 |
Yüzde 10'luk seçim baraji ancak baskanlik sistemine geçilmesi halinde düsünülebilir". Cemil Çiçek, bu sözleri bakanlik görevinin geregi olarak dile getirmiyor. AKP'nin Basbakan kadar yetkili ve etkili yüzü olan Çiçek'in bu sözlerinin, hem Hükümeti hem de AKP'yi bagladigi söylenebilir.
|
|
* Dolayisiyla, bu hafta yineledigi bu öneri ile AKP, ülkenin anayasal ve siyasal yapisini degistirmeye dönük bir tartismayi amaçlamaktadir. Cemil Çiçek diyor ki, "AKP, Türkiye'nin uzun yillardir özlemini duydugu istikrari saglayan parti olmustur. Bu istikrar bugün oldugu gibi, AKP tek basina karar alabilir oldukça sürebilir. Gelecek dönemde AKP'nin tek basina iktidar olabilmesi ise, seçim sistemindeki yüzde 10 barajinin korunmasina baglidir." Saniyorum bu yorum, Avrupa Birligi'nin (AB) 17 Aralik sonrasi baslarsa müzakere sürecinde, bugün yüzde 10 olan seçilme barajinin yüzde 5'e düsürülmesi istegine karsi, AKP'nin tutumunu da gösteriyor: * AKP'ye göre "istikrar", bir partinin tek basina iktidari ile özdestir! Bu anlayisin Türkçesi, yeniden koalisyonlar dönemine dönmemek için, gerekiyorsa "çagdas demokratik hedeflerden" uzaklasilabilir! Oysa, 1970'lerden beri, iktidarda olduklarinda bazi partilerce gündeme getirilen baskanlik sisteminin, Türkiye'nin siyasal, ekonomik ve sosyal dokusuna aykiri oldugu konusunda basta bilim çevreleri olmak üzere, kamuoyunda ortak bir kani olusmustur. AKP'nin buna hakki yok Animsanirsa; 2002 seçimlerinde DYP ve MHP çok küçük oranda oy kayiplari ile meclis disinda kalmislardi. Solda ve sagda yasanan bölünmüslük yüzünden toplam oyun yüzde 45'i mecliste temsil edilememisti. AKP aldigi yüzde 34 oyla üçte ikiyi asan sayida Milletvekili elde etmis ve tek basina anayasayi degistirebilir gücü ele geçirmisti. Bunun, AKP'nin kiymetinden çok, agir bir ekonomik krizden çikmaya çalisan toplumun tepkisi sonucu ortaya çiktigi tartismasiz bir gerçektir. Buna karsin AKP'nin bu durumu, "istikrar saglandi, aman elden kaçirmayalim" diye yorumlamasi dogru degildir, buna haklari da yoktur. * Cemil Çiçek'in sözünü ettigi "istikrar", neyin istikraridir ve kimin içindir? Halkin ekonomik ve sosyal durumunun iki yil öncesine oranla daha iyi olmadigi gün gibi açiktir. Belli is çevrelerinin disinda, bu istikrardan gerçek anlamda yararlanan kimse yoktur. Isçiler her gün yeni kayiplar yasamaktadir ve örgütlü is gücü yok olma tehlikesi ile karsi karsiyadir. Tarim kesiminde (kirsal alanda) hiçbir dönemde olmadigi kadar bir yikim ve kayip vardir. Esnaf, memur, emekli, yani sosyal açidan korunmaya muhtaç kesimler, sokaklara dökülmüs çaresizlik içindedir. Herkes, damagina bal çalinmis gibi AB'ye umut baglamis 17 Aralik'i bekliyor! Diger yandan, CHP'de kendi iç sorunlarina o denli bogulmus durumda ki, TBMM'de hükümeti zorlayan bir muhalefet de yok. AB'den karar nasil çikarsa çiksin yeni yilda, AKP'nin baskanlik sistemine geçmenin ortamini hazirlamaya çalistigi sezgisini tasidigim için, bu düsüncelerimi siz okurlarimla paylasmak istedim. |
|