Cevikce / Haber ayrıntısı

Erdogan'in bir sükran borcu yok mu?

1979'da baslayan hizli enflasyon, çeyrek yüzyil sonra durdu denebilir. Bu süre içinde iktisatçilarimizin iyi niyetli arayislari çogu zaman dogruyu anlamaya ve kavramaya yermedi. Örnegin ayni sorun karsisinda kimi iktisatçilar açik finansman politikasini savunurken, kimileri sok tasarruf politikalarini önerdiler. Ancak, 25 yil süresince hemen tüm hükümetler asiri harcama politikalarini pervasizca uyguladilar. Açiktan para basmak dahil, Merkez Bankasi kaynaklarini sonuna kadar kullandilar. 1990'lardan sonra hizla artan kamu açiklarini karsilamak için basvurulan sicak para politikasi ise ülkeyi 2000 Kasim krizine getirdi.
 

Bugün yarin çökecek diye beklenen bankalar arka arkaya kapilarini kapatinca, o zamanki basbakan Ecevit, bir gecede günah keçisi oluverdi. Sonra, Dünya Bankasi'ndan getirilen güvenilir Kemal Dervis'in gözetiminde ve elbette IMF'nin denetiminde, dis borçlan ödemek için daha çok borçlanma dönemi basladi. Göreceli de olsa, 2002'nin ortalarinda krizin asilacagi kanisini edinen MHP Genel Baskani Bahçeli, hükümetten dislanacagi korkusu ile ülkeyi erken seçime sürükledi. Tarihin o en agir krizinin bedelini her zaman oldugu gibi sabit ve düsük gelirli genis halk yiginlari ödedi. Isten çikarilan on binler, siftahsiz kepenk kapayan esnaf ve sabit gelirli memur, isçi ve köylü, hakli olarak faturayi, iktidari ve muhalefeti ile var olan partilere çikardi. Yeni sanilan ve haksizliga ugramis rolünü iyi oynayan Tayyip Erdogan sonuçta 3 Kasim 2002 seçiminin tek galibi oldu. Ne var ki, o üç sene nasil geçti artik kimse orali olmadi. Geçmisten beri IMF'ye alisik olan liberaller seslerini kesip saklandi. Ülkücüler, ne isimiz var Avrupa'da, Avrasya bizi bekler diyerek kendilerini avuttu. 1974'te Kibris Baris harekâti ve birinci petrol soku yüzünden yasadigi aci gerçekleri bir kez daha yasamak istemeyen Basbakan ve esi de Dervis'in isteklerine uymanin seçeneksizligine inandilar.

Ekonomik göstergeler
Dolayisiyla Karaoglan Ecevit bile ile en sevdigi isçilere, memurlara sirtini dönmüs oldu! Hiç sevmedigi Istanbullu levantenlerin yüzüne güldü. 1995'te "Iktidara geldigimde, Gümrük Birligi anlasmasini yirtacagim" diyen o Ecevit, Avrupa Birligi'nden yardim umudu ile sagligi el vermedigi halde aile fotografi çektirmek için Brüksel'lere gitti. Solcu bir liderin bir tekini bile kendi parti grubundan geçiremeyecegi 22 yasayi, TBMM'den hem de bazilarini tek oturumda geçirdi. Siyaset tarihimizde Türkiye ne öyle büyük bir kriz görmüstü ne de aldigi o denli riskli kararlarla gelecegini bitiren bir basbakan. Kendisini iyi taniyan iktisatçilar, maliyeciler, yazarlar Ecevit'in üstlendigi o sorumlulugun ve aldigi riskin dogrulugunu elbette gördü. Ancak kitlelerin yillar sonra anlayacagi bu aci gerçegi, onlar bile savunamadi, yazamadi, çizemedi. Herkes fenersiz yakalanmis gibi sanki karanlikta kalmisti! Ne böyle bir kriz görmüstük, ne de bir çözüm önerebilecek durumda idik.

Bugün görülen ekonomik göstergelerdeki olumlu tablonun arkasinda bu özveriler vardir. AKP'nin yaptigi ise yine IMF'nin zoru ile devraldigi istikrar programini sürdürmektir. Aslinda, bu tutumunun temelinde de Ecevit'in o zaman özerklestirdigi basta Merkez Bankasi, ekonomiye yön veren kurumlarin artik partizanca kullanilamamasi yatmaktadir.

Türkiye gibi demokratik bir ülkede eger öncelikli olan halkin yaran ise seçilerek ülke yönetimine gelenler geçmisin hakkini vermek zorundadirlar. Dün mecliste 2006 bütçesi ile ilgili konusmasinda, "Türkiye ekonomisi bugün saglam temeller üzerinde yükselmeye devam ediyor" diye nutuk atan, bugünkü Basbakan Erdogan'in Ecevit'e, "sükran" duymasi gerekir. O bunu bilir mi, bilse de söyler mi derseniz, sevgili okurlar? Hayir. Çünkü, o simdi Basbakan. O da kaybedip gittiginde belki animsar, ancak yine söylemez. Niye derseniz, Türkiye'de adet böyle de ondan. Dilerim, Erdogan'dan sonraki bir basbakan bu adeti degistirir!

Tarih: 8.01.2007 21:02:29

Okunma : 583

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır