Cevikce / Haber ayrıntısı

Önderligine güvendiklerime

Son yüz yilda terör yolu ile "etnik kökene dayali ayrilikçi" siyaset yapanlarin hiçbiri amacina ulasamamistir. Tarihte teröre basvurdugu halde uluslararasi sayginligini korumus tek lider Arafat idi. Kirk yildir iki kusak Filistinli, onun hedefledigi "Kudüs'ü baskent yapma ugrunda yitip gitti. Arafat'in arkasindan El Fetih kökenli yardimcisi Mahmut Abbas simdilerde Saron'la baris yapmak için son kalan kendi çocuklari (silahli eylemciler) ile kiyasiya mücadele ediyor. Benzerligi olan ispanya'daki Bask gerillalarinin da Irlanda'daki IRA'nin da ellerinde, döktükleri kandan baska bir sey kalmadi.
 

Türkiye'de etnik ayrimciligi amaçlayan terör, PKK ile basladi. Abdullah Öcalan'dan önce hiç bir siyaset adami Kürt ayirimciligina kalkismadi. 1960'larda, Türkiye isçi Partisi Lideri Behice Boran asla ayrilikçi olmadigi halde, "Kürt halki" dedigi için suçlandi. (Yillar sonra Demirel, hem de basbakan olarak, "Türkiye'de bir Kürt gerçegi vardir" demistir.) 1990'larda, CHP'nin bölge il baskanlarindan bir dostumun, "Güneydogu'da asimilasyon var da Avrupa'nin ve ayrilikçilarin söylediginin tersine terörün yarattigi korku, insanlara olmadigi halde 'ben de Kürt'üm' dedirtiyor" sözünü hiç unutmadim.

Bunu, terörün varabildigi boyutu ve bir anlamda PKK'nin hedefine ulasabilecegi endisesinin sokaktaki siradan yurttasta yer ettigini animsatmak için yazdim. Sonuçta, Kenya'dan getirilirken "benim anam da Türk" diyen PKK'nin elebasisinin, bir siyasal lider degil, canini kurtarmaya çalisan siradan biri oldugunu herkes gördü. Ancak olan olmus, 30 binin üstünde yurttas yitirilmis, can güvenligi kalmamisti. Asil önemlisi, yillarca süren sikiyönetimler sonucu bölgede insan haklarindan ve demokrasiden söz edilemez olmustu.

Teröre karsi toplumsal birlik
Bedel herkes için çok agir oldu. 2000'lere gelindiginde, bugünkü Basbakanimiz dahil çogu yeni politikaci için o yillar geride kaldi. Ancak son aylarda ayni ayrilikçi kafalar, ekonomik açidan istikrari saglamis ve AB sürecinde önemli bir döneme giren Türkiye'yi, yeniden o acili günlere döndürmek istiyor. Ne yazik ki, terörü tirmandirmak isteyenlere karsi alinacak ek önlemlerin, göreceli de olsa bugün ulasilan demokratik yasami geriletecegi ve bundan AB sürecinin olumsuz etkilenecegi kuskusuzdur.

Bir zamanlar benim de tanidigim, PKK'nin simdiki elebasi oldugu söylenen kisinin, birakiniz üstlendigi sorumlulugu, bölgede çikarlari olan uluslararasi sermayenin tetikçiligini yaptiginin bilincinde bile olamadigi söylenebilir. O ve onun gibiler en büyük kötülügü ve hainligi Türkiye'nin insanca yasamaya en çok hakki olan Kürt yurttaslarina yapmaktadir.

Bu sorumsuzlara karsi en büyük görev, bizim kusaktan bir zamanlar Meclis'te beraber oldugumuz Kürt kökenli politikacilara düsüyor. 1980'lerde Erdal Inönü'nün iyi niyeti ile Meclis'e giren ve sonra ayrilikçi siyaseti yegleyen daha genç politikacilar geçmisten ders aldiklarini kendileri söylüyor. Onlarin sorumlulugu eskilerden daha fazladir. Onlarla birlikte, üç gün önce ilk adimi atanlar gibi yetismis yürekli genç Kürt aydinlarin, kardeslerinin insanca yasama yolunu yeniden tikamak isteyenlerin karsisinda dik durmalari gerekir. Bu ülkede, hangi kökenden olursa olsun siyasetçilerin temel amaç ve hedefi, "bölgelerarasi gelir adaletinin saglanmasi, demokratiklesme yolunda ilerleme ve insan haklarinin korunmasi' dir.

Genelkurmay Baskani Org. Özkök'ün "teröre karsi kisitlanmis yetki" sözünden endiselenmek yerine, asil üzerinde durdugu "teröre karsi toplumsal birlik" sözleri ile hepimiz kadar sözünü ettigim Kürt kökenli politikaci ve aydinlara da çagri yaptigini göz ardi etmemek gerekir. Kürt kökenli politikacilar ve aydinlar tarihi bir sorumluluk tasiyor. Benim tanidigim önder kisiligi olanlarin, yürek sahibi de olduklarini herkes görmek istiyor.

Tarih: 18.08.2005 17:45:27

Okunma : 707

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır