 |
Yurt genelindeki sosyolojik yapiyi yansitan 3 bin 200 denekli bir arastirma, bugün seçim olsa AKP'nin yüzde 29, CHP'nin yüzde 12,8, MHP'nin 6,7, ANAP'in 6,1, DYP'nin 5,2 ve DEHAP'in da 5,2 oy oranina sahip oldugunu gösteriyor. Diger küçük partilerin toplami yüzde 11,2'ye ulasirken deneklerin yüzde 13,8'i oy kullanmayacagini, yüzde 9,2'si bos oy kullanacagini belirtiyor.
Bu tür anketler, seçimlerde halkin nasil davranacagini gerçege yakin saptayabiliyor. Ancak bu egilimler asil, toplumun ne istedigini dogru anlamak açisindan çok daha önemli.
|
|
Bu arastirma Basbakan Erdogan'in basta ekonomi "her sey iyi gidiyor" söyleminin halkta yanki bulmadigini çok açik ortaya koyuyor. Geçmiste, içerden ve disardan hiçbir hükümetin görmedigi kadar medya destegi almasina karsin, AKP hükümetinin halkin destegini kaybettigi görülüyor. Çogunluk esnafin elindeki isleri, holdinglerin büyük magaza zincirleri ele geçirmis durumda. Dolayisiyla yillardir sag partilerin oy deposu olan esnaf, ilk seçim sandiginda bunun hesabini AKP'den soracaktir denebilir. Tarim kesiminde son iki yilda yasananlar, çiftçinin bu hükümete artik güvenmediginin kesin delilidir. En son Eregli'de, Tüpras'ta olanlar, örgütlü isçi sinifinin bundan böyle AKP'ye oy vermeyeceginin göstergesi. Memurun AKP ve benzeri partilere öteden beri küçük oranda destek verdigi de sayisal bir gerçek. AKP 2002 seçiminde en büyük oyu issizler ordusundan yani genç yeni seçmen kitlesinden almisti. Türkiye, çok yüksek okumus ve vasifli is gücüne sahip. Ancak 15 milyon dolayindaki bu nüfusun büyük bölümü issiz. Basbakan bu gerçegi bildigi için hemen her gittigi yerde sanki yeni is alanlari açiyormus gibi söylemlerle genç kusagi kaybetmemek için çabaliyor. Ancak, söylemle is yaratildigini gösteren ekonomi ve istatistik kurami henüz hiçbir ülkede yaratilamadi! Kamu yönetimine alinan partizanlar disindaki genç kusagin AKP'ye bagladigi umutlarin ise tepkiye dönüstügü söylenebilir. Ekonomi disi nedenlere bagli olarak seçmenlerin AKP'ye dönük beklentileri ise büyük oranda olumsuz. Avrupa Birligi (AB) sürecinde saglanan göreceli gelismenin her ay yön degistirmesi, 17 Aralik 2004 dönüsü Ankara'da Basbakan'a gösterilen bayram havasini tersine çevirdi. Anlasiliyor ki, daha önce seçmen indinde olumlu karsilanan AB politikasina da destek artik yalnizca sermaye çevresinde sürüyor. Çok tartisilan Diyarbakir gezisinden Basbakan'in kendi oy tabanindan bile destek bulamadigi görülüyor. Bütün bunlarin üzerine her gün artan terör olaylarina karsi hükümetin çaresiz bir görüntü vermesi de eklenince, AKP'nin halk destegini kaybettigini gösteren bu arastirmanin çok anlamli oldugu yadsinamaz. Arastirmanin sonuçlarinin ana muhalefet ve diger adi bilinen partiler açisindan da daha önceki anketleri dogruladigi görülüyor. Meclisteki ana muhalefet partisi neredeyse yariya yakin halk destegini kaybetmis durumda. Arastirmaya göre, DEHAP dahil, meclis disindaki geçmisin önemli partilerine halkin destegi daha da azalmis. Arastirmanin en önemli göstergesi, var olan siyasal yapilasma disinda bir arayisa isaret eden yüzde 34,2 rakamidir. Seçmenin üçte birinden çogu yeni bir olusumu bekler durumda. Oysa bugün 50'ye yakin siyasi parti var. Görülüyor ki, hiçbir parti temel sorunlara inandirici yanit veremiyor. Halkin istedigi, bölgesinde ve dünyada adil ve kalici bir baris ortaminin saglandigi; insan haklarina dayali, çagdas; bir hukuk sistemine kavusmus; sosyal güvenlik, saglik ve egitim gereksinimleri güvence altina alinmis; sürdürülebilir ve çevreye duyarli gelismeyi gözeten ve gelir dagilimi dengeli bir TÜRKIYE'dir. Sonuçta, ülkeye önder olmak isteyen politikacilarin, ANAP'in yaptirdigi belirtilen yukaridaki arastirmanin sonuçlarini bence böyle degerlendirmeleri gerekiyor. |
|