Cevikce / Haber ayrıntısı

Uzun, hem de belirsiz bir yol


“Hep birlikte bindik bir uzay gemisine gidiyoruz! Korku degilse de endise duymak elbette hakkimiz, ancak bu gidisin geri dönüsü yok, tek güvenimiz akilli ve her gün hizla gelisen genç kusagimizdir.” 12 Ekim 2004— 1995’te Gümrük Birligi anlasmasi imzalandiginda Türkiye aydinlari ikiye bölünmüstü. O anlasma ile ekonomimizin, özellikle sanayimizin Avrupa rekabetine dayanamayacagi ve hatta çökecegini söyleyenler agirlikta idi.
 

O Anlasmanin, Avrupa Birligi ile bütünlesmenin bir asamasi oldugunu ve uzun dönemde Türkiye’nin Ekonomik gelismesinin Avrupa ile yapisal olarak bütünlesmeye bagli oldugunu savunanlar karsi taraftaydilar.
Ilerleme Raporu’nun, basini Fransa Cumhurbaskani Chirac’in çektigi Avrupali karsitlara ragmen, 17 Aralik’taki kararin olumlu çikmasini saglayacagi ve böylece en geç 15 yil sonra Türkiye’nin AB üyeliginin gerçeklesecegi isiginin gözüktügü bir gerçektir.
6 Ekim’de raporun açiklandigi andan beri, yine politikacilar ve aydinlar ikiye bölündüler. Karari kosullu ve önü açik yani, baslasa da her an müzakerelerin AB tarafindan tek tarafli olarak kesilebilecegi ve sonuçta Türkiye’nin AB üyeliginin gerçeklesmeyecegini söyleyen, yazan ve çizenler bir taraf oldular. Diger yanda, çogunluk ise, medyanin olumlu rüzgârinin da etkisi ile nerede ise bayram havasi ile karari, sanki AB üyeligi oldu-bitti gibi karsiliyor.
1963’den buyana, Devlet Planlama Teskilatinda (DPT) oldugum için, Ismet Pasanin ilk anlasmayi imzaladigi günden buyana ben de gelismelerin içindeyim. O tarihte, tek yetkili kurulus olan DPT’de ikiye bölünmüstü. Uzun yillar Disisleri Bakanligi ile DPT arasinda, bürokrasimiz bu konuyu tartismis durmustur.
Bu kirk yil boyunca Planlama dahil, bulundugum her görevde, hükümet üyesi ya da muhalefet olarak politikada, her zaman Avrupa ile bütünlesme tartismasinin içinde oldum. Bütün bu süre içinde dünyada ve Türkiye’de oldugu gibi, AB ile ilgili tartisilan gerekçelerinde zaman içinde tümüyle degistigini söyleyebilirim. Örnegin, Avrupali için, bu son karara geliste en önemli neden bence, 11 Eylül sonrasi dünyanin içine girdigi uluslararasi terör gerçegidir.
Kim ne derse desin, 11 Eylül 2001’de New York’taki Ikiz Kulelerinin yerle bir olmasi dünyayi ikiye böldü. Bu bölünmeyi, planli veya bilgisizce Islam Dünyasi ile Bati Dünyasi arasinda seklen de olsa bir savasa dönüstüren ABD Baskani Bush’un, en büyük suçlu oldugunu tarih yazacaktir.
Gerçekler o günden sonra özellikle Avrupa’nin üzerine bin karabulut gibi çökmüstür. Ilerleme Raporunu açiklayan Prodi, Verhuegen ve Avrupali Liderlerin ülkelerinin çikarlarini çok iyi hesapladiklarini kimse gözden kaçirmamalidir. Dolayisiyla Kopenhag Kriterlerinin yerine getirilmesi ya da TCK ve benzeri yapilanlarin, onlar için asil gerekçe olmadigini herkes bilmelidir. (Dün Almanya Basbakani Schröder bunu açikladi). Türkiye Avrupa’nin güvenligi için, “Dogu Yakasi Müslüman Karakoludur”. Bunu görmek için Ingiliz Diplomati olmak yeterlidir!
Türkiye açisindan da, bu gün artik gerekçeler tümüyle degismistir. Küresellesmenin yani Bati Kapitalizminin dünya ekonomisine sahip oldugu bir gerçektir. Ülkemizi yönetenlere göre, yarinlarda 100 milyonu asacak nüfusu ile Türkiye, “Is-As” konusunda gözünü ve elini batiya uzatmak zorundadir!
Halkimiz üzerinde, “ekonomik açidan Avrupa ile bütünlesmenin zorunlulugunu yadsimak bugün artik bilgi ve akildisidir” seklinde bir izlenim yaratilmistir. Gerçekte örnegin, dis satimimizin yüzde 60’ini Avrupa’ya yaptigimizi da kimse görmezlikten gelemez. Bu nedenlere, laik demokratik bir ülke olma yolunda AB nedeni ile gerçeklestirdigi gelisme de eklenince, Türkiye’nin gerekçelerinin de degiserek somutlastigi açikça görülür.
Simdi bu hizli degisim sürecinde önümüzdeki yillarda neler olur da, bütün beklentiler tersine döner sorusuna, bugün elimizdeki bilgisayarlarla yanit bulmak olanak disidir! Hep birlikte bindik bir uzay gemisine gidiyoruz! Korku degilse de endise duymak elbette hakkimiz, ancak bu gidisin geri dönüsü yok, tek güvenimiz akilli ve her gün hizla gelisen genç kusagimizdir.

Tarih: 15.10.2004

Okunma : 952

Kategori : NTVMSNBC

yorum oku/yaz - Yazdır