Cevikce / Haber ayrıntısı
Inönü’nün, Demirel’in, Ecevit’in hakkini da verelim |
Herkese hak ettigi gerçek degeri vermek gerekir.
20 Aralik 2004— “Erdogan ve Gül, tarih önündeki savunmayi kazanmislardir. Torunlarimiz onlarin hakkini bizden daha çok vereceklerdir. Tipki bugün rahmetli Özal’a verdikleri gibi.” Bu satirlar Sosyal Demokrat bir yazara ait. Bu satirlar, salt dün AB’de alinan sonucun heyecani ile söylenmis, yani olayin sicakliginin etkisi altinda yazilmis da degildir. Bir anlamda yazar, konunun özellikle genç kusaklardaki degerlendirmesini yansitmak istemis.
|
|
Türkiye’nin Avrupa Birligi’nin bir üyesi olmak amacinin ilk resmi adimini 1963’te Ismet Inönü atmistir. Ismet Pasa o zamanki tanimi olan, Avrupa Ekonomik Toplulugu ile ilk anlasmayi imzalarken, Atatürk ile birlikte Cumhuriyeti kurduklarinda, Türkiye’nin önüne koyduklari hedef olan, “Çagdas uygarlik düzeyine ulasmak” yolundaki kararliliklarini belgelemisti. AB yolunda Türkiye düne gelene kadar Avrupa’da, dünyada ve bölgemizde yasananlar, bence degil o 41 yilda, 410 yilinda bile yasanmamisti. 41 yil sonra düne gelirken, Türkiye-Avrupa iliskilerini özellikle ekonomik, sosyal ve siyasal yasamda olanlari unutarak yorumlamak hem yanlislik hem de haksizliktir. 1963’te Türkiye’nin Milli gelirinin yüzde 80’ni Tarimdan geliyordu. Çevremizde Sovyetler Birligi’nin hizla estirdigi Komünizm rüzgârlari Türkiye’yi de etkisi altina almisti. Zaten ülkede sanayilesmek ve kalkinmak için yatirim yapabilme gücü yalniz Kamu Sektörü’nde vardi. Dis kaynak saglamak nerede ise, olanaksizdi. Ulasim, enerji ve iletisim alt yapisi yurttasin günlük gereksinimine bile yetmiyordu. Öyle oldugu için bugün hala çalisan en önemli sanayi kuruluslarimizin birçogunu Demirel, bu günkü Rusya, o günkü Sovyetler Birligi ortak yatirim anlasmalari ile gerçeklestirebilmistir. 1974 de ilk kez dünya petrol krizi yasandiginda, en agir darbeyi yiyen ülkelerin basinda Türkiye geliyordu. O tarihte 2 dolar olan petrol bugün 50 dolarlardadir. Askeri darbenin yasandigi 12 Eylül 1980 öncesi bir Basbakan’in söylemi ile “Türkiye 70 sente muhtaçti.” O zaman Avrupa için Türkiye, ucuz ve vasifsiz isçi ülkesi idi. 27 Mayis 1960 da ki ilk Askeri ihtilali, 10 yil sonra 12 Mart müdahalesi izledi. Bir ikinci on yil sonra 12 Eylül Askeri darbesini yasayan Türkiye yillar önce üyesi oldugu Avrupa Konseyinden bile çikarilmisti. Basbakan Erdogan’in içinden geldigi siyasal Patiye karsi 28 Subat 1997 de yasanan post-modern darbe daha dün gibi animsanmaktadir. Bu somut gerçeklerden Türkiye AB üyeliginin kapisina dün onurla gelirken, 40 yil süreyle CHP ve Demokrat Parti’nin devami olan partilerin ve o partilerin Önderlerinin gösterdigi özveri, cesaret ve politik ustaligin degeri ve hakki yadsinamaz. Bugün ulasilan bu asamanin arkasinda son iki yilda yapilanlarin yüzlerce kati kadar emek vardir. Eger 11 Eylül 2001’de New-York’ta Ikiz Kuleler’in yerle bir olmasi ile yeni bir dünya yasanmaya baslamasa idi, önceki gece bir odada Ingiliz Basbakan Blair, Fransa Cumhurbaskani Chirac ve diger Avrupali Liderler Türkiye Basbakani Erdogan’i asla hakli bulmazlardi. Dünyanin yasadigi terörün yumusamasi ve zamanla bitmesi Müslüman Türkiye’nin iki dünya arasinda köprü olabilmesine baglidir. AB’nin bu köprüyü güçlendirmekten baska bir seçenegi zaten yoktur. Avrupa kendi tarihinde hiçbir dönemde olmadigi kadar Türkiye’ye muhtaçtir. Bu animsatmalari ve yorumlari herkese hak ettigi gerçek degeri vermek gerektigi düsüncemi belgelemek için not ettim. |
Tarih: 25.12.2004 |
Okunma : 963 |
Kategori : NTVMSNBC |