Cevikce / Haber ayrıntısı

Iyimserlik sayilsa da!

Demokrasi, Erbakan Hoca'dan baslayarak milli görüsçülerin dillerinden düsürmedigi gibi, "halkin dört bes yilda bir önüne konan listeyi sandiga serbestçe(!) atmasi" degil elbette
 

Ne var ki Türkiye Cumhuriyeti'nin Basbakanligi'na bu yolla geldigi için Tayyip Erdogan, bu "sandigi" her konuda kendine kalkan olarak kullanmayi kendi sözcügü ile "marifetli" bir sekilde sürdürüyor. Bu saptamalarimla asla seçilmisligini yadsiyor degilim. Üstelik cumhurbaskanligina seçilmesinin de en dogal demokratik hakki olduguna saygiliyim. Çankaya'ya çikmasina karsi çikanlarin siyasal ve hukuksal gerekçelerine de katilmiyorum. 1950'den bu yana siyasette yasananlari ve sonuçlarini, halkin yararlari açisindan degerlendirdigimizde, eksikli bulsak ta "ülkeyi ancak, sandiktan çikanlarin" yönetme hakki oldugunu herkesin içine sindirmesi gerektigine inaniyorum.

Özellikle 1960 sonrasi dünyada ve Türkiye'de siyasetin karsilastigi akillara sigmaz degisim, hemen her düsüncedeki aydinimizin ezberini bozdu, deger yargilarini alt üst etti. Benim kusagim, Milli Istihbarat Teskilati Müstesari'nin su degerlendirmelerini (yazmak, dosyalamak ve rapor etmek degil), basin toplantisi ile açiklayacagini, rüyamizda görsek inanamazdik. MIT Müstesari Emre Taner diyor ki, "dünyadaki tüm degerlerin, iliskilerin, sistemlerin ve düzenlerin, ister sosyal-ekonomik-siyasi, ister ahlaki-dini olsun yeniden sekillendigi ve hatta yeniden tanimlandigi bir süreç yasanmaktadir. Yasadigimiz bu süreç ayni zamanda parçasi oldugumuz uluslararasi sistemin de kurallari, basrol oyunculari ve figüranlariyla mevcut olandan çok farkli bir boyutta yeniden belirlenmeye ve hatta dogmaya çalistigi bir döneme kaynaklik etmektedir".

Bir arkadasim iyi yetismis ve üstün nitelikli oglunun MIT'te çalismak için sinavlara girmesinden söz ederek benden yardimci olmami istedi. Ilkin olumsuz karsiladim. Çünkü ben hâlâ kaldigim yerde idim; Insanimizin hakça ve tam bir güven duygusu içinde özgürce yasama hakkinin önünde bazi güçlü çevrelerin ciddi kaygilar tasidigi gerçegini bilen ve görenlerdendim. Evrensel anlamda çagdas demokrasiye ulasmamizin önünde bazi kurum ve kadrolarin hâlâ engel olmayi sürdürdükleri inancimi koruyordum. Böyle olunca da istihbarat örgütlerimizin, güvenlik kuruluslarimizin demokratiklesmeden rahatsizlik duymaya devam etmelerini, bir bakima yapilari geregi, gerçekçi bulanlari yadsimiyordum. Bunlarin basinda da MIT'in olmasi elbette anlasilir bir durumdu.

Kendisi ile yüz yüze konusurken, genç aday MIT'çiden dinlediklerim beni, önyargilarimi yeniden gözden geçirmeye zorladi. Sanki 28 yasindaki gencin artik benden daha gerçekçi oldugunu içime sindirmem gerekiyordu. Daha sonra hakki ile görevi aldigini ve basarmak için üstün bir çalismaya girdigini ögrendigimde, MIT hakkinda bana aktardigi olumlu ve barisçil bilgilerin inandirici oldugunu düsünmeye basladim.

MIT Müstesari Emre Taner sunlari da söylüyor, "Yakin tarih incelendiginde uluslararasi sistemde istikrarin hiçbir zaman uzun süre mevcudiyetini koruyamadigi görülmektedir. Sistemin bir veya birden çok noktasinda mutlaka bir degisim yasanmaktadir. Bunun etkileri geçmiste daha çok bölgesel nitelikte olsa da günümüz sartlarinda, özellikle her alanda yasanan küresellesmenin sonucu olarak global düzeye tasinmistir. Elbette bunun en önemli nedeni, sistem içindeki yapilanmalarin ve analizlerin statükocu yaklasima koyu bir muhafazakârlikla sahip çikmalaridir. Bu nedenle de gelecege yönelik tahminler bu kati kuralci yaklasim içinde basarisiz olmustur... Özellikle teknolojik gelismeler ve bu gelismelerin öncülük ettigi farklilasan ekonomik iliskilerle ortaya çikan, çogu kez küresellesme olarak nitelendirilen ve dünyadaki insan topluluklari arasinda siyasi sinirlarin ortaya çikardigi iletisim limitlerini belirsizlestirerek bir 'deger devrimi' de yaratan bu radikal degisim süreci, sarsici bir hizla her seyi etkisi altina almistir... Gelecekte birçok ulus devlet ve millet sadece gelismemekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasina dahil olmamakla kalmayacak, ayni zamanda birçogu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayip ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir... Öte yandan jeopolitik ve stratejik konumu itibariyle oldukça zor bir cografya üzerinde bulunan Türkiye için güçlü bir ekonomi, kusursuz bir dis politika ve caydirici bir askeri yapilanma seklinde adlandirabilecegimiz çok saglam üç ayaga sahip olmak bir zorunluluk olarak karsimiza çikmaktadir."

Iste demokrasimiz, MIT ve benzer üst düzey kuruluslarimizin bu önemdeki açilimlarinin gerçek olmasi ile çagdas boyutuna ulasacaktir. Iste demokrasimiz, kurumsal düzeyde insani esas alan ve onun haklarini, özgürlüklerini ve yasam güvenligini saglayan bir yapi kazanirsa, gerçek anlamda demokrasi olacaktir. Müstesar Emre Taner'in açiklamalari, bu yolda seffaflastigimizi ve hizlandigimizi gösterdigi için önemlidir.

Iyimserlik sayilsa da görülüyor ki, 1923'te atilan temeller yani "laik, demokratik cumhuriyet" saglam temelleri üstünde yükselmeye devam ediyor. Hem de içten inanmak istemeyenleri bile sandiktan çikarmayi basararak ve bas taci etme yürekliligini göstererek devam ediyor.


Tarih: 22.02.2007 18:12:48

Okunma : 696

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır