Cevikce / Haber ayrıntısı
Herkese günaydin |
Belki de zamansiz yapildigi için hiç kimsenin ilgisini çekmeyen Istanbul’daki Sosyalist Enternasyonal Toplantisi’nda Baykal, çok dogru bir yorum yapti.
29 Haziran 2004— Baykal diyor ki, “Hiçbir Müslüman ülkede laiklik saglanmadan demokrasi saglanamaz”. Sonra devam eden Baykal, “Amerikan Hükümeti bu anlayisin yakinindan bile geçmiyor” saptamasini yapiyor. |
|
Hem Türkiye açisindan, hem de ABD’nin “Büyük Ortadogu Projesi” çerçevesinde Türkiye’yi degerlendirmesi bakimindan, bu saptamalarin çok büyük önemi var. Birincisi, 80 yillik Türkiye Cumhuriyeti deneyi ve örnegi çok açik bir gerçegi gösteriyor ki, cumhuriyet, demokrasiye ulasirsa, ancak o zaman o ülke sürekli kalkinmayi ve çagdaslasmayi saglayabilir. Ikincisi, demokrasi ancak laik bir toplumda var olabilir ve yasayabilir. Bilimsel ve uygulamali arastirmalarin, tartismasiz bir sekilde ortaya koydugu “laiklik” tanimi söyledir: “Siyasi kudretin, dini kudretten ayrilmasi.” Henüz Dünyada, Türkiye Cumhuriyeti disinda toplumsal kudretin yani siyasal erkin tümüyle dini etkilerden bagimsiz kullanilabildigi baska bir Müslüman ülke yoktur! Özgür seçimler adi altinda açik oy ve gizli tasnif sonucu da olsa halkin oylari ile iktidara gelen hükümetlerin yönetimde olmasi, o ülkede insan haklarinin ve özgürlüklerin yani, çagdas anlamda gerçek bir demokrasinin varligini göstermez. 1950’den bu yana Türkiye, “hiç tartisilmayan seçim sonuçlari” ile iktidara gelen sayisiz hükümetler gördü. Ama Avrupa Birligi’ne girmek için Kopenhag Kriterleri’ni gerçeklestirmek yolunda nerede ise ayda on yasa çikarilmaya devam ediliyor. Geçekten de alinan çok büyük mesafeye ve saglanan degisime karsin, “Çagdas Demokratik Haklar ve Güvenceler” bakimindan, ülkenin eksikleri oldugu yadsinamaz. Baykal’in kelimeleri seçerek belirttigi ikinci nokta güncel olarak daha önemlidir. Amerikan Hükümeti’nin Islami teröre karsi önerdigi uzun dönemli yapisal degisim için, Türkiye’yi örnek göstermesindeki asil amaci, demokrasiden çok o ülkelerde yönetimlerin seklen “sandiktan seçim yoluyla” çikiyor gözükmesi oldugu biliniyor. O ülkelerin özlü bir degisimi saglamasi yani laik demokratik bir yapi kazanmasi, ABD’nin hiç de umurunda degil! Daha önceleri komünizmin yayilmasini engellemek içinde ABD “Yesil Kusak” projesini uygulamaya çalismisti. Orada da, Sovyetler Birligi’nin ve Çin’in çevresinde Müslüman ülkelerden olusan bir direnme kusagi olusturmayi programlamisti. Afganistan’daki Taliban dâhil, birçok Müslüman ülkede “Radikal Dinci” siyasetlere, örgütlere silah basta, her türlü teknik, mali destegi saglamak o projenin özünü içeriyordu. Bugünlerde basta Suudi Arabistan ve Ürdün dâhil, özellikle Ortadogu’daki Müslüman ülkelerde “reform” adi altinda yapilmaya çalisilan da ABD’nin iste bu “kolay ve ucuz formül”üne, en azindan dünya kamuoyunun ilgisini çekmekten baska bir sey olmadigi görülüyor. Baykal’in belirttigi gerçek bu noktada çok önem tasiyor. Çagdas demokrasiyi amaçlamayan yapay çözümlerle Ortadogu’da yapisal degisim saglanamaz. Çagdas demokrasiyi hedef almanin ilk kosulu ise önce “Laik Toplum” dokusunu yaratmak için çok cesur ve önemli dönüsümleri basarmaktir. Bir Ingiliz yazarin dedigi gibi, “Her Müslüman ülkeye bir Atatürk gerekiyor.” Herkese günaydin. |
Tarih: 12.07.2004 |
Okunma : 956 |
Kategori : NTVMSNBC |