 |
20 Agustos 1940’da Sovyet Ihtilali’nin öncülerinden Kizil ordu’nun düzenleyicisi Troçki, kaçtigi Meksika da ugradigi suikastte öldürülmüstü. 35 yil önce ayni günde, Sovyet tanklari Çekoslovakya’yi isgal etti. 1968 yili Agustosu Paris’te gençlik hareketlerinin zirveye çiktigi bir tarih olarak bilinir.
35 yil sonra bu gün Çekoslovaklar, dünyanin en özgür ve bagimsiz halki durumundadir. Hem de halk oyu ile ikiye bölünmüs iki egemen devlet olarak. Sovyet tanklarinin bombaladigi Prag, yeni Çek Cumhuriyeti’nin baskenti. Slovakya da baskenti Bratislava olan ayri bir bagimsiz Avrupa ülkesi. |
|
2003 yilinin 20 Agustos’unda ise, isgal altindaki Irak halki ne yapacaginin saskinligi içinde tam bir kaos yasiyor. Egemen bir devlet olsun diye, Irak’i kendi halkinin temsilcilerinin yönetmesi için ABD ile tartisan, çatisan Birlesmis Milletlerin sivil temsilcileri Bagdat’ta bombalaniyor. Dogu blokunun çöküsünden sonra Çekoslovakya’da yurtseverler, Vaclav Havel gibi savas karsitlarinin önderliginde halklarini huzura, kalkinmaya, insanca yasamaya ulastirdilar. Irak’ta siisiyle, sünnisiyle Araplar ve kürdüyle, türkmeniyle yillarca diktatöre boyun egerek özgürlügü, demokrasiyi bilmeyen ve özlemeyen basi bozuk insanlar, ilkel hesaplar ugruna birbirlerini öldürmeye devam ediyorlar. Tarih Islam’in siyasal emeller ve politik hirslar için bu kadar acimasizca kullanildigini hiç görmedi. Artik aydinlanma çagi çok gerilerde kaldi; sözde bilgi çagini yasiyoruz. Elbette, esas neden açlik. Irak’ta ve benzer ülkelerde insanlar, suya, ekmege aç olmaya devam ettikçe, özgürlüge, barisa, sevgiye aç olmayi bilmeden ölüp gitmek onlar için sanki alin yazisi oldu. Öyle görünüyor ki; orta dogudaki barut fiçilarinin hepsi patlamadan o bölge insani barisa kavusamayacak. Daha iki hafta önce Mahmut Abbas’la Saron’un imzaladiklari ateskes bir küçük ümit isigi idi. Çünkü herkes biliyor ki, barut fiçilarinin kivilcimi Kudüs’te, Gazze’de, Batiseria’da atesleniyor. Orada barisin beyaz bayragi kalici olarak dalgalanmadikça, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Sudan hatta Suriye, Iran Pakistan’da yasayan büyük Müslüman kitlesi hiçbir sabah uykusundan ekip - biçmek, üretmek, petrol çikarmak yani kalkinmak için çalisma rüyasi ile uyanamayacak. 11 Eylül sonrasi en büyük yanlisi Baskan Bush yapti. Dil sürçmesi dense de, ettigi sözle Islam dünyasina savas açti. Bu gün Türkiye’de bile, yani stratejik ortagi, yillarin müttefiki tek Müslüman ülkede, insanlarin büyük çogunlugu Amerika’yi böyle algiliyor. Bu yanlisligi düzeltmenin çok zor olacagi ve uzun zaman alacagi açikça görülüyor. Bu gün batisiyla dogusuyla dünya 12 Eylül 2001 sabahindan çok daha kaygili. Amerika’da gelecek yil yapilacak baskanlik seçimleri belki de son yarim yüzyilin en önemli seçimi olacaktir. Saniyorum dünya barisinin da, gelecek kusaklarinda umudu o seçimlerde ortaya çikacak sonuca baglidir. Amerikan halkina, sandik basina giderken verecegi kararin, yasadigi kentten çok çok ötelerdeki insanlarin, ölüm - kalim meselesi oldugu anlatilabilmelidir. |
|