Cevikce / Haber ayrıntısı
Irak Vietnam gibi (17/4/2004) |
Temmuz 1964'te Kibris'ta Türklere karsi kiyim basladiginda, Basbakan ismet Inönü adaya müdahale etmek istemisti. ABD Baskani Johnson da ünlü mektubu ile "NATO'nun size verdigi silahlarla, adaya müdahalenize karsiyim, engellerim" demisti, Ismet Pasa bu gözdagina karsilik "Yeni bir dünya kurulur, biz de orada yerimizi aliriz" diye cesur bir yanit vermisti. Bu söz üzerine Beyaz Saray yumusamis ve Baskan, Pasa'yi ABD'ye davet etmisti.
|
|
Lyndon Johnson, ABD tarihinin en aci olayi olan Vietnam savasini tirmandiran ve 20. yüzyilin en kanli savasi olarak ABD'nin utanç belgesi haline gelmesine neden olan baskan olarak tarihe geçmistir. Johnson'in yasaminin son dönemini konu alan bir film çevrilmisti. Baskan'i gerçege uygun anlatiyordu. Ortadogu'daki bu sicak günlerde isterdim ki, liderler dahil savasin sorumlulari bu filmi seyretmis olsunlar. Herkesin çikaracagi önemli dersler olduguna inaniyorum. 1969'da ABD'de Nixon Baskan oldugunda, birinci sorun Vietnam Savasi idi. ABD her gün ciddi sayida yitirdigi genç askerlerinin cenaze törenlerinin basinda içine düstügü çikmazdan nasil kurtulacagini tartisiyordu. Nixon, savasi bitirme vaadi ile geldigi Beyaz Saray'da, giden Baskan'i (Johnson'i) agir sekilde suçlayarak göreve basladi. Yeni Baskan yenilgiyi kabullenerek savasi sona erdirmeye mecbur oldu. Sonuçta, 58.193 ölü ve 153.363 yarali ABD'linin ve yaklasik asker-sivil 1,5 milyon Vietnamli'nin yasamina mal olan savas, ABD tarihinin en kanli sayfalarindan biri oldu. Sözünü ettigim filmde, savasin tirmandirildigi günlerde, Beyaz Saray'da yasananlarla, Baskan Johnson'in iç dünyasi yansitiliyordu: Bugünkü Baskan Bush gibi Johnson da Teksaslidir ve kovboy sapkasi ile özdestir. Ancak petrol zengini Bush'tan sinifsal olarak farklidir. Bir anlamda kasabali Teksaslidir. Fakir ve orta sinif Amerikali'nin sevdigi, halk adami bir politikacidir. Kennedy'nin baskanlik seçimlerinde bu niteligi ve oy gücü dolayisiyla baskan yardimciligini elde etmis bir politikacidir. Ancak, Baskan olduktan sonra, magrur ve güçlü Kennedy'lerin tersine Washington'daki derin ve zinde güçler karsisinda zayif ve cesaretsizdir. Beyaz Saray'in en önemli konusunun Vietnam oldugu o günlerde Johnson, savunmanin basinda olan McNamara gibi üstün zekâli ve hirsli kisilerden kurulu bir kadroyla çalisiyor. Bu kadro, Baskani "daha çok asker, daha çok silah ve daha çok para" diye tam bir baski altina almis. Savas kuzeye dogru hizla tirmandiriliyor. Kitle imha silahlari ve yogun B2 bombardiman uçaklari ile Vietnam yesillikleri, kizila dönüyor. Bugün-yarin kesin sonuç derken, ABD gittikçe bataga saplaniyor. Filmde, o günlerde Baskan Johnson'un iliklerine kadar eriyip, tükendigini görüyoruz. Sevgili esi yalvariyor; "Gel birakip gidelim Teksas'a, ovalarimiza dönelim" diye. Baskanin politikaci hemsehrileri günlerce, "Durdur bu gidisi, bunun sonu yok, hemen çikalim bu batakliktan" diye onu ikna ediyorlar. O da kabul ediyor. Ne var ki, Baskan ertesi sabah savas masasindaki sahinler kadrosu karsisinda tekrar acze düsüyor... Bu böyle haftalarca, aylarca tekrar tekrar yasaniyor. Sonunda Johnson bitiyor. ABD de yiginlarca insan ölüsünü savas alaninda birakip Vietnam'dan kaçiyor. Elbette Vietnam'i, Vietnam yapan tarihin gördügü en büyük Halk Liderlerinden Ho Si Minh ve onun ünlü komutani General Giap, bugün Irak'ta yok. Ne olur, görecegiz Irak'ta? Ancak, Milli Savunma Bakani Rumsfeld "Irak hiçbir zaman Vietnam'a benzemeyecek" dese de, bugün de - yarin da sonuç, kan ve gözyasi gölü degil mi? Vietnam gibi... |
Tarih: 10.05.2004 |
Okunma : 691 |
Kategori : Vatan Gazetesi |