Cevikce / Haber ayrıntısı

Mutluluk mu?

Basbakanla Ana muhalefet lideri, her zamanki gibi soyut konularda gerginligi tirmandirmayi sürdürüyor
 

Oysa halkin ikisine de güveni kalmadigi için, medyanin tersine, bu tartismalar kitlede tam bir kaniksama yaratti. Asil gerçegi ise, Basbakan Yardimcisi Abdüllatif Sener açikladi: "18 milyon kisi yoksulluk sinirinin altinda", yani nüfusumuzun tam dörtte biri yoksul. Iste ülkemizin de dünyanin da en büyük sorunu bu gerçek. Terör ve savaslarin asil sebebi de, gelir dagilimindaki bu adaletsizlik ve dengesizliktir. "Biri yer biri bakar, kiyamet ondan kopar" sözü bütün dillerde var olan en eski atasözüdür. Bu gerçege karsin, ABD Baskani Bush, ülkesinin ekonomik çikari için dünyanin en kit kaynagi petrolü, istedigi gibi kullanmak ugrunda nerede ise bir nükleer savasi bile göze almis gözüküyor. Kapitalizmin küresellesmesi sonucu, anayasalarinda yazili da olsa, artik hiçbir ülkede sosyal adaletin yükümlüklerini ve harcamalarini yerine getirebilen hükümet kalmadi. "Benim fakirim, benim köylüm" diyenlerin karsisina hemen IMF zaptiye gibi çikiveriyor. Azgelismis ve gelismekte olan ülkelerde gelir dagilimi, zaten çok dengesiz ve adaletsizdi. Birlesmis Milletlerin (BM) yaptigi son bir arastirma "Su anda dünyanin en önemli ve tehlikeli sorununun, gelir dagilimindaki hizla artan adaletsizlik ve dengesizlik" oldugunu belirtiyor. Bu açiklamayi yaparken Kofi Annan, birilerinin bu uyarilari ciddiye aldigina kendisi de inanmiyor.

Ülkemize gelince; sermaye ve kara para gelirlerinin yaninda, çalisanlarin gelir düzeyini ortaya koyan Türk-Is Baskani, Türkiye'de nüfusun en fakir yüzde 20'sinin toplam milli gelirden aldigi payin yüzde 4'e düstügünü söylemektedir. Ayni arastirmaya göre, en zengin kesim olan nüfusun yüzde 20'si ise milli gelirin yüzde 50'sinden fazlasini aliyor. Isçi liderlerine göre çalisanlar mutsuz, ama issizlik özellikle genç kusaklari bir hastalik gibi sarmis durumda. Mutluluk göreceli bir duygudur. Kisiye ve durumuna göre degisir. Gen yapisina bagli olsaydi, yeni bilimsel gelismeler mutlulugu tanimlamak için ipuçlari verebilirdi! Bu duygunun istatistik verileri yok denecek kadar az. Yalniz Türkiye'de degil, gelismis sanayi ülkelerinde bile dogru dürüst bilgi yok. Mutsuzluguna çare diye genç kusaklarin bulastigi alkol, esrar ve benzeri beyni ve sinir sistemini dogrudan etkileyen maddelerin, sanilanin tersine, milyonlari kimi zaman canina kiyacak kadar hasta ettigi kanitlanmistir. Mutlulugu arayan milyonlarca kitap yayimlandi. Mutlulugu isleyen, irdeleyen binlerce sinema ve tiyatro eseri sayilabilir. Her gün gazeteleri açin, haberlerin ve yazilarin hemen çogu özünde insan mutlulugu ile ilgilidir. Garip Bingöllü genç, Müslüm Babayi izlerken, onun mutlulugundan kendisine pay çikarmaya ugrasir. Baskan Bush, Bagdat'a bomba yagarken, Beyaz Saray'da elinde birasi televizyonun karsisinda mutluluktan kendinden geçmisti. Belki de savas ortagi Ingiltere Basbakani Tony Blair ayni saatlerde yasaminin en mutsuz anilarini içine atmisti. Gözlemlerin belirledigi, amacina ulastigi an kisi, bir süre büyük bir mutluluk duyar. Hedef yakinken mutluluk umudu tasiyan kisi, hedef birden yok oldugunda mutsuzlugu sonsuz derinliklere dönüsür. Kimisi gücünü toplar, yeni amaçlar, hedefler koyar önüne. Çogu, yenisini bulamaz, boslukta kalir, debelenir durur.

Kesin olan, insan mutlulugunun temelinde as ve is sorunun yattigidir. Bugün, gençleri birbirine kirdiran tinsel önderlerin gücü, ellerindeki silahtan degil, kitlelerin issizlik (yoksulluk) ortamindan kaynaklaniyor. Kirk yillik berber Ahmet Sadik çocuklugundan beri çevresindeki yoksullugu siirlerine dökmüs. Agit siirindeki duyarligi ülkeyi yönetenlere aci vermeli:

Direksiyonumda kaldi parmak izlerim.
Gözlerimi baglayip arkamdan vurdular.
Gitti canim, akti kanim.
Ekmek parasi,
Kül ufak, üç çocuk babasi.

Yoksulun halinden yine kendisinin anladigina, berber Ahmet'in agiti duygulu bir örnek. Ne yazik ki, halkin is derdini bir yana birakan sosyal demokratlar bile, türbanli karisi yüzünden Tayyip Erdogan Çankaya'ya çikamaz diyerek, karisi türbanli da olsa yumusak gözüken Abdüllatif Sener'i cumhurbaskani adayi gösterdiler. Halkin mutlulugu için(!) bu arayislar süredursun, Almanlarin eski ünlü yildizi Marlene Dietrich ile bir arkadasi arasinda geçen ve hepimizi düsündüren bir söylesi ile bu yaziyi baglamak istedim: Dietrich, "Neler yapiyorsun, mutlu musun" diyi sorar. Arkadasi: "O kadar çok isim var ki, bunu düsünmeye zamanim yok," deyince, ünlü yildiz, "öyleyse mutlusun der."


Tarih: 19.02.2007 12:55:20

Okunma : 664

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır