Cevikce / Haber ayrıntısı
Burasi Türkiye |
On yillar sonra da olsa Türkiye’den birisi bir gün olurda Nobel Ödülü’nü alirsa, 21. yüzyilin basinda ki Hayrettin Karaca ve onun gibilerin sayesinde oldugunu dilerim akillarina getirirler! 13 Ekim 2004— Iki gün önce bir haberi okurken içimde bir “kararti” duydum. Bu yilki Nobel Baris Ödülü’nü alan Kenyali Wangari Maathia’yi tanitan haber beni bu yaziyi yazmaya zorladi. |
|
2000 yilinda Nobel Baris Ödülü’nü Güney Kore Devlet Baskani Kim Dae-Tung almisti. 2001’de BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002’de ABD eski Baskani Jimmy Carter, 2003’te de Iranli hukukçu Sirin Ebadi aldilar. Daha önceki yillarda oldugu gibi Nobel Baris Ödülü’nü yillardir alanlarin hemen hepsi de politikacilar, devlet adamlari, bilim adamlari gibi siyaset, sosyal bilimler yani toplumsal konularda eylemleri ile eser ve katki yaratanlara verilmis. Kenyali Maathia Afrika kitasinda agaçlandirma kampanyasi baslatmis ve “Yesil Kusak Hareketi” adi verilen kampanya çerçevesinde Afrika kitasina yaklasik 30 milyon agaç dikilmesine öncülük etmis. Afrikali ilk kadin olan Wangari Maathia’ya Baris Ödülü’nü verme gerekçesi olarak “Dünya barisinin, insanligin, yasadigi çevreyi koruma yetenegine bagli oldugu” belirtilmektedir. Görülen, dünyanin en degerli ödülü bu yil bir kadina “çevre” konularindaki katkilarindan dolayi verilmis. Yazimin girisine aldigim haberdeki içimi karartan, mahkeme koridorlarinda suçlanan Türkiyeli Hayrettin Karaca ile Kenyali Wangari Maathia ayni yaslardalar ve yasamalarinin son 20 yilinda ayni inanç ve sevdanin yolcusu olmuslar. Avrupali olma yolunda, ortada henüz bir somut kapi yokken, hersey istedigimiz gibi giderse ve Fransizlarin da cani isterse belki 15 yil sonra üye olabiliriz. Son hafta görülen mum isiginin bayramini anlasilan 70 milyonluk Türkiye’miz Ramazan Bayrami’na kadar sürdürecek! Oysa Avrupali olmanin kosullari arasinda Nobel Baris Ödülü’nün Maathia’ya verilmesinde gerekçe olarak belirtilen “Yasayan çevreyi koruma konusunda gerekli tüm önlemlerin alinmasi ve uygulanmasi” basta gelmektedir. Böyle bakildiginda Hayrettin Karaca’nin yillardir büyük özveri ile yürüttügü kampanya ve sagladigi basarilarin önemi ve degeri çok iyi anlasilmalidir. AB-Katilim Ortakligi Belgesi’nde özel bir bölüm olarak sunlar vardir; “Çevrenin korunmasi için kurumsal idari ve izleme kapasitesinin güçlendirilmesi suretiyle AB çevre müktesebatinin uygulanmasi ve yürütülmesi… Çevre etki degerlendirmesi direktifinin uygulanmasi ve yürütülmesi”. Hayrettin Karaca’nin yarattigi TEMA Vakfi’nin, açik adi “Türkiye Erozyonla Mücadele Agaçlandirma ve Dogal Varliklari Koruma Vakfi”dir. Bir kitada degil, Türkiye’de bu vakfin yalniz 2004 yili içinde dikilmesini sagladigi agaç sayisi 3 milyon dolayindadir. On yillar sonra da olsa Türkiye’den birisi bir gün olurda Nobel Ödülü’nü alirsa, 21. yüzyilin basinda ki Hayrettin Karaca ve onun gibilerin sayesinde oldugunu dilerim akillarina getirirler! |
Tarih: 15.10.2004 |
Okunma : 954 |
Kategori : NTVMSNBC |