Cevikce / Haber ayrıntısı
Ne yazik ki 68 kusagi çok gerilerde kaldi. |
Bir üniversitemizin bes bin ögrenciyi kapsayan anketinde; "Gençlerin büyük çogunlugunun toplumsal bilinç ve sorumluluktan yoksun oldugu" belirlenmis. Arastirmada bu saptamaya bagli olarak, bireyciligin son on yilda okumus gençlige hakim oldugu belirtilmektedir. |
|
Bu anket bilgileri ile ilgisi yüzünden, saygideger iktisatçi Izzetin Önder'in bir savini animsadim. Diyor ki, "Sosyalizmin aksine, kapitalizmde devlet birey için vardir. Ve bireyi tüm dokulariyla özgürlestirmeye çalisir." Bu bilimsel olgudan çikarak yukaridaki anketin sonuçlarini yorumlarsak, Türkiye'de kapitalizmin artik kurum ve kurallari ile yerlestigi söylenebilir! Çünkü, bilindigi gibi Türkiye yas dagilimi açisindan genç nüfusun çogunlukta oldugu bir ülke. Bu demektir ki, teorik olarak özel sektör son çeyrek yüzyilda agir sanayi dahil, imalat sanayiinin her dalinda büyük yatirimlar yapmis! Dolayisiyla toplam yurt içi hâsilanin büyük bölümü artik özel sektörün üretim ve hizmetinden olusuyor! Öte yandan gene bu demektir ki, devlet ortaya koydugu özellestirme uygulamalari ile elindeki tüm sanayi kuruluslarini özel sektöre devretmis! Oysa, DIE'nin bilgilerine göre, bu saptamalar dogru degil. Halen sanayi üretiminin yüzde 30'unu kamu iktisadi kuruluslari gerçeklestiriyor. Hizmet sektöründe bu oran yüzde 50'nin üzerinde. Son on yilda özellestirme programlarinin gerçeklesme orani hâlâ çok düsük. Son tartismali olanlari saymasak bile bir hesaba göre devletin elinde, toplam bedeli 50 milyar dolardan fazla özellestirmeye konu olabilecek kurulus var. Tarimin ihraç ürünleri basta, çogu hacimli ürününün ticaretini hâlâ kamu kuruluslari yapmaktadir. Hava tasimaciligi, limanlar ve demiryollarinda tüm yatirimlari kamu sektörü yapti ve halen çogunun isletmesini devlet sürdürüyor. Bu bilgiler resmi ve dogru bilgilerdir. Türkiye ekonomisine bu ölçütlerle bakarsak, teorik olarak ekonomik yapinin tam bir kapitalist nitelik göstermedigini söyleyebiliriz. Ayrica, kapitalizmin en önemli ögeleri olan piyasa ekonomisinin, tam rekabet kosullari ile fiyatlarin serbest piyasadaki arz ve talebe göre olusmasi gibi temel unsurlarinin varligindan söz edilemez. Tekellerin, tesviklerin ve desteklerin çogu piyasada rekabeti ortadan kaldirdigi ve saticinin hesabina göre fiyat belirleyebildigi, yasanan bir gerçektir. Buna karsin anket sonuçlarindan Özal döneminde yogun bir sekilde baslayan ve 1995'ten sonra hizlanan kapitalistlesmenin, ideolojik ve siyasal alt yapi çalismalarinin basarili oldugu sonucu çikarilabilir. Ancak, genç kusagin okumus kesiminde bireyciligin yayginlasmasini, ekonomik anlamda kapitalist görüsün gençlige hakim oldugu savi ile açiklamak çok dogru olmaz. Genç kusagin toplumsal bakisi kaybettigi bir gerçek. Bu gerçek, daha çok gençlerin çalismak için özellikle toplumsal firsatlarin simgesi olan "devletin istihdam olanaklarindan" yararlanma umudunu yitirmesinin sonucudur. Prof. Izzettin Önder ayni yazisinda bir saptama yapiyor: "Zamanla sermayenin büyüyüp tüm ekonomiye ve siyasal kararlara hakim olmasi yaninda, ekonomik krizlerin de derinlesmesiyle birey-devlet iliskisi de hizla degismeye baslamistir. Yeni gelismelerle devlet basat sermayenin yaninda yer almaya yöneldikçe, birey ekonomik ve siyasal kararlardan itilmis ve kendi kaderi ile bas basa kalmistir." Bu saptama Amerika ve Avrupa'nin ileri kapitalist ülkeleri için bence de çok dogru. Türkiye'de kapitalist gelisme henüz bu asamada degil. Ancak son yirmi yilda yasanan enflasyon sonucunda, devletin bireylerin ekonomik haklarini dar bir kapitalist çevreye transfer ettigi ve böylece kapitalizmin egemen bir asamaya geldigi kanisi, topluma hakim olmustur. Bir anlamda devletin sermaye ile iliskisi ve uygulamalari genç kusaklarda, kendini korumaya alma içgüdüsünü dogurdu. Dolayisiyla, devletin ve toplumun karsisinda gençler kendi haklarini tek tek aramak zorunda kaldi. Açikça görülen, bugün artik toplumculugu ideolojik sapma ve tehlikeli bulan bir genç kusak var, denebilir. Ne acidir ki ulus bilinci ve devlet baba inanci ile toplumsal dokusu ve sorumlulugu olan "68 kusagi" çok gerilerde kaldi artik. |
Tarih: 8.01.2007 20:59:05 |
Okunma : 646 |
Kategori : Vatan Gazetesi |