Cevikce / Haber ayrıntısı

ZIRVENIN HAZIMSIZLIGI

Demokrasiyi “sadece sandik” diye anlayan ve anlatan ilk cumhurbaskani, AKP Genel Baskani Recep Tayyip Erdogan’dir.
 


Ama artik çiplak gerçek o ki, 17 yil sonra hem de sandik sayesinde devletin bütün güçlerini eline alan ve öylece “Tek Adamligiyla” dünyaya meydan okuyan Recep Tayyip Erdogan sonunda “sandiktan korkan” bir politikaci durumuna geldi.

AK Saray gördü ki, 31 Mart’ta seçmen, “bekadan” önce, “asinin-isinin” hesabini sandikta soracak. O nedenle, ne yaparsa yapsin yüzde 50’nin altina düsecegini ve artik içerde-disarda önüne gelene “Osmanli tokadi” atamayacaginin telasi içinde.

Ekonominin gidisatini en somut biçimde açiklayan, güvenilir ve tarafsiz ekonomistlerimizden Mahfi Egilmez söyle diyor: “2018 yilinin son çeyreginde Türkiye ekonomisi, 'küçülen ekonomiyle beraber yükselen enflasyon' seklinde tanimlanan slumpflasyona* girdi”. Yani her partiden seçmenin en büyük derdi, yüzde 20 artan fiyatlar, yüzde 15’e dogru hizla yükselen issizlik**.

Bu duruma karsin, bir yerel seçim öncesi, Cumhur’un yani kökeni, dini, mezhebi, dili, kütügü ve rengi ne olursa olsun tüm halkin vekâletini tasiyan bir politikacinin, her gün yineledigi sözleri(!), 100 yillik acili ve zor bir demokrasi savasimindan gelen Türkiye Cumhuriyeti yurttaslari asla hak etmiyor.

Nasil olur da, ülkesinin en yüksek sorumlulugunda olan bir liderin, hem de kendi döneminde olan bütün yanlislarin, olumsuzluklarin ve sorunlarin hesabini karsitlarinin üstüne yikabilir. Bu düzeyde(!) olunmanin bilimsel bir açiklamasi olmasi gerekir diye arastirdigimda ögrendim ki bu, “benlik” psikolojiden baslayip, siyasete kadar hemen bütün bilim dallarinin ilgi alanina giriyor. Ayrica, ülkesi ve birlikte yasadigi çevresi kisinin karakterini etkiliyor. Ülkesinin ekonomik ve sosyal düzeyi ve kisinin sinifsal yapisi da duygularini kontrolde çok önemli. Elbette alt kimlik, aile ve okul sartlanmasi, ilkellikten kurtulmak için ya destek, ya da köstek olan en agirlikli etmenler. 21. yüzyil dünya haritasinda, liderlerin birbirine karsi “yalanci”, “ikiyüzlü”, “sahtekâr”, “karaktersiz” gibi sifatlari agza almayi aliskanlik haline getirdigi bir baska ülke yoktur. Demokrasiyi yerlestirmeye çalisan yani söz, yazi ve tartisma özgürlügünü amaçlayan bir ülkenin parti baskanlari, bu özgürlügü karsilikli olarak nefret ve kin duygularini tatmin için kullandiklarinda, toplum indinde izleri silinmez yaralar yaratir. Yaratti da…

Öncesini tarihe birakalim, 12 Eylül darbesi sonrasi AKP iktidara gelene kadar seçilmis dört Cumhurbaskani ve alti Basbakan geldi ve gitti. Özellikle birlik ve dirlik ve dis iliskilerde hepsi de, söylemlerinde son derece titiz, dikkatli ve tutarliydilar. Ulusal yarar ve çikar söz konusu oldugunda, hiçbir zaman ilkel oy hesapçisi degildiler. Yeri geldiginde çok yürekli, gerektiginde yumusak olabildiler. Iktidardayken, her zaman sogukkanli, muhaliflerine karsi saygili, halka hosgörülü olmaya çalistilar. Tartisma ortaminda hazirlikli, bilinçli ve donanimli olmaya özen gösterdiler. Sorunlu konularda uzun erimli ve sabirli bir özgüven içinde olabildiler. Özellikle 2007 seçiminden bu yana basbakanken de, cumhurbaskani olduktan sonra da AKP Genel Baskaninda bu niteliklere, sifatlara ve yaklasimlara benzer bir söylem ve eylem bulmak olanaksiz.

Demokrasilerde, sandiktan çikmak elbette zorlu bir emek ister. Hedefe varmak için yeri geldiginde “kizilcik surubu içip, kan kusmaya”*** da katlanmayi da gerektirir. Ne var ki asil büyüklük, yurttas sevgisi ve birlik-dirlik için sandiktan çikmamayi kabullenmek ve içsellestirmek ile olur. Yakin siyasi geçmiste, sandiktan gelip, sandikta kalan birçok saygin ve anilan politikaci var. Her kosulda sandiktan çikma hirsina kapilip gözü baska hiçbir sey görmeyenlerin, çiksa da çikmasa da, saygin ve anilir olduklari görülmemistir.

(*) Enflasyon içinde küçülme

(**) Yilik TÜFE %19,67 Issizlik %13,50 Kay. TÜIK Mart 19

(***) R.T. Erdogan’in sözü

Tarih: 19.03.2019 20:05:12

Okunma : 267

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır