Cevikce / Haber ayrıntısı

Bu kez dinler mi dersiniz! (08/01/2005)


Yüksek Disiplin Kurulu'na girerken Sarigül, "iki ay içinde CHP'ye genel baskan olacagim" diyordu. Genel Baskan olur mu, bilinmez ama, Baykal Sarigül'ü partiden atamadi.

1976'da baslayan ve yirmi yildan uzun süren "Baykal'i Genel Baskan Yapma" çabalarinda hep yaninda olmama karsin, sanilanin aksine, artik ben de Baykal'i taniyamiyorum! Yillarca Baykal Genel Baskan oldugunda, sosyal demokratlari iktidara tasiyacagina inandik. Ne var ki, 1999 seçim sonuçlari o "büyük düsümüzü" yalin bir gerçege dönüstürdü. Halk Deniz Baykal'i Basbakan olarak görmek istemedigini açikça ortaya koymustu.

 

O günden sonra, gerçek dostlugumun geregi Baykal'a, dogru bildiklerimi söylemeye, yazmaya devam ettim. Istifa etmesini israrla istedim. Gecikerek de olsa Baykal, 24 Nisan 1999'da genel baskanliktan ayrildi. Zamani gelinceye, yani halk isteyene kadar beklemesi konusunda çok direndim. Ancak yanlis bir çevrenin etkisindeydi. Ve erken geri döndü. Bu, ciddi bir hata oldu. 2002 Kasim seçimleri öncesi Baykal'a, yildizi en parlak durumdayken Kemal Dervis'e genel baskanligi birakmasini önerdim. Hem kendisinin hem de CHP'nin gelecegi için çok olumlu olacak bu düsüncemi kabul etmedi.

Benim tanidigim Baykal
Basarisiz 2002 seçimlerinden sonra yapilan yerel seçimlerle birlikte Baykal'in kamuoyundaki etkinligi ve çizgisi hizla düsmeye basladi. O ise gerçeklerle yüzlesmek yerine sertlesmeyi yegledi. Tanidigim Baykal'a asla yarasmayan bir tutum almaya yöneldi. Önce, baskaldirdilar diyerek, üç milletvekilini partiden atti. Istanbul milletvekilleri Ahmet Güryüz Ketenci, Hasan Aydin ve Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay yargi karariyla ile partiye geri döndü.

Sonra, 1976'da baslayan Baykalci Siyasetin ilk il baskanlarindan, 1992'de CHP yeniden açildiginda Baykal'in genel sekreteri olan Ertugrul Günay'i "arkamdan konusuyor" diyerek, partiden ihraç etti. Kisa süre sonra, Günay da yargi karariyla CHP'ye geri geldi.

Bunlar sürerken, kamuoyunda aylardir Baykal'in Sarigül'e karsi açtigi bir savas yasaniyordu. Sarigül'ü bastan ciddiye almayan Baykal isi o kadar ileri götürdü ki, "ya ben, ya o" diyerek, onu da partiden atmak için kendi seçtirdigi Yüksek Disiplin Kurulu'na gönderdi. Sarigül Disiplin Kurulu'na Baykal'in Genel Baskan rakibi olarak girdi ve kuruldan bir anlamda yetki alip çikti!

Herkesin beklentisi, Baykal'in simdi ne yapacagi idi. Kimileri diyordu ki, "Olaganüstü Kurultay yapar ve kendi delegeleri ile 9 ay önce oldugu gibi, demokratik olmayan yollarla bir kez daha aklanir." Kimilerine göre de, "Yüksek Disiplin Kurulu'nun bazi üyelerini suçlayarak onlari degistirir. Bir süre sonra da Sarigül partiden atilir." Ama "Baykal onuruna düskün ve partisini kendinden çok esirgeyen bir kisidir, istifa eder" diyen kimse olmadi.

Her zamanki gibi Deniz Baykal, telasla bu meraklilara kendisinden beklenen yaniti verdi. Olaganüstü kurultay çagrisini yapti. CHP temmuz ayindaki olaganüstü kurultaya giderken söyle yazmistim, "Bu Genel Baskan'i ancak benim tanidigim Baykal degistirebilir. "Aklin yolu olduguna bugün de inandigim bu dilegimi, Baykal bu kez dinler mi dersiniz!

Tarih: 12.03.2005 15:23:06

Okunma : 669

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır