Cevikce / Haber ayrıntısı
Özümsemek ve olgunlasmak (19/06/2004) |
Görülüyor ki, Tayyip Erdogan "ikircikli" ruh halinden kendini bir türlü kurtaramiyor. Geçen hafta baslattigi ve ilgi çeken "Israil karsiti" söylemlerini, ABD'de de sürdüren Basbakan, Saron'un Arap halklarini asagilayan, yok sayan politikasina açikça meydan okuyor. "Gazze'de tas üstünde tas birakmayan, gözünün üstünde kasin var diyene kursun atan, dogru söyleyeni evinden, mahallesinden kovan" ve bunlari devlet adina yapan Saron'u, bu tutumundan vazgeçmeye çagiriyor. Üstelik bunlari söylerken Basbakan, "Ortadogu sahipsiz degildir, Türkiye tarih boyu oldugu gibi, simdi de bu bölge insanina sahip çikmanin bilinci içindedir" diyor. ABD'nin bile söz geçiremedigi Saron, Türkiye'den çekinir mi, denirse; "elbette çekinir" çünkü önce Türkiye bu bölgede ve Müslüman bir ülke; ayni zamanda Türkiye, Israil ile esit düzeyde iliskisi olan laik demokratik tek Müslüman ülke. Geçenlerde Ankara'ya gelen Israilli bir bakanin, Basbakan'in tutumu karsisinda kapildigi telas ve saskinlik, bu yorumu dogruluyor.
|
|
Basbakan ikircikli oldugu kadar, çeliskiler içinde. Bir yandan Saron'a cesaretle "haddini bildiren Türk Basbakani" fotografim çektiriyor, öte yandan Chicago sokaklarinda sanki Kasimpasa'dan gelmenin ezikligini sergiliyor. Yanlis yaptigini kendi disinda herkesin kabullendigi imam hatipliler konusuna geri dönerek, "bireysel alinganliklarini" bir kez daha açiga vuruyor. Basbakan ikide bir bu duygusalligi gösterirken, "egitimde firsat esitligi, insan haklari, birey degil devlet laik olur" gibi genellemelerle konuyu saptiriyor. Basbakan'in yaninda çok sayida tesettüre bürünmüs ve saglikli, bakimli Türk kadinlari ile medyada boy göstermesini "özel ve bireysel" gibi görmek ve anlamak dogru olmaz. Benim soyagacim, kitaplarda yeri olan Çevikçe Medresesi'nden gelir. Eskiden ailemde çok içki içen de vardi. Duydugum tiksintiyle uzaktan görsem, raki sisesinden kaçardim. Planlamada çalisirken, Münih'de katildigim seminerde benim için özel bir yas günü yemegi verilmisti. Ülkeme verilen deger dolayisiyla, yemegin kirmizi-beyaz çiçekler ve Türk Bayragi ile süslenmesi beni onurlandirmisti. Enstitü Baskani ilk kadehi kaldirdi ve "Bay Çevikçe'nin serefine" dedi. O anki ruh halini hiçbir zaman unutamadim. Ülkemi temsilen bulundugum o masada ya bireysel inadimi sürdürecek ya da kadehi kaldiracaktim. Kimligimi o masaya birakmis kadehi kaldirmistim. Henüz Almanci Türklerin olmadigi o tarihte, küçük de olsa üzerimde bir temsil sorumlulugu vardi. Dogru yapmistim. "Imam hatipliyim; benim karim, kizim, tesettürlü gelinim; dinine kültürüne bagli oglum" diyerek her kamuoyu önünde bireysel saplantilarini ortaya koyan Basbakan'in, buna hakki olmadigini artik anlamasi gerekir. Onu Basbakan yapan bu toplumun, Tayyip Erdogan'dan gerektiginde benliginden bile ödün vermesini isteme hakki vardir. Eger Basbakansaniz, toplumun ortak kimligi olan "Laik Demokrat kimlik" Türkiye Devletini ilgilendirir, "Benim kimligim" bana aittir, diyemezsiniz. |
Tarih: 12.07.2004 |
Okunma : 658 |
Kategori : Vatan Gazetesi |