 |
Bush ikinci kez kazandi diye New York'ta kimseyi üzgün görmedim. Türkiye'den gitmeden önce saniyordum ki, büyük çogunlugu ile Demokrat Aday John Kerry'i tutan New York'kilarin, 3 Kasim'dan sonra yüzleri gülmez! Oysa caddeler, sokaklar eskisinden kalabalikti.
|
|
Çarsilar ve magazalar, hindi bayramini (Thanks Given, Sükran Günü) kutlama telasi içindeki gülen insanlarla kayniyordu. Görünürde her dinden ve dilden insanin yasadigi ve dünya kenti denen New York'ta bile, sanki öbür dünyadan habersiz yalniz Amerikalilar yasiyor. * O kadar ki, Irak Felluce'de daha geçen haftalarda aralarinda çocuklarin da oldugu yüzlerce sivili öldüren, sanki bu ABD'nin askerleri degil. Üstelik, New York'un gökdelenleri, köprüleri, ünlü Central Park'i ile birlikte tanitilan uluslararasi dayanisma ve barisin simgesi Birlesmis Milletler binasi orada artik bosuna duruyor. Tek cümleyle gördüm ki, Amerika bir taraf, bizim de içinde oldugumuz koca dünya öbür taraf. "Dünya nimetleri benim" * 11 Eylül 2001'de yerle bir olan Amerikan Kapitalizminin sembolü Ikiz Kulelerin yerine yapilmaya baslanacak anit projenin tasarimlari televizyonlarin gündeminde ilk siradaydi. Ikinci konu olarak da Gürcistan'da son seçimde ABD yanlilarinin kazanmasinin ardindan, Ukrayna'da yapilan seçimleri bozduran ABD yanlilarinin, iktidari ele geçirmek için sokaklardaki baskaldirilari hâlâ ekranlardaydi. * Bush ilk Baskan oldugunda, Amerika'nin iki temel politikasinda degisiklik yapmisti. Birincisi Birlesmis Milletler'i yok sayan, sorunlar karsisinda diger dost ülkelerle bile ortak hareket etmekten vazgeçen ve her konuda önce "ABD'nin yararlari, sonra diger dünya" diyen bir Beyaz Saray politikasi. Ikincisi ve daha önemlisi de yaratilan düsmani ayaga kalkmadan, evinde vurmak. Yani dünyanin neresinde olursa olsun, ABD'ye "yan bakanlari" bulup, bulunduklari yerde yok etmek. Özeti, ABD diyor ki: "Petrol basta, tüm dünya nimetleri benim elimde olacak, önce Amerikalilar yiyecek içecek, kalan bir seyler olursa diger dünya kendi arasinda paylasacak. Nasil paylasacaklarina da ben karismam." Arabuluculuk dönemi * Iste bu politikasindan ötürü Beyaz Saray, Afganistan'da, Irak'ta ve baska yerlerde savasiyor. Yine bu nedenle Bush Baskan olunca ABD, eski Baskan Clinton'in baslattigi arabuluculuk görevini birakip, Israil'in yaninda Sharon'a destek verdi ve Arafat dâhil, binlerce insanin ölümüne seyirci kaldi. Seçimden önce ben sanmistim ki, bu politikasi yüzünden agir elestiriler alan, hatta suçlanan Bush seçimi kaybeder! Ne yazik ki, Amerikan halkinin Bush'a ragmen sagduyulu olacagini sanmakla, ne kadar naif bir beklentiye kapilmis oldugumu gördüm! Bu durum, bana yillar önce okudugum bir kitabi animsatti: Ikinci Dünya Savasi üzerine yazilmis kitabin basligi "Fasizmin Kitle Ruhu" idi. Kitap, Alman halkinin nasil olmus da kitlesel olarak topluca soykirim ruhunu yasamis oldugunu yorumluyordu. Simdilerde, Amerikan halki da onlari kiskanircasina "kendi içgüdüsünün bencilligini topluca tatmin ettigi" bir dönemi yasiyor olmali! |
|