Cevikce / Haber ayrıntısı
Hesaplasmaktan korkmayalim! |
CHP kendi içinde bogusanlarin degil, asil siyasal görevleri olan halkin Is-As derdine çözüm arayanlarin yani, gelecegin iktidar adaylarinin partisi olurdu! Bu hesaplasmayi bugün de yapsak, Toplumda bu umut ve heyecan, hala var olmaya devam ediyor. 21 Ekim 2004— Bir gazetenin “Günün Haberi” basligi altinda sunlar yer aliyor: “CHP’de Genel Sekreter Önder Sav’in istifa ettiginin duyuruldugu sahte faks skandali, partiyi karistirdi… Konusulan bir iddia da, Sav’a ait oldugu ileri sürülen istifa metninin ‘Nabiz Yoklamak’ amaciyla, Baykal’a yakin isimler tarafindan bir anlamda tezgâhlandigidir.” |
|
Bu haberler, Genel Baskan Deniz Baykal ile Genel Sekreter Önder Sav arasinda güven bunalimi oldugu izlenimini vermektedir. Grupta konusan Istanbul Milletvekili Hasan Aydin, Mustafa Sarigül’ü de partiden atma hazirliklarinin oldugunu söyleyerek, “Daha dün Türkiye’nin en basarili Belediye Baskani ilan ettiginiz kisi, karsiniza aday olarak çikinca hakkinda sorusturma açiyorsunuz, karsiniza çikan herkesi ihraç mi edeceksiniz?” diye konusmus. Bütün bunlardan, genel anlamda CHP’nin gündeminin, Türkiye gündemi içindeki önemsizligi, hafifligi, küçüklügü somut bir biçimde görülmektedir. 1974’de, yillar sonra CHP seçim kazanip Ecevit’e Basbakanlik yolu açildiginda, kurdugu Hükümetin Maliye Bakani Deniz Baykal, Çalisma Bakani Önder Sav idi. “Kibris Baris Harekâti” ile akillardan çikmayan o basarili Hükümette bende Bayindirlik Bakani idim. Otuz yil sonra bugün, 2005 bütçesi ile açiklanan bazi ekonomik göstergelerin altini çizmek istiyorum. 2005 için öngörülen Gayrisafi Milli Hasilamiz (GSMH) 298.4 milyar dolar, ithalatimiz 104 milyar dolar, ihracatimiz da 71 milyar dolar. Otuz yil önce, yani Baykal, Sav ve benim ülke yönetiminde oldugumuz yilda ise bu büyüklükler söyle imis; GSMH 40 milyar dolar, ithalat 5 milyar dolar, ihracat 1,5 milyar dolar. Bu tablo, çok büyük bir degisimin göstergesidir. O tarihten sonra üçümüz de ülke yönetiminde dogru dürüst karar mevkiinde, yani yetki ve sorumluluk sahibi olamadik. Daha açikçasi hep hariçten gazel okuduk, durduk. Üstelik diyebilirim ki, seyircisi oldugumuz bu büyük degisimi çogu zaman algilayamadik. Ecevit ile baslayan o uzun süreçte, Türkiye’nin sorunlarindan, ülkedeki hizli gelisme ve degisimden daha çok, partideki degisiklik ve tartismalar Baykal’i ve biz arkadaslarini içine çekti ve o kisir döngünün içinde yitik kaldik. Ecevit CHP’den ayrildi, Erdal Inönü çekildi gitti, Murat Karayalçin, Hikmet Çetin, Altan Öymen tutunamadilar. Tümüyle parti içine dönük bu, bitmek bilmeyen çatismalar, kavgalar Baykal basta, hepimizi Türkiye’deki bu büyük degisimi anlamak, ve ona göre toplum içinde etkinlik göstermek konusunda güçsüz ve beceriksiz etti! CHP ile ilgili günün haberlerinde sunlar da var: “…Aslinda parti içinde gerginlik milletvekilleri Hasan Aydin, Ahmet Güryüz Ketenci ve Mehmet Tomanbay’in mahkeme karariyla partiye dönmesiyle basladi. Ihraç edilen milletvekillerinin yargi karari ile geri dönmesinin sorumlusu olarak kulislerde söylenen, Baykal’in Önder Sav’i sorumlu tuttugu seklindedir.” Bu haberlerin yazildigi su günlerde, Istanbul’da Avrupa Parlamentosu Yesiller Grubu’nun yillik konferansinin toplanmakta oldugu haberi var. Arinç’in, Gül’ün katildigi bu çok önemli toplantida Baykal’in veya CHP’li temsilcilerin boy göstermesi, konusmalar yapmasi, seslerini duyurmasi gerekmez miydi? Yine gündemde Basbakan’in Paris’e giderek, 17 Aralik öncesi Türkiye ile ilgili Fransa’daki olumsuz görüslere karsi görüsmeler yapacagi var. Ilerleme Raporu’nun çiktigi gün Baykal’a soruldugunda “17 Aralik’ta Brüksel’e Basbakanla birlikte gitmekten onur duyarim” sözünü alkislayanlar, iki gün sonra yanlis anlasildim diyerek, birçok kosul öne sürüp nazlandigini görünce Baykal’i nerede ise kinadilar. Bütün bunlar yillar boyudur süren kendi içinde düzen kuramamis, durmadan kisisel çalkantilar yasayan CHP’den alisilmis manzaralardir. Elbette bu manzaralardan üzülen rahatsiz olan Sosyal Demokratlar, suçu Baykal’da buluyor. Benim Saatli Maarif Takvi’mimde bugün su yazili; “Yunan hatibi Perikles sogukkanli, sade hayat yasayan bir insandi. Met savaslarindan sonra, Atina’da baskanlik etti. Bir gece evine giderken, yolda birisi, yol boyunca arkasindan gelerek, ona çok çirkin sözler söylüyor, küfrediyordu. Perikles, evine kadar sükûnetle yürüdü. Evin kapisi önünde usagina, adami göstererek: “Kos, dedi, çabuk mesaleyi yak. Yollar çok karanlik. Bu efendiyi basina bir is gelmeden evine kadar götür.” CHP’nin tarihinde milletvekillerini, Genel Sekreterlik yapmis Ertugrul Günay gibi degerlerini partiden atan ilk Genel Baskan, Baykal oldu. Beklenirdi ki, inatla Partinin basinda kalmak yerine, Perikles’in bu davranisini gösterebilen bir lider olmayi yeglese idi Baykal, toplumda her zaman saygin bir “ISIM”, CHP de kendi içinde bogusanlarin degil, asil siyasal görevleri olan halkin Is-As derdine çözüm arayanlarin yani, gelecegin iktidar adaylarinin partisi olurdu! Bu hesaplasmayi bugün de yapsak, Toplumda bu umut ve heyecan, hala var olmaya devam ediyor. |
Tarih: 28.10.2004 |
Okunma : 937 |
Kategori : NTVMSNBC |