Cevikce / Haber ayrıntısı

Aydinligin gerçek yüzü

Semdinli olayindan baslayarak Danistay cinayetinde en üst düzeye çikan Genelkurmay Baskani tartismasi, olmasi gereken sekilde sonuçlandi.
 

Ancak sorunun aslinda bir isimden degil, AKP ile askerler arasindaki "laik cumhuriyeti anlama ve özümseme" ayriligindan kaynaklandigini herkes biliyor. Bu gerçegi 25. Genelkurmay Baskani olarak yaptigi devir-teslim konusmasinda Büyükanit Pasa açikça ortaya koymus oldu. "TSK'nin iç siyasetle ilgisi yoktur ve olmamalidir. Anlayisimiza ve yasalara göre askerin dört temel görevi vardir: Birincisi, kendisine teslim edilen birlikleri en iyi sekilde egitmek ve harbe hazir hale getirmek. Ikincisi, dis tehditlere karsi ülkeyi korumak. Üçüncüsü, ülkenin üniter yapisini ortadan kaldirmak isteyen terör dahil, tüm mihraklarla mücadele etmek. Dördüncüsü Anayasa'nin ilk üç maddesinde belirtilen cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çikmak. Bu hususlarin hiçbiri, bizim anlayisimiza göre iç siyasetle ilgili degildir ve bu görevler bize yasalarla verilmistir. Irtica tehdidi, TC kuruldugu anda baslamistir. Anayasamizda açikça belirtilen Cumhuriyetimizin Temel Ilkeleri bizim varlik nedenimizdir."

Basbakan'in "Demokrasi ile Cumhuriyet'in dengesi ve ortasi bulunamadi" diye bir sözünü animsiyorum. Bu sözü ile Tayip Erdogan'in "laikligi, halkin dini inancina saygisizlik, demokrasiyi de, insan denen tekilin toplumun çagdas gelisimine karsi da olsa diledigi gibi ve sorumsuzca yasama hakkinin oldugu bir düzen" olarak anladigini artik biliyoruz. Öte yandan Basbakan Erdogan, herhalde cumhuriyeti askeri bir sözcük, demokrasiyi de cumhuriyete karsit bir kavram saniyor. Çünkü ona göre örnegin Ingiltere'de krallik var ama cumhuriyet yok(!) Oysa Ingiltere demokrasinin besigidir. Yine ona göre cumhuriyet, iste Iran'da oldugu gibi laikligin olmadigi yerde de var! AKP'ye bazilari ampul partisi diyor. Tayyip Erdogan'la, Abdullah Gül'ün, partilerini kurarken simge olarak ampulü seçmekle isik, aydinlik saçan imajini vermek istedikleri anlasiliyor.

Aydinligi, ampulün isiginin yaratmadigini elbette onlar da iyi biliyor. Toplum yasaminda aydinlanma, evrensel özgürlügü, kardesligi ve esitligi tanimlar. Solcu olsun olmasin bunu en iyi bilenler özellikle yoksul halkin içinden gelen politikacilardir. Tayip Erdogan ve arkadaslari yasamlarindan edindikleri bu bilgiye karsin, kosullandirildiklari milli görüs siyasetinin etkisi altinda, dünyayi gerçek anlamda aydinlatan gücün din ve kutsal kitaplar oldugu savini varlik nedeni saymakta. Tarih boyu siyasal ve toplumsal kavgalarin temel nedeni de budur zaten. Elektrik gibi, bütün yenilikler ve degisimler insanligi aydinlatirken, birey de beynindeki sonsuz gücü buldu. Insan beyni bilim sayesinde kendini ve bütün insanligi daha özgür, daha bilinçli ve daha yürekli kilmaya devam ediyor. Böylece korkular kalkiyor, insani öldürme ve birbirleriyle savasma için yönlendirmek zorlasiyor. Bu gerçek, toplumlar var oldugundan beri iktidar hirsi ile dolu, bilgisiz ve ilkel güçleri rahatsiz etti. Bugün hâlâ Baskan Bush'un da, Bin Ladin'in de kabul etmedikleri gerçek budur. Onlar gibiler sonuçta dini kullanarak baskanliklarini, kralliklarini, mollaliklarini, liderliklerini sürdürmek istiyor.

Müslüman toplumlarda bu aci gerçegi gören ve yüreklice çözmeye yönelen tek lider Mustafa Kemal oldu. Halifenin ve seriatin etkinligini silmeden yani laik cumhuriyet olmadan, insanin özgür ve toplumun demokrat olamayacagini ilk gören Müslüman oydu. Bir dostum ekonomik krizden dolayi evine ekmek-as götüremez ve esinin dostunun eline bakar oldu. Yüksek egitim görmüs, erken sosyalistlerden biriydi. Ateist miydi bilmiyorum. Bir sabah geldiginde çok yorgun ve aglamakliydi. Artik dayanamayacagini, ruh sagliginin bozuldugunu söyleyerek, "Keske inancim olsaydi ona siginirdim diye, dün aksam kendi kendime hayiflandim" dedi. Iste insan için dinin gerçegi budur. Onun özendigi gibi olan inanç sahiplerine ve dinini böyle duyarak yasayanlara herkes saygi duyar. Bir dogru söz vardir. "Allah ile kulunun arasina kimse girmemelidir."

Basbakan bunlari bilmiyor mu? Biliyor da, kendisini buralara tasiyanlara hâlâ borçlu oldugunu da biliyor. Borçlu oldugu o kalabaliklar günü geldi Dervis Vahdeti'nin arkasindan gitti, Kubilaylari sehit etti. O kalabaliklar gün oldu basi sarikli laik cumhuriyet düsmanlarini Çankaya'daki Erbakan'in Basbakanlik Sofrasina tasidi. O kalabaliklar Etimesgut'ta "bir gün Islami cumhuriyet gelir amma, kanli mi olur kansiz mi" teranelerini çaldi. O kalabaliklara, "Cumhuriyet'in baslangiçta ortaya koydugu laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katilimci, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapiya devretmesi sorumlulugu ve artik bunun zamaninin geldigi düsüncesini tasiyorum" diyerek sözcülük yapanlar, Basbakanlik Müstesarligi ile ödüllendirildi.

Iste Basbakan, daha yüksek hedefi olan Çankaya'ya çikmak isterken onlardan aldigi güce güveniyor. Bu nedenle olacak ki, son günlerde kentlerin ana caddelerini süsleyen pahali reklâm panolarindaki, zarif biyikli ve güleç yüzlü fotografinin altina Basbakan Tayyip Erdogan, sunlar yazilsin istemis, "AK Parti, Türkiye'nin Aydinlik Yüzü". Bu "yüzün" bir ilahiyatçi bilim adamimizin dedigi gibi, laik Türkiye'mizin "Kuran Islâm'inin" aydinligi mi, yoksa "Tarikat Islâm'inin" aydinligi mi olduguna siz karar verin sevgili okurlar.


Tarih: 22.02.2007 17:38:55

Okunma : 671

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır