Cevikce / Haber ayrıntısı
11. yilinda Sivas |
2 Temmuz 1993’de 37 insanin yangini Sivas’in degil, ülkenin yanginiydi. Kimileri Sivas Yangini dememek ve Sivaslilari incitmemek için ‘Madimak Yangini’ dediler.” Bu sözler degerli yazar Yasar Seyman’a ait.
7 Temmuz 2004— 1975’de Çorum’da, Tokat’ta, Amasya’da olan benzer olaylari parti görevlisi olarak yerinde bütün sicakligi ile yasamistim. Sonra 1978’de, Maras’ta yüzü askin yurttasimizin yasamini kaybettigi o korkunç vahsetin Hükümette olan partinin milletvekili olarak sorumlulugunu tasiyanlardanim. Bu aci deneylere karsin Sivas’in ciddiyetini ve dehsetini ben bile kavrayamamistim. |
|
Kavrayamamistim, derken bagislanmak için degil, günlük yasamini “is-güç-as-ekmek” sorunlari ile zor geçiren toplumun gündeminden bugün artik, “Madimak Yangini’nin çikmis olmasini anlamak gerektigini vurgulamak amaci ile belirttim. Yazar Seyman yazisinda soruyor, “Iki gazetemiz hariç yüksek tirajli gazetelerimizde bir satir yoktu, o gazetelerimizin yönetmenlerine soruyorum; AB normlarini savundugumuz su günlerde, Avrupalilarin bu tür toplu öldürümler de yaptiklarini neden savunmuyorsunuz.” Diyor ve sürdürüyor; “2 Temmuz 1993’te elinde sazi, dilinde türküsünden baska silahi olmayan Nesimi Baba’yi da yaktilar. Nesimi Baba, oglu Mazlum Çimen’e el verdi. Türküleri oglunun saziyla, dilinde ses veriyor. Metin Altiok’un kizi Zeynep Altiok, bakin ne diyor: ’9 yillik acidan sonra diyet istemiyorum. Içimde intikam duygusu yok ama bir öfke ve yalnizlik duygusu içinde oldugumu yadsiyamam. Yine de benim kalbimdeki gizli nokta herkesin esit oldugu, yasami ortaklasa paylastigi, güzellikler ürettigi yepyeni bir dünya özlemi. Metin Altiok’tan ögrendigimse, Kisi kendine aci veren olumsuzluklara bas kaldirabilmelidir. Içinde duydugu aci ancak böyle anlamlanir ve deger kazanir.” Hiçbir yazar bu kadar ciddi ve çizgili yazamadi Sivas’i. Hiçbir hukukçu bu kadar net algilamadi Sivas’i. Hiçbir politikaci bu kadar sorumlu ve cesur anlayamadi Sivas’i. “Anadolu bir mozaiktir” sözü belki sicak ve yumusak, ama bence gerçek degil. Çünkü, kendini bu topraklarin “aslî” sahibi sayanlar var oldukça ve kanina, rengine, diline, dinine bakarak komsusuna bile “el” gibi bakma hakkini kendisinde buldukça, renkli bir mozaik görünümünden öte bir anlam tasimaz. Anadolu insani kendini, “özgür birey” sayali henüz 80 yil oldu. Toplum önce Cumhuriyeti özümsedi, sonra Demokrasi asamasini tamamlamayi sürdürüyor. Avrupa Birligi (AB) hedefi bu yoldan dönülemeyecegi inancini yerlestirebilir. Ancak, bu ülke insaninin, ayricaliksiz ve ayirimsiz esit haklara sahip yurttaslar olarak birbirlerine kiymadan, bir arada yasayabilmeleri için temel kural “Laiklik”tir. Toplumun “Laikligi” tam anlami ile özümsemesinin temel kosulu ise, yurttasin kendi arasinda din, dil, irk ayrimini asip, aklin ve bilimin yolunda yürümesidir. Çorumlari, Maraslari, Sivaslari ayni tasa, ama artik aci bir gülümseme ile anmak büyük bir ulus olmanin kendine güveninden kaynaklanir. |
Tarih: 12.07.2004 |
Okunma : 977 |
Kategori : NTVMSNBC |