 |
Leyla Zana ve arkadaslarinin yaptigi açiklamalar politik yapilanmalarin gelecegi açisindan önem tasiyor. Demokratik Toplum Hareketi'nin (DTH) amaçlarinin basinda "Türkiyelilik" üst kimligi altinda, tüm etnik farkliliklarin tanimlanmasi yer aliyor. Bu amaç, kurulacak partinin seçmen tabanini belirlemektedir. Zana ve arkadaslari, Türkiye'deki yapisal degisimin, Avrupa Birligi sürecinde daha da hizlanacagini görmekteler.
|
|
Zana açiklamasinda, "Üzülerek belirtmek isteriz ki, iç dinamikler bu sürece etkin katilim saglayamadi. Degisim söylemiyle iktidara gelen partilerin de süreci okuyamadiklarini görüyoruz" diyor. Zana'nin isaret ettigi partilerin, 1991'de milletvekili seçildikleri SHP dahil, 1999'da Basbakan olan Ecevit'in DSP'si ve CHP oldugu anlasiliyor. Zana'nin su sözlerinden, kasti daha açik görülüyor: "Hatta özgün toplumsal kökleri üzerinde biçimlenen sol partiler daha yeniyi içsellestiremiyor. Her seçimde kan kaybedip erimeye devam ediyor." Dogrudan CHP'yi hedef alan bu sözlerle, DTH'nin, AKP'nin karsisinda Ana Muhalefet Partisi olmayi amaçladigi söylenebilir! Bugün siyasal tartismalarda "bosluk var" savini ileri sürenler, merkez sagi degil, CHP'yi ve daha çok son dönem partiyi tek basina etki ve yetki alanina dönüstüren Baykal'i isaret ediyor! Zana da bundan yararlanarak, "Siyasette yasanan bosluk, daginiklik ve parçali görünüme son vermek arzusundayiz" diyebilmektedir. Temel amaçlarinin, Türkiye'nin insan zenginligiyle kucaklasma oldugunu söyleyen Zana, "Halki bu zemin üzerinde yükselterek iktidara tasimayi hedeflediklerini" açiklayabilmektedir. Bu çok yüksek hedefi söyleyenler, oy tabani güçlü çevrelerden, politikacilardan, sivil toplum örgütlerinden ve Avrupa'daki etkili odaklardan açik bir destek almis olmali! Imrali'ya bagimli diyerek, kurulacak partinin DEHAP'in aldigi düsük oy oraninin üstüne çikamayacagini düsünenlerin yanildigini saniyorum. Çünkü AB sürecinde seçim yasasi ile baraj dahil partilerin basarisini etkileyecek degisikliklerin, siyasal yapiyi çok etkileyecegini görmek gerekir. Ekonomik kriz sonrasi saglanan istikrar, salt politik bir istikrardir. Genis halk kesiminin ekonomik ve sosyal yararlarina dönük bir istikrardan söz etmek olanaksizdir. Türkiye hem gelir dagilimi açisindan tarihinin en adaletsiz bir dönemini yasiyor, hem de en büyük boyutta issizlikle karsi karsiya. Partilesmek için sözü edilen "bosluk", halkin temel sorunu olan bu iki konuda CHP'nin etkinlik göstermemesinden kaynaklaniyor. Leyla Zana ve arkadaslari parti kurarken halkin temel sorununun bunlar oldugunu göz ardi ederek, salt demokratiklesmeyi tek amaç alirlarsa, güdük kalacaklarini ben simdiden söyleyebilirim. |
|