Cevikce / Haber ayrıntısı
Önce kazanalim sonra bölüsürüz diyenlere! (29/05/2004) |
Dünyada yasami tümüyle etkisi altina alan terör ve savaslarin asil sebebi, gelir dagilimindaki adaletsizlik ve dengesizliktir. "Biri yer biri bakar, kiyamet ondan kopar", bütün dillerde var olan en eski atasözüdür. Terör kelimesi ile birlikte ilk akla gelen elbette "Bin Ladin"dir.
Ancak, hemen arkasindan Baskan Bush ve Saron, siddetin sanki adi olarak kulaklarda çinliyor.
|
|
Clinton döneminde dünyada göreceli de olsa, ABD'nin artan sayginligini tüketmesinin altinda, Baskan Bush'un Ortadogu petrolleri ve Asya'daki ekonomik çikarlari üstündeki açgözlülügü yatiyor. Bush'un, eger kasim seçimlerini kazanirsa, gelecek dönem daha çok sömürmek için Afrika'ya da saldirmasindan ve Dünya'nin basina yeni felaketler açmasindan korkuluyor. Sosyalizmin gündemden çikmasi ile Çin disindaki zengin, fakir bütün ülkeler liberal-kapitalizme teslim olmaya zorlandilar. Kapitalizmin küresellesmesi sonucu, devletlerin anayasasinda yazili bile olsa, artik hiçbir ülkede sosyal adaletin yükümlülüklerini ve harcamalarini yerine getirebilen hükümet kalmadi. Benim fakirim, benim köylüm diyenlerin karsisina hemen IMF zaptiye gibi çikiveriyor. Zengin olmayan ülkelerde gelir dagilimi zaten çok dengesiz ve adaletsizdi. Birlesmis Milletler'in yaptigi son bir arastirma "Su anda dünyanin en önemli ve tehlikeli sorununun, gelir dagilimindaki hizla artan adaletsizlik ve dengesizlik" oldugunu belirtiyor. Kisa süre önce, Kofi Annan, Birlesmis Milletler'in Genel Sekreteri olarak yaptigi bu uyariyi, birilerinin ciddiye aldigina kendisi bile inanmiyordu. Üye ülkeler Birlesmis Milletler'de bosa bagirip çagirmayi sürdüredursun, ABD 11 Eylül'den bu yana, kendisini tek basina "Milletler Temsilcisi" ve "Dünya Devriyesi" olarak ilan etti. New York'taki Manhattan adasinin etrafinda 4 saatte bir tur atan turistlerin çok keyif aldigi küçük gemide bilgi veren rehber, mikrofonda; "Simdi tarihi Birlesmis Milletler'in artik müze olarak kullanilan muhtesem binasinin önünden geçiyoruz!" derken, insanligin içi sizliyor olmali. Yazar Yalçin Dogan'in yeni yapilan bir arastirmadan verdigi sonuçlara göre Türkiye'de nüfusun yüzde 20'sinin yani en fakir kesimin, toplam milli gelirden aldigi payin yüzde 4'e düstügü görülmektedir. Ayni arastirmaya göre, en zengin kesim olan nüfusun yüzde 20'si ise milli gelirin yüzde 50'sinden fazlasini almaktadir. Birlesmis Milletler'in yeni bir arastirmasina göre de dünya ülkeleri arasindaki gelir dagilimi 10 yil öncesine göre 4 kat daha kötülesmistir. Ayni arastirma bu sekilde, yani geometrik hizla bozulmaya devam ederse, gelecek 10 yil içinde bu farkin, 8 kat daha bozulacagini göstermektedir. "Amerika gibi zengin ülkeler haklarimizi yiyor, emegimizden çaliyor, bizi sömürüyor" diyen ülke yöneticileri, politikacilar, çuvaldizini onlara batirirken, igneyi de kendilerine batirmayi unutmasinlar. Yüzde 35 oyla, siyasal saplantilar ugruna "ucuz kahramanlik" yapmak yerine AKP Hükümeti, kendi Basbakan Yardimcisi Sener'in bile isaret ettigi, ülkenin en önemli sorunu olan issizlik ve gelir dagilimi adaletsizliginin üzerine gitme cesaretini göstersin. Büyük çogunlugu ile gittikçe fakirlesen halkin, asil bu iki sorun yüzünden geçmis partileri siyaset sahnesinden sildigini herkes bilmeli ve unutmamalidir. |
Tarih: 17.06.2004 |
Okunma : 681 |
Kategori : Vatan Gazetesi |