü üç büyüklerden birinin oldugu gibi, bir baska sezon da ötekinin sampiyon olmasi için etkili ve yetkili politik odaklarin devreye girdigi de çok yazilmisti. “Milli ve yerli siyaset(!)” yaptiklarini ileri süren partilerin, sirf propaganda amaciyla, futbolcu bazi ünlü çocuklari(!) milletvekili yapmayi adet edindikleri bir gerçek. Neden bu bilinenleri yineliyorum diye, merak edilebilir? Geçen hafta, Partili Cumhurbaskani meclis gurubunda konusurken sunlari söyledi: “bu ülkenin mesrebi ve durusu belli olan Cumhurbaskani’ni Mozart dinlemeye, bira içmeye zorlamak fasistligin dik alasidir”. Ak Saray 31 Mart seçimine giderken, halkin gerçek gündemi “as-is” derdini gündemden düsürmek için her gün yeni bir sablon* deniyor. Iste bunlari yinelememe, 12 Eylül sonrasi kusagindan çizgisi ve omurgasi saglam biri demokrat olan arkadasim Hasan Bozkurter’in bir sözünü animsamam neden oldu: “Ispanya'daki direnis hareketlerini bir türlü engelleyemeyen diktatör fasist Francisco Franco, çareyi gündemi degistirmek için formül gelistirmekte bulmustu. Ispanyolca 3 kelimeden olusuyordu bu formül: (Futbol, Flamenco** ve Fiesta***), Türkçesi: (Futbol, ____ , ve____ )**** (*) Sablon: Basmakalip örnek, TDK (**) Flamenco: Ispanyol halk müzigi (***) Fiesta: Sokak senlikleri (****) ____Siz doldurun lütfen? |
Tarih: 15.01.2019 15:17:58 |
Okunma : 278 |
Kategori : BiGazete |