Cevikce / Haber ayrıntısı
Ülkenin gelecegi CHP'ye bagli |
"Anlasiliyor ki CHP Lideri, olagan tarihinde yani Kasim 2007'de yapilacak seçimde halki, AKP-CHP ikilemine zorlama taktiginden baska bir sey düsünmüyor. |
|
Baykal'in bu politikasi, 'gerginlik seçime kadar böyle sürerse, halkin ya AKP'ye ya da CHP'ye oy vermek zorunda kalacagi ve bundan da kendisinin sansli çikacagi' varsayimina dayaniyor. Oysa, 1950'den bu yana yasananlar gösterdi ki, halk 'as ve is' sorununu çözecegine inanmadigi hiçbir politikaciyi basbakan yapmadi." Son yazilarimdan biri böyle bitiyordu. Bir diplomatimiz yazidaki asil amacimin, CHP'nin önündeki engelleri belirlemek oldugunu anlamis olacak ki, sunlari yazmis: "Bence soyut tartismalarin pesinden gitmek yerine seçmen kitlesini pesinden sürükleyebilecek genç liderlerin önünü açmak sözcükleri yerine, (mademki Baykal'i degistirmek mümkün olmuyor) seçmen kitlesini cezbedecek ve sürükleyecek somut ve bir seyler vaat eden konulari gündeme tasimak ve oturtmak olmalidir". Yine yurt disinda yasayan bir eski ünlü maliyecimiz de söyle söylüyor: "Mesela, genç liderlerden kastiniz sadece bir genel baskan degisikligi ise, basbakanligi AKP'den almaya yeter mi? Seçmen tabani nedir? Kitleye as ve is sorununu çözmek için ne öneriliyor.Tutarli projeleri nelerdir? Hizla gelisen bir dünyada iç ve dis tehditlere nasil karsi konacak ve teknolojik gelismelere uyum nasil saglanacak? Bana göre olaylarin temelini ekonomi teskil ediyor." Bunlar benim araciligimla CHP'ye dönük yorum ve sorular. Ben de yanitlarini yine CHP'nin 26 Nisan tarihli Ekonomi Bülteninden aldim: "Yoksulluk, issizlik, esitsizliklerin kalici olarak asilabilmesi için, üretim ekonomisi ve sosyal devlet ayaga kaldirilmalidir. Ekonomimizin her yil sabit fiyatlarla ortalama yüzde 7 oraninda reel olarak büyümesini hedef alacagiz... Ancak böylelikle, ulusal refah düzeyini gelecek on yilda ikiye katlayabiliriz... 24 yilda, yani 2029 yilinda, AB ülkeleri yurttaslarinin bu günkü ortalama kisi basina refah düzeyine ulasabiliriz. Gelecek on yil boyunca 'kamu faiz disi fazla/GSMH' orani, IMF'nin dayattigi gibi yüzde 6,5 degil, yüzde 3 olarak belirlenmelidir. Her yil bütçenin yüzde 15'inin, yatirim ve teknolojik yapilanmaya ayrilmasi saglanmalidir. Vergi sistemini adil, sürdürülebilir, AB normlari ile uyumlu, ekonomik büyümeye katki saglayan, etkin ve basit bir yapiya kavusturacagiz. Kayit disi ekonomiyi, AB ülkeleri ölçegine indirecegiz. Ülkemizin dogusu ve güneydogusu da bati Anadolu'nun refah düzeyine çikarilmalidir. Gelecek on yil, bütçenin yüzde 5'i de, genel yatirim bütçesi disinda, bölgesel sosyo-ekonomik kalkinmaya ayrilmalidir. Faiz oraninin yüzde 3'e, enflasyonun yüzde 5'in altina, kamu açiginin GSYIH'ye oraninin yüzde 3'e kalici olarak inmesi hedefimizdir. Gelecek on yil boyunca, her yil ortalama 1,5 milyon ek istihdam yaratarak, gerçek issizlik orani yüzde 5'in altina çekilmelidir. Gelir dagiliminda, üst ve alt yüzde 20'lik gelir gruplari arasindaki uçurum, bes yilda 10 puan kapatilmalidir. Gelecek 10 yil boyunca, çiftçinin korunmasi için her yil ortalama 6 milyar dolar tarimsal destek saglanmalidir." Aslinda bunlar, CHP'nin sosyal demokrat bir parti olarak ülke sorunlarini AKP'den ve diger partilerden çok daha iyi bildigini ve iktidara hazirlikli oldugunu açikça gösteriyor. Ne var ki artik dünyanin her yerinde oldugu gibi Türkiye'de de halk, partilerin programlarina, seçim bildirgelerine degil, liderine bakarak oy veriyor. Gerçekten de, son dönemde yapilan güvenilir anketlere göre, halk CHP'ye, genel baskandan çok daha olumlu bakmaktadir. Ne var ki, bir süre önce en yaygin izlenen bir televizyonumuzda Prof. Emre Kongar'in bir toplum bilimci olarak söyledigi su gerçekleri kimse yadsiyamaz: "Halk, genel baskanina olumlu bakmadigi için CHP'ye oy vermiyor. Ha, diyeceksiz ki Baykal'in ne suçu var. Sorun sosyo - psikolojiktir. Bir deyim vardir bilir misiniz? 'Baykal Istanbul Bogazi'ni yürüyerek geçse, halk yine de yüzme bilmiyor' der. Çünkü, güvenilirligini yitirmis durumdadir". Kongar'in bu sözleri halkin çok daha yaygin bildigi su deyisi dogruluyor; "agziyla kus tutsa kimse inanmaz". Bu gerçege karsi inat etmenin sonuçlarinin, yalnizca bir liderin kisisel yenilgisi olmadigini 1999 ve 2002 seçimleri belgelemistir. Üstelik, son olaylar gösterdi ki, AKP'yi ve liderini izledigi yanlis yolda durdurmak için gelecek seçim çok önemlidir. O nedenle de, ülkenin gelecegi CHP'ye baglidir. |
Tarih: 19.02.2007 12:53:54 |
Okunma : 681 |
Kategori : Vatan Gazetesi |