Cevikce / Haber ayrıntısı
Petrol fiyatlari 50 dolari asti |
Ortadogudan çikarak, Afganistan’dan dünyayi saran ve 11 Eylül 2001’de New York’ta patlayan bu terörün altinda petrole dayali enerji hesaplarinin yattigini artik, siradan dünyali bile ögrendi.
29 Eylül 2004— Dünya petrol piyasasinda bu sabah fiyatlar varil basina 50 dolarin üzerine çikti. Bu kez de daha önce gösterilen Irak ve Suudi Arabistan’daki savas ve terör ortami nedenlerine, Nijerya’da bir süre önce baslayan ayaklanma ve terör eylemleri eklendi. |
|
Kisa süre önce, Nijerya’daki petrol çikarma ve isleme faaliyetlerinin en önde gelen firmasi Shell’in ülkeden çikmasi tehdidi karsisinda üretimini kistigi ve 200 çalisanini isten çikardigi biliniyordu. Yabanci petrol sirketlerine karsi baslayan bu eylemlerinin uluslararasi dini terör odaklarindan destek aldigi da biliniyor. Ortadogu’dan çikarak, Afganistan’dan dünyayi saran ve 11 Eylül 2001’de New York’ta patlayan bu terörün altinda petrole dayali enerji hesaplarinin yattigini artik, siradan dünyali bile ögrendi. Bu nedenle, Afrika’da silahli baskaldiri yayginlasirsa, çagdas sömürgecilerin bir süredir artan korkusu tam bir telasa dönüsecektir. Baskan Bush’un Irak’ta olmadigini bildigi halde, nükleer silah var diye batili dostlarini atlatarak isgale giristigindeki telasi, kendi ailesinden Ingiliz Blair ile birlikte en zengin petrol yataklarini tek basina eline geçirmekti! 1974’de ilk petrol krizi basladiginda, kimse sorunun bu kadar hizli ve siddetli büyüyecegini beklemiyordu. Oysa geçmisi iyi okuyan ve bati kapitalizminin, sömürgeci emellerinden asla ödün vermeyecegini gören ve yazan, bazi bilim adamlarini bizim kusak animsar. Amerikali basta, Avrupali egemen politikacilar bu uyarilari yapanlari “Sosyalist saplantilarinin(!) kurbanlari” haline getirmeyi basardilar. Sonradan, öldürme ve iskence yöntemlerine bile varan boyutta bir sindirme politikasinin sistematik olarak yürütüldügünü belgeleyen açiklamalar oldu. En son, ABD’li sinema yönetmeni Michael Moore’un ödül alan, Bush ailesi ile ilgili belgeseli bu örneklerden biridir. Afrika halen dünyanin açlik ve yoksulluk açisindan en önde gelen kitasidir. “Araplarin gözü 1974 de açildi” diyen Batililar, bir hakkin saptamasini mi, yoksa kendileri için bir tehlikenin isaretini mi vermislerdir, tartisilir! Ancak, Afrika’nin gözü bence yeni açiliyor ve bu yüzyilin dünyayi ugrastiracak en büyük “açilan gözü” olacaktir! Denebilir ki, Demokrasi ve insan haklari savunucusu olarak dünya tarihinin en önde gelen ismi Nelson Mandella Afrikalidir. Ve o nedenle, Afrika’nin gözü yillar önce onunla zaten açikti. Ingilizlerin en büyük ve en verimli sömürgesi olan Güney Afrika’yi Kita Afrika’si ile karistirmak yanlistir. Güney Afrika’da bagimsizlik savasi Ikinci Dünya Savasi sonrasi baslamistir. Çünkü orasi kalkinma ve sanayilesme dönemine en erken giren tek Afrika ülkesidir. O zenginlik beraberinde siyah insani da hakkini almasi için güçlendirmis ve kendi liderlerini yaratmistir. Simdi diger Afrika o çeliskiyi yasamaktadir. Gözü açildi derken Batililar, iletisim çaginin dünyada yarattigi etkilesimin, önleyemedikleri korkusunu açiklamaktalar. 1800’lerin basinda Almanlar, Anadolu’ya demiryolu döserken petrolü herkesten önce ele geçirmenin, beraberinde getirecegi gelismeleri görmek istemediler. Bugün de “hep bana” anlayisi içindeki Küresellesen Sermaye, basta ABD ile kendi arasinda kiyasiya kavga etmektedir. Rusya’daki son terör olayi da bu kavganin türevlerinden biri olarak akilda kalmalidir! Baska enerji kaynaklari bulunmadikça, petrol kavgasi ve onun neden oldugu savas, hangi ad altinda olursa olsun sürecektir. Saniyorum, Türkiye’de konuya bu çerçeveden bakmasini artik ögrenmis olmalidir. |
Tarih: 7.10.2004 |
Okunma : 950 |
Kategori : NTVMSNBC |