Cevikce / Haber ayrıntısı
Kisisel bir elestiri |
Meclis’teki son konusmasinda çizdigi tablodan, CHP’nin ve Baykal’in kamuoyunda biraktigi izlenim, AB karsiti bir politika içinde oldugudur.
24 Aralik 2004— Bütçeler hükümetlerin bir yillik “icraatini”, yani uygulamalarini içeren belgelerdir. Yalniz gelir ve gider tahminlerini kapsamaz. Hükümet’in spordan, sanattan dis politikaya kadar bütün alanlardaki bir yillik programidir. |
|
Dünyanin her yerinde oldugu gibi ülkemizde de, aldigi her karar sonuçta bir harcamayi gerektirdigi için, bütçe ile Hükümet’in Meclis’ten halk adina akçali yetki almasi gerekir. Üstelik toplam harcamalarin karsilanmasi yani vergi ya da baska yollardan gelir saglanmasi için de bütçeler, Meclis’in araciligi ile halktan bir anlamda izin almaktir. Böyle oldugu için bütçe TBMM’de görüsülürken, asil önemli olan rakamlarin degil, Hükümet’in bir yillik politikalarinin tartisilmasidir. Eskiden beri Muhalefet, Hükümet ile temel ayrilik ve aykiriliklarini, “Bütçe Müzakerelerinde” dile getirir. O nedenle, özellikle 1950’den sonra iktidar-muhalefet savasiminin en sert ve renkli tartismalari bütçenin Meclis’teki genel görüsmelerinde yasanmistir. Onun içindir ki, bütçenin tümü üzerindeki konusmalari Basbakanlar ve Muhalefet Partilerinin Genel Baskanlari yapar. Onun içindir ki, son yirmi yildir bütçenin genel görüsmeleri, TRT kanallarindan canli olarak yayinlanir. Yilda bir kez olan ve isini-asini ilgilendiren bu tartismalari halkin, ilgi ile izledigi bilinir. Bu anlamda bütçe genel görüsmeleri seçim propagandalari disinda halkin önünde, partiler arasi önemli bir sinavdir. Açikçasi, partiler bu tartismalari oy hesabi ile degerlendirirler. Ben bu deneyimlerimle izledigim için, 2005 bütçesi üzerinde konusan CHP Genel Baskani Deniz Baykal’i anladigimi söyleyebilirim! Aslinda Baykal, AB konusunda 17 Aralik’ta imzalanan kararlarin genel olarak dogrulugunu ve Türkiye için 41 yil sonra saglanan önemli bir asama oldugunu Erdogan’dan daha iyi bilir. Ayrintilardaki eksikliklerin ve yanlisliklarin ne denli önemsiz oldugunu da herkesten iyi bilir. Avrupa Birligi ve Kibris, Baykal’in nerede ise politik yasaminin her evresinde hep ilk siralarda olmustur. Hükümetlerde görev aldigi dönemlerde bu konularda en önde yetki ve sorumluluk alan bir politikaci olmustur. Ancak, bu gerçeklere karsin, Meclis’teki son konusmasinda çizdigi tablodan, CHP’nin ve Baykal’in kamuoyunda biraktigi izlenim, AB karsiti bir politika içinde oldugudur. Çogu insanin söyledigi gibi bu görüntüden çikan sonuç, “2004 yili biterken Baykal’in degismedigi ve yine kötümser ve yapici olmayan tutumunu sürdürdügü” dür. Muhalefetteyken de olumlu ve yapici olabilmek, 1990’lardan sonra Türk halkinin hep özlemi olmustur. Bunu yasayarak ögrenmesi gerekenlerin basinda ise, bence Baykal gelir. Özellikle, 1999 seçim öncesi Mesut Yilmaz Hükümeti’ne karsi sergiledigi tutum dolayisiyla CHP, baraji geçememis ve meclis disinda kalmistir. 2002 seçimleri öncesi Ecevit Hükümeti’ne karsi ayni nitelikteki muhalefeti, Tayyip Erdogan’in isine yaramistir. Böyle oldugu içindir ki, özellikle yenilmekten yorgun düsen CHP örgütleri, hiç de hak etmeyen bir baskasinin arkasina düsmüslerdir. Öyle gözüküyor ki, Ana Muhalefet Partisi’nin bu etkisizliginden yola çikarak Basbakan, Baskanlik Sistemine geçmeye ve ülkeyi tek elden istedigince yönetmeye heveslenmistir. Erdogan’in, demokratik yapimiza uymayacak bu Anayasa degisikligi düsüncesini gören Baykal geçen hafta “ayni üslupla” karsi çikti. Umarim kamuoyumuz bu konuda olsun, Baykal’i dogru anlar! |
Tarih: 25.12.2004 |
Okunma : 967 |
Kategori : NTVMSNBC |