Cevikce / Haber ayrıntısı
Isin gerçegi |
“Ismet Inönü gibi, Churchill gibi, De Gaule gibilerinin var olup olmadigini 17 Aralik’ta hep birlikte görecegiz.”
10 Aralik 2004— Türkiye’nin Avrupa Birligi serüveni 1963’te basladi. O zaman 6 Avrupa ülkesinin olusturdugu Ekonomik-Mali birliktelik olan Avrupa Ekonomik Toplulugu (AET) ile ilk anlasma Ismet Inönü Basbakan iken yapildi. |
|
1995’te DYP-CHP koalisyon hükümetinin imzaladigi Gümrük Birligi anlasmasi ile ise, ülke sayisi artan ve adi AB olan ve daha çok siyasal bir boyut kazanan Avrupa yolculugu Türkiye için dönülmez oldu. Ancak, 2001 sonbaharina kadar, Türkiye-Avrupa iliskileri basindan beri bütünüyle devletlerarasi iliskiler niteligindeydi. AB-Türkiye tartismasinin ne Alman halki, ne Italyan köylüsü, ne de Çukurova’nin pamukçusu için anlami vardi. Yani iki tarafin politikacilari, diplomatlari, bir ölçüde sivil toplum temsilcileri, yillar boyu hem Avrupa’da hem de Türkiye’de iki tarafin da kendi ekonomik beklentileri için bazen hizlanan, çoklukla yavas süren tartismanin taraflari, hatta sahipleri oldular. Ekmek parasi için çalisan Ankara’daki memurdan Van’daki esnafa kadar, halk hiçbir zaman Avrupa’nin Türkiye’yi içine alacagini aklindan geçirmemisti. Paris’in kahvelerinde sevgilisine siir okuyan genç ise bir gün bir Müslüman Türkü yan masada Avrupali arkadasi gibi görecegini asla düsünmemisti. Kisacasi, Türkiye’nin AB üyeligi halklar için siradan bir sohbet konusuydu. 11 Eylül 2001’de New York’ta Bin Ladin Ikiz Kuleler’i yerle bir ettiginde hiç kimse, 2004 Araliginda Avrupali sorumlu ve gelecegi gören devlet adamlarinin, Müslüman Türkiye’yi 15 yil sonra da olsa AB üyesi yapmak zorunda kalacagini görememisti. Ancak o günden sonra hizla gelisen kültürler, dinler arasi çatisma artik Türkiye ile AB iliskisini salt ekonomik olmaktan çikardi; güvenlik açisindan siyasal içerikli bir nitelik kazandirdi. Oysa, sokaktaki Avrupali insanin bu gerçegi görebilmesi kolay degildir. Insanlar dünyanin her yerinde önce mideleri için yasarlar. Is, as insanin bir baska insani öldürmesine degecek kadar önemlidir. Zengin olsa da, o Hiristiyan ülkenin insanini, yabanci bir Müslümanin onun isine, asina rakip olmasi kadar hiçbir sey korkutmaz. Bugün anketlerde görülen, Türk halkinin yüzde 75’inin AB’ye evet demesinin altinda da, Türkiye’de bulamadigi isi, asi Avrupa’da bulma umudu yatar. Iste Chirac’i zorlayan da Fransiz halkinin o korkusudur. Avusturya Basbakani’nin hayir demesinin nedeni de, sokaktaki Viyanalinin o korkusudur. Tayyip Erdogan’i da verebilecegi her ödünü vermeye zorlayan, Istanbullu is adaminin, Kayserili tüccarin, Antalyali portakalcinin AB’den bekledigi ekonomik çikaridir. Yani Türkiye-AB iliskisi artik devletler ve diplomatlar arasi iliskilerden çikmis; son 3 yilda “halklar arasi iliskiye” dönüsmüstür. Yüzyillarin aykiriligini 4 yilda ortadan kaldirmak çok güçlü politikacilar, devlet adamlari ister. Ismet Inönü, Churchill , De Gaule gibilerinin var olup olmadigini 17 Aralik’ta hep birlikte görecegiz. |
Tarih: 25.12.2004 |
Okunma : 960 |
Kategori : NTVMSNBC |