Cevikce / Haber ayrıntısı
CHP'nin dogru gerçegi ve yanlis yüzü |
Bir süre önce degerli yazar Taha Akyol yazisinda CHP'yi isaret ederek, sunlari yazmisti
|
|
Irtica paranoyasiyla bu bagi da tahrip ederek muhafazakâr Kürtleri de itmek kime hizmet olur? Türkiye'de etnik kimliklerin üzerinde birlestirici bir siyasi deger olusturacak sol bir partimizin yoklugu, sadece demokrasimizin degil, siyasi entegrasyonumuzun da vahim bir eksikligidir. 1930'lara saplanarak, bu milli ihtiyaci görmeyi engelliyor maalesef." Sayin Akyol, üstü kapali diyordu ki, CHP 1930'dan beri saplandigi laiklik paranoyasindan kendini kurtarsa ve solculuk yaparken beraberinde Kürt yurttaslarimizin önem verdikleri dini inançlarina da önem verse yani siyasal söyleminin bir boyutu olan sosyal demokrat politikalarini islerken, Kürt yurttaslarimizin oyunu almak için bir yolunu bulup dinsiz olmadigini da anlatabilseydi, onlarin ayrilikçi siyasetlere kaymasini önlerdi. * * * * Ben de bu yorumlara karsi bir yazimda sunlarin altini çizmistim; "Ciddi bir sosyo-politik yanlislik, dünyanin her yerinde oldugu gibi bizim aydinlarimizin içinde de her zaman var olmustur. Mustafa Kemal'in daha yüzbasi iken fark ettigi ve onu bu cografyadaki liderlerden ayiran en büyük üstünlügü, 'aydinlanma, çagdaslasma, gelisme, ancak laik toplum olmakla olanaklidir' anlayisidir. Enver Pasa'nin Mustafa Kemal kadar cesur, zeki, vatansever oldugu, hatta ondan daha önce tek basina ülkeyi yönetme gücünü elde ettigi bir gerçektir. Enver Pasa içtenlikle inanmisti ki, hem hilafet kalacak yani imparatorluk esas olarak dini kurallarla yönetilecek hem de esitlik, adalet, özgürlük ve sanayilesme, gelisme (terakki) olacak. Iste Enver Pasa'nin temel yanilgisi, bunun olamayacagini görememesi idi. Iste Mustafa Kemal'in yola çikarken bir tek arkadasina bile açmadigi temel dogrusu bu idi." * * * * Taha Akyol geçen hafta da sunlari yazdi; "Devlet partisi gelenegine dayali CHP'nin 'ödünç oy' hevesiyle, 'sosyal demokrasi'den büsbütün uzaklasarak militan bir laiklik ve otoriter bir cumhuriyetçilik söylemine sarilmasinin bu partiye ne kazandirdigini da seçimlerde görecegiz (...)" Bu yorumu ile Sayin Akyol'un bir yil önceki savlarini aynen korudugunu görüyorum. Onun bu elestirisini kurumsal olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelttigi de açikça gözüküyor. Sayin Akyol'un bu savlari dogrudan CHP ile ilgili oldugu için bu temel konularda aklimin yettigince katkilarim da olan partinin programini, son seçim bildirgesini ve kamuoyuna açiklanmis raporlarini yeniden çalistim. Bu temel politikalarla ilgili bölümlerden bir özet çikardim: "Cumhuriyet, tarihimizdeki en köklü dönüsümdür... Egemenligin kaynagini ulusta bulan anlayistir... 'Tebaa'nin yerini 'yurttas'in almasidir... Yurttaslik kavraminin, herkes için ortak temel öge ve hak alani olarak esas alinmasidir... Tüm insanlarin, hukuk ve haklari ile esitligi ve bütünlügü demektir... Etnik, kültürel ve dinsel tanimlarin sivil topluma birakilarak, resmi ölçü olmaktan çikartilmasidir." "CHP'nin milliyetçilik anlayisi, çogulculugun karsiti degildir... Ayrisma degil bir bütünlesme hareketidir... Tüm alt etnik ve kültürel kimliklere saygidir... Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konusursa konussun ve hangi inanci paylasirsa paylassin, tüm yurttaslarin hukuklarinin esitligini öngörür... Tüm yurttaslari ile üst kimlikte bulusmanin bilinci ve duyarliligidir... Herkesin ülkenin asli sahibi oldugunu öngörür." * * * * "CHP'nin devletçiligi, özel yararlarla toplumsal yararlar arasindaki dengenin saglikli olusmasi için getirilmis bir güvencedir. Yurttas devlet için degil, devlet yurttas için vardir. CHP, demokratik devleti, katilimci yönetimi öngörür; yönetenle yönetilen karsitliginin giderilmesini amaçlar. CHP için, devletin, devletin kurumlarinin, toplumun ve egitimin laik olmasi, asla ödün veremeyecegi temel cumhuriyet , demokrasi ve esitlik kuralidir. laiklik... Insan haklarinin, kadin-erkek esitliginin güvencesidir... Ulusal bütünlük ile iç barisin, temel tasidir. Laiklik... din ve devlet islerinin birbirinden ayri tutulmasidir... Bütün inançlarin devlet önünde esitligidir." "Ülkemizin çok kültürlü toplum olmasindan kaynaklanan, 'etnik duyarliliklara demokratik çözüm' genel anlayisi çerçevesinde çözümlenmesi gereken Kürt sorunu ise Türkiye'nin bir iç sorunudur… Ülkemizin bütünlügünün ve iç barisinin, insanlarimizin huzurunun ve refahinin önünde mevcut temel sorunlar ancak sosyal demokrat duyarlilik ve politikalarla asilabilir. Bu kapsamda; Dogu ve Güneydogu sorununun temeline giren terör sorununa karsi yeni güvenlik politikalarinin... Kürt sorununa yönelik olarak da, demokratiklesme ve bölgesel sosyo-ekonomik kalkinma politikalarinin, kararlilikla uygulamaya konulmasi, ülkede sorunlarin kalici olarak asilmasinin ve iç barisin köklestirilmesinin tek çikis yoludur…. Yillardir devam etmekte olan bu soruna, devletin bugüne degin sadece bir güvenlik sorunu olarak yaklasmasi, sorunun demokratik haklar, hukukun üstünlügü, esitlik, kimlik ve kültüre saygi ile sosyo-ekonomik gelisme boyutlarini yeterince gündeme getirmemis olmasi sorunu adeta çözümsüzlük düzeyine tasimis; Türkiye'nin içte ve dista tüm sorunlarinin kaynagini olusturmustur. Katilimci yerinden yönetim ve çogulcu yerel demokrasi üniter devlet yapisinin engeli degildir; demokrasimize derinlik ve güç kazandiracak olan bu yapilanma ertelenmeden gerçeklestirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmus olan CHP, bu anlayis ve çok yönlü strateji çerçevesinde Dogu ve Güneydogu Anadolu'da yasanmakta olan sorunlarin topyekün çözümüne, terörün bitirilmesine, sosyo-ekonomik gelismenin saglanmasina, Kürt sorununun çözümlenmesine öncülük etmeyi sosyal demokrat kimliginin ertelenemez bir temel sorumluluk alani olarak görmektedir." * * * * Bütün bunlari, bir partili duygusalligi ve önyargisi ile degil, son günlerde yogunlasan siyasal tartismalar içinde cumhuriyeti kuran ve Türkiye'mizin uygar bir ülke olmasini hedefleyen ve bunu temel görevi sayan CHP'nin özelikle genç kusaklar indinde dogru bilinmesine katkida bulunmak için yazdim. Taha Akyol bunlari bilmiyor mu derseniz. Benden de iyi bilir. Ancak, O, CHP Genel Baskani'nin son dönemde partiyi ilke ve hedeflerinden saptiran söylemlerini kullanarak bir anlamda partiyi elestirme firsatini elde etmis gözüküyor. Aslinda ben bu dogrulari, Sayin Akyol için yazmadim. Partinin basina gelmesinde sorumlulugu olan benim gibi sayisiz inançli sosyal demokrat adina, 'açilim yapiyorum' diyerek CHP'nin temel ilke ve hedeflerinden ödün veren Sayin Baykal'i, partinin ona verdigi görev anlayisina dönmesi için bir kez daha uyarmak istedim. |
Tarih: 22.02.2007 17:58:47 |
Okunma : 685 |
Kategori : Vatan Gazetesi |