Cevikce / Haber ayrıntısı

Baykal’a dost dilegi

Yüksek Disiplin Kuruluna girerken Sarigül, “iki ay içinde CHP’ye genel baskan olacagim” diyordu.
4 Ocak 2005— Sisli Belediye Baskani Sarigül’ün bunlari söyledigi saatlerde CHP’nin eski Genel Sekreteri Adnan Keskin’de bana, ” Disiplin Kurulundan 7 oya karsi, 8 oyla ret” karari çikacagini söylemisti. Öyle de oldu ve Baykal Sarigül’ü partiden atamadi.

 

Saatlerdir her arayana, artik bir yildir benim de Baykal’i taniyamadigimi anlatamiyorum! Çünkü, 1976 da baslayan ve yirmi yildan uzun süren ” Baykal’i Genel Baskan Yapma” mücadelemizde yaninda tartismasiz ikinci adam olmustum.
Inandigim Baykal’in parti içinde basarili olmasinin sonunda, Sosyal Demokratlari iktidara tasiyacagi umudumu hep korudum. Ne var ki, 1999 seçim sonuçlari o “büyük düsümüzü” yalin bir gerçege dönüstürdü; Halk Deniz Baykal’i Basbakan olarak görmek istemedigini açikça ortaya koymustu.
O günden sonra, saygimi koruyarak Baykal’a gerçek dostlugumun geregi olan dogru bildiklerimi söylemeye, yazmaya devam ettim. Istifa etmesini israrla istedim. Gecikerek de olsa Baykal, 24 Nisan 1999’da Genel Baskanliktan ayrildi. Zamani gelinceye, yani halk isteyene kadar beklemesi konusunda çok direndim. Ancak, yanlis çevresinin etkisi ile ve çok erken geri dönüsü ciddi bir hata oldu.
2002 Kasim seçimleri öncesi Baykal’a, yildizinin en parlak oldugu bir durumda iken Kemal Dervis’e genel baskanligi birakmasini önerdim. Kirilacagini bildigim halde, hem kendisinin hem de CHP’nin gelecegi için çok olumlu olacak bu düsüncemi kabul etmedi.
Basarisiz 2002 seçimlerinden sonra yapilan yerel seçimlerle birlikte Baykal’in kamuoyundaki etkinligi ve çizgisi hak etmedigi kadar düsmeye basladi. O ise, buna karsi bence gerçeklerle yüzlesmek yerine sertlesmeyi yegledi. Tanidigim ve bildigim Baykal’a asla yarasmayan bir tutum almaya yöneldi. Önce, baskaldirdilar diyerek, üç Milletvekilini (MV) partiden atti. Istanbul MV’leri Ahmet Gülyüz Ketenci, Hasan Aydin ve Ankara MV Mehmet Tomanbay yargi yolu ile partiye geri döndüler. O zamana kadar degil iken, bu MV’leri itildikleri için Sarigülcü oldular.

Sonra, 1976’da baslayan Baykalci Siyasetin ilk il baskanlarindan, 1992’de CHP yeniden açildiginda Baykal’in genel sekreteri olan ve sosyal demokrat siyasetin önderlerinden Ertugrul Günay’i “arkamdan konusuyor” diyerek, partiden ihraç etti. Kisa süre sonra, yargi hakli buldu ve karar bozuldu, Günay’da CHP’ye geri geldi.
Bunlar sürerken, aylardir kamuoyunda Baykal’in Sarigül’e karsi açtigi bir savas yasaniyordu. Sarigül’ü bastan ciddiye almayan Baykal isi o kadar ileri götürdü ki, “ya Ben, ya O” diyerek, O’nu da partiden atmak için kendi seçtirdigi Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdi. Sarigül bugün Disiplin Kuruluna Baykal’in Genel Baskan rakibi olarak girdi ve kuruldan bir anlamda yetki alip çikti.
Bana soranlarin meraki Baykal’in simdi ne yapacagi idi. Iyi tanidigimi sandiklari Baykal’in ben artik ne yapacagini bilemiyorum. Dedim ya, artik bu Baykal benim tanidigim Baykal degil!
Kimileri diyor ki, “Olaganüstü Kurultay yapar ve kendi delegeleri ile 9 ay önce oldugu gibi, demokratik olmayan yollarla bir kez daha aklanir”. Kimilerine göre de, “Yüksek Disiplin Kurulunun bazi üyelerini suçlayarak onlari degistirir. Bir süre sonra da Sarigül partiden atilir”. Kimse demiyor ki, “Onurlu ve Partisini kendinden çok esirgeyen bir kisidir, Baykal, istifa eder”.
Her zamanki gibi Baykal telasla bu meraklilara kendisinden beklenen yaniti verdi. O kimileri hakli çikti ve söyledikleri gibi ve o gerekçelerle Baykal Olaganüstü Kurultay çagrisini yapti.
CHP son Olaganüstü Kurultaya giderken bir yazimin basligi söyle idi, “Bu Genel Baskani ancak, benim tanidigim Baykal degistirebilir”.
Herkesten çok saygi duydugum ve hala en iyi dostu oldugum Baykal’in bu kez beni dinlemesini dilerim.

Tarih: 26.01.2005

Okunma : 1073

Kategori : NTVMSNBC

yorum oku/yaz - Yazdır