Cevikce / Haber ayrıntısı
Oyun teorisi degil, somut gerçekler |
“Böyle giderse kimse “takasini” kurtaramaz, kurtaran da kaptan olamaz.”
Ben Ankara’dan çikarken, genelde Irak ve ona bagli konular gündemin birinci maddesi idi. Daha özelde benim çevremin süren konusu CHP, daha dogrusu Baykal idi. Türk halkinin ise her zamanki gibi bas konusu, “IS-AS-EKMEK” olmayi sürdürüyordu. |
|
Amerika’da da görünen birinci gündem Irak ve ona bagli konular. Aydin, okumus, ortanin-üstü zengin kesimlerin ikinci agirlikli konusu ise; ilkelligi, bagnazligi, yanlisligi ve sevimsizligi tartisilan Baskan Bush. “IS-GÜÇ, PARA-PUL” burada da her zaman oldugu gibi, genis halk kesiminin, yani ortalama Amerikalinin asil konusu olmayi sürdürüyor. Nereye giderseniz gidin, dünya halklarinin degismeyen sorunu ve konusu: “IS-EKMEK”. Ne zaman yurt disina çiksam, bu gözlemim degismiyor. Kisi basina en yüksek geliri olan (30 bin dolarin üstünde) Isveç’te de, kisi basina geliri 10 bin dolar dolayinda olan Arjantin’de de, bin dolarin altinda olan Bengaldes’te de gerçek böyle. Hikmet Çetin, NATO toplantisi için geldiginde Ankara’da beraber olduk. Ona göre, Afganistan’in en önemli konusu da, “ekonomik sorunlar” imis. “Taliban’in geçmis yillarda güçlenip, ülkeye egemen olmasinin, Bin-Ladin’e yataklik etmesinin ve dünyanin basina bugünkü boyutu ile “terör” belasini açmasinin kaynaginda yoksullugun yattigini gördüm” dedi Hikmet Çetin. Ve ekledi, “Devlet Baskani Karzai’yi bu yeni dönemde ülkesine dönmeye zorlayan da, simdilerde pisman eden neden de, Afganistan’in “Makûs talihi olan yoksullugunu yenmek” imis. “Amerika’nin adami” damgasini yemeye bile razi olarak döndügü ülkesinde Karzai’nin bugün en büyük derdinin, ABD basta batidan aldigi sözlerden olumlu sonuç alamamasi oldugu anlasiliyor. Burada, Amerika’da da Bush’a karsi sorumlu ve duyarli çevrelerin elestirisi de zaten bu konuda somutlasiyor. Bu çevreler, hem Afganistan’a hem de Irak’a Bush’un silahli girisimde bulunmasinin, söyledigi gibi ABD’nin güvenligi, dünya barisi ya da uluslararasi terör ile hiç ilgisi bulunmadigini belirtiyorlar. Yine o çevreler, “Amerikan ekonomisinin motor gücü “silah sanayiinin” dogal gereksinimi olan sürekli savas alanlari yaratmak ve dolayisi ile Amerikan ekonomisini soluklu tutmak, (Beyaz Saray’da kim olursa olsun) ABD’nin degismeyen politikasidir” diyorlar. Bush’a yöneltilen agir elestirilerin yüzeysel nedeni ise, bu politikayi “çok bencil ve kaba” götürüyor olmasindan kaynaklaniyor. Gerçekten de daha önceki baskanlardan farkli olarak Bush, “Insan kani” üzerinden saglanan arti gelirin aslan payini, es-dost ve yaranlarina dagitiyor. Bu konuda baskan yardimcisi Dick Cheney basta; çogu enerji, petrol ve silah sanayicisi olan adlari belli kurulus ve kisiler açiktan suçlanmaktalar. Bu bencillik, daha önce “pay” alan Avrupali büyük is çevreleri dostlari gibi, ABD’deki Cumhuriyetçi Parti karsiti kapitalistleri de kizdirmis gözüküyor. Fransa Cumhurbaskani Chirac’in Bush’a karsi açtigi kavga anlasiliyor ki, Fransizlarin geleneksel onur kavgasindan daha çok “ülesim” kavgasidir. Son zamanlarda bu yüzden Isçi Partili Blair’in de “aldatilmislik duygusuna” kapildigi yazilip çiziliyor. Kendi partisinde en yakinlarinin karsitligina bile gögüs gererek Bush’a takilip, Irak’i isgal ederken Ingiliz Basbakan da, ekonomik vurgun vuracagini düsünmüstü. Simdi artik saf görünümlü Kovboy Bush’un akilli Blair’i bile, “suya götürüp, susuz getirdigini” bizim Tayyip Erdogan’in da gördügünü saniyorum. Beyaz Saray’a ilk geldiginde elini omzuna koyup Bush’a, “Bir kere daha su Avrupalilara baski yap ta, bizi AB’ye alsinlar” derken, bosa agiz egdigini, o da artik anlamis olmalidir. Dünya, tam anlami ile “ekonomik savas alani”na dönmüs. Cepleri sistikçe, daha çok sömürmek için “gözü doymazlarin”, savas dâhil her türlü rezilligi sonsuza dek sürdürecekleri bir dünyada yasiyoruz. Böyle giderse kimse “takasini” kurtaramaz, kurtarsa da, “kaptan” olamaz. |
Tarih: 27.08.2004 |
Okunma : 941 |
Kategori : NTVMSNBC |