Cevikce / Haber ayrıntısı
100. YILINDA CHP |
(oysa koşullar çok iyi)* |
|
CHP, 1966’da merkez Sağ (liberal kapitalist) Adalet Partisi karşısında 6 Okunun “halkçılık” umdesini yaşama geçirerek, ortanın solunda (merkezi planlamaya dayalı karma ekonomi) parti olduğunu açıkladı. Öylece amacı, program-tüzük ve kadrosuyla, yüzde 90’ı alın teri ile geçinen emekçi sınıflardan oy alabilmeyi hedefleyen bir Sosyal Demokrat (Demokratik sol) parti olmaktı. CHP, o açılımın ilk sonuçlarını 1973 ve 1977 seçimlerinde Genel Başkanı Bülent Ecevit’in seçmene yansıyan inandırıcı emekten yana halkçı, devrimci ve ilerici söylem ve eylemleri ile aldı. 12 Eylül 1980 Darbesi ile partiler kapatıldı. 1983’den başlayarak açılan partilerinin solda en köklüsü olan CHP, 1992’ye dek HALKÇI Parti, SODEP, SHP, DSP adları ile dağıldığı halde, Erdal İnönü’nün başında ve benim de içinde olduğum SHP, 1989 yerel seçiminde yüzde 29 oy alarak birinci parti oldu. Ve İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana dahil 42 ilde Belediye Başkanlıklarını kazandı. (O tarihte Türkiye’de 67 il vardı) 1991 seçim sonrası da kurulan DYP-SHP Koalisyonunun hükümet ortağıydı. 1992’de CHP açıldı ve SHP ile birleşti. 1995 seçiminde de hükümetin ortağı olarak seçim kazandı. Ecevit-Rahşan yaftalı DSP’nin uzlaşmaz yaklaşımı yüzünden CHP ile DSP ayrı girdikleri 1999 seçiminde, ilke ve hedefleri bakımından aslı (kökü) 6 Oklu CHP olan Bülent Ecevit (DSP), 1999 seçimi sonrasındaki hükümetin kurucu Başbakanı oldu. 2001 Ekonomik Krizinin faturasını seçmen 2002’de Mecliste bulunan partilere kesti ve tasfiye oldular. Yeni kurulan AKP’nin, geçerli oyun üçte biri (yüzde 34,28) ile tek başına iktidarı eline aldığı o seçimde CHP, yüzde 19,39 oyla muhalefet olabildi. Yüzde 20 dolayında artan-azalan oylarla 2010 Mayıs kurultayı öncesine gelindi. Genel Başkan açısından ortaya çıkan olumsuz olay sonucu, 2009’da İstanbul Bel. Bşk. adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan oldu. Yıllardır Aş-İş derdi ile arayış içinde olan kitleler için o değişim, 2011 seçimi ile CHP’nin iktidara dönük bir çıkış yapabileceği umudunu yeşertti. O umut ise, 2011, 2015 ve 2018 seçimlerinde değil de, ancak 2019’da İstanbul, Ankara başta, kazanılan yerel seçimlerle doğar gibi oldu. Ne var ki, “gibi” de gerçek olmadı. 2001 ekonomik krizinden çok daha ağır bir süreçte gidilen 2023 Mayıs seçimleri, hem CHP hem de Aş-İş derdinde boğulan halk için tam bir yıkım oldu. Ve parti içinde geçmişte yaşananlardan çok daha şiddetli bir kargaşa yarattı. Ancak Genel Başkan seçim sonuçlarını tümüyle tersten okuyarak, “değişim” çağrılarını geçiştirmeyi yeğledi. Kamuoyundaki tepkileri arkasına alarak genel başkanlık planlarını öne alanların başlattığı medyatik çıkışlar ise, soyut “değişim” lafından öte geçmedi. Bu çıkışlar, artık parti içi politikada uzmanlaşan içi-dışı farklı ve soğukkanlı Genel Başkan K. Kılıçdaroğlu’na kendi hâkimiyetinde olan (genel merkezin kontrolündeki) kurultayın yolunu açtı. Seçmen indinde kısa sürede ün yapan bir Yerel Yönetim Başkanının salt zirve sevdasını somut çözüm planına dönüştürmek konusundaki ayak sürçmesi, genel başkanlık için sıradan bir yarışın meraklılarını yüreklendirdi. İttifaklara güvenerek yitirilen Mayıs seçimlerinden sonra, şimdi de 2019’da adaysız HDP ve ittifakların katkısı ile kazanılan başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bazı büyük illerde bu iki partinin -kendi adaylarını çıkaracakları- açıklamaları CHP’nin içe dönüklükten biran önce kurtulmasını zorunlu kılmaktadır. Yıllardır gerçek o ki, parti içi demokrasi olmadan ülkede demokrasi olmaz. CHP de de demokratik seçimlere dayanmayan bu tüzük yapısıyla yüz kere kurultay yapsanız baştaki hizibin elinden üst yönetim alınamaz. Genel Başkan istemedikçe delegeyle değiştirilemez. CHP ikinci yüz yılına girerken bu özet geçmişi anımsatmadaki amacım, 13 yıldır Mustafa Kemal Atatürk’ün ve İsmet İnönü’nün koltuğunda oturan Genel Başkanın kendi başına kurguladığı “ittifak planlarının” partinin ve ülkenin siyasal gerçeğine ters düştüğünü belgelemektir. Çünkü Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, 2023’ün sorumluluğunu almadığı gibi 2024 Mart yerel seçimlerinde de ayni planda ısrar ve inat edeceği gözleniyor. Oysa halkın gelecek umutlarını kararttığı için o anlayışı ile hesaplaşması ve gereğini yapması gerekir. 9 Eylül 2023 (*) Ülkemin ikinci yüzyıl için bir Dilek, -Bir-kaç yıla kalmaz ABD’nin elinden dünya liderliğini alacak olan bu günkü ÇİN’in kurucu babası Mao Zedong büyük yürüyüş öncesi yola çıkarken şöyle söylemişti: “gök kubbenin altında tam bir kaos var, koşullar çok iyi”- |
Tarih: 10.09.2023 16:13:51 |
Okunma : 121 |
Kategori : BiGazete |