Cevikce / Haber ayrıntısı
HALK ASLA İNANMIYOR |
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sendika toplantısında , |
|
"Seçim tartışmalarını geride bırakarak asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma*, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir" dediğine, artık AKP’li sade seçmen bile inanmıyor, Çünkü aynı gün bir saat sonra hiddet ve şiddetle karşıtlarına, ağzına ne gelirse söylüyor. Gerçek o ki, Partili Cumhurbaşkanı olalı, tarafgirliğini (partizanlığını), resmen ve açıktan kendi hakkı sanıyor. Balkon konuşmasında seçimi yitirdiğini kabullendi gözüktü ama Ak Saraya döner dönmez ayni gece Ekrem İmamoğlu’nun oyunun iptali için YSK’ya itirazın emrini verdi. “Reis istemediği halde damadı ve içişleri bakanı yüzünden oldu” safsatası da göstermelik. Emri, Partili Cumhurbaşkanının verdiği şuradan belli ki, geciken YSK’nın iptal gerekçesini bile son satırına kadar dikte ettirmeye uğraştı. Çünkü başta adaylığa zorladığı TBMM Başkanı Binali Yıldırım, parti üst yönetimi, damadı ve en yakın adamlarına karşın, 31 Mart seçimini yerelden çıkarıp kendi seçimine (halk oylamasına) dönüştüren kendisi idi. Aslında bu durumu, özellikle 7 Haziran 2015 seçiminden beri hızla -Türkiye tipi Başkanlık- saçmalığı altında Tek Adamlığını ilan ettiğinde başladı. Yenildiği o seçimde de sonucu kabullenmedi. İstikşafi** görüşmelerle CHP’yi oyalayarak ülkeyi 3 Kasım 2015 tekrar seçime zorladı. O günlerden sonrasını anımsayalım: Dilde ve tavırda partiler arası gerginlik ülke sathına yayıldı. Seçmenin duyarlı olduğu konuları istismar ederek, kalabalıkları birbirine düşürmek marifet sayıldı. Şu dile bakınız: " CHP bir taraftan Atatürk'ün kurduğu partiyiz diyor diğer taraftan Kandil'in uzantılarıyla seçim ittifakı yapıyor. Hem Cumhuriyetçiyiz diyorlar hem de Cumhuriyete saldıranlara yoldaşlık ediyorlar. İslam dünyasından kaynaklanan terör ifadesiyle Müslümanları töhmet altında bırakıyorlar. Ezanla sorunumuz yok diyorlar, hem de İstiklal Caddesi'nde ezan-ı Muhammedi'yi ıslıklayanlara kol kanat geriyorlar”. Bir başka konuşma: “Bugünkü CHP ise Türkiye'nin ikinci Kurtuluş Savaşı olarak gördüğümüz mücadele sürecine alenen ihanet eden, ülkemizin ve milletimizin düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşıyan bir parti haline dönüşmüştür”. CHP Genel Başkanı için: “Bu zat sadece çukurda değil aynı zamanda kullandığı ifadelerle kanalizasyon çukurunda debeleniyor”. Bu gerginlik ve halkın asıl gündemi “aş-iş” derdini gündemden kaçırma kampanyası, o yıldan beri AK Saray tarafından bilinçli bir şekilde tırmandırıldı. Ancak 2017 anayasa halk oylamasını beklediğinden çok az farkla kazanınca, uyandı ve Devlet Bahçeli ile anlaşmak zorunda kaldı. Seçim yasasını değiştirdiler. Cumhur İttifakını icat ettiler ve Partili Cumhurbaşkanlığı seçimine gittiler. Ülke, 2018 seçiminde politik tarihin en ağır suçlamaların ve karalamaların yaşandığı seçim oldu. Yine de ve o nedenle AKP’nin oyları düştü ve mecliste MHP’ye bağımlı hale geldi. 31 Mart yerel seçimine giderken artık R.T. Erdoğan, cumhur ittifakının asıl sahibi geçinen Devlet Bahçeli’nin birlik ve dirlik karşıtı, olumsuz ve sorumsuz politikasının birinci ortağı idi. Bu sorumsuz ve seçmeni ayrıştırıcı kampanya, bu günde devam ediyor. Ekrem İmamoğlu için ağıza alınanlar ortada. Ancak bu kez Tek Adam’ın karşısında, gördüğü ama bir türlü kabullenemediği bir Genç Adam var. Altı ay öce yalnızca bir kenar ilçede belediye başkanı olarak tanınan ama 31 Mart sonrası değil İstanbul, Hakkâri’nin Şemdinli’sinden Edirne’nin Enez’ine kadar, seçmenin de ötesinde halkın kurumuş umudunu yeşerten bir genç adam. Bilgili, iddialı, yürekli, hem de soğukkanlı. Ola ki, birilerine(!) her türlü hukuksuzluk, haksızlık ve baskı yaptırıldı ve mazbata yine Ekrem İmamoğlu’na verilmedi! Ve garip ve mahzun ve mahcup Binali Yıldırım gölge başkan oldu! Ne demiştiniz efendim? “Kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemi” başlayacak MI? sanıyorsunuz.Siz de inanmıyorsunuz ama asıl gerçek, HALK ASLA İNANMIYOR. (*) Musafahalaşma: TDK’da bu sözcük yok, anlamını bulamadım (Sn. R.T. Erdoğan’ın da bildiği söylenemez. Bu bana İsmet İnönü’nün bir sözünü anımsattı: “Siyasette ve idarede en zararlı şey, milletler ve toplumlar için onarılması en zor felaket yarım bilgili adamların yetki sahibi olmasıdır” (**) İstikşafi: Keşfedici, anlamaya yönelik, tanıma amaçlı Not. Halkın neden inanmadığının fotoğrafı: (Resme bak, Söze bak) |
Tarih: 27.05.2019 17:26:53 |
Okunma : 238 |
Kategori : BiGazete |