Cevikce / Haber ayrıntısı
Bir film ve gerçekler |
Artik Senaryolarin degil aci gerçeklerin dünyasindayiz. Tek saldirgan gücün hâkim oldugu ve halklarin "siranin hangi ülkede oldugu korkusunda yasatildigi" bir dünya. |
|
ABD'nin son Irak isgalinin faturasi insanlik için çok agir olmaya devam ediyor. Oysa, bilimin son asamasinin yarattigi savas gücünün akil almaz boyutlarina karsin ve ABD'nin saniyeyi ve santimetreyi yönettigi sanildigi günlerdeki korkunç yanilgisinin boyutunu, belgeler bütün çiplakligi ile gösteriyor; BBC'nin açikladigi yeni bir habere göre, Beyaz Saray'in isgal öncesi hesaplari: "Istikrar 2-3 ayda saglanir. Bunu 18 ila 24 ay sürecek ülkenin yeniden insasi süreci izler. Aralik 2006'da Irak'ta 5 bin Amerikan askeri kalir" varsayimlarina dayaniyormus. ABD Baskanlarindan Lyndon Johnson, Ismet Pasa'ya gönderdigi mektubu ile taninir. Temmuz 1964'de Kibris'ta Türklere karsi kiyim baslayinca Basbakan Ismet Inönü adaya müdahale etmek istediginde, Johnson özetle, "NATO'nun size verdigi silahlarla, adaya müdahalenize karsiyim, engellerim" demis; Ismet Pasa da, "Yeni bir dünya kurulur, biz de orada yerimizi aliriz" yanitini vermisti. Bu söz üzerine Pasa ABD'ye davet edilmis ve ileri yasina ragmen Washington'a gitmisti. Pasa, oradayken Demirel CHP-AP koalisyonunu bozmus ve Basbakan Inönü'yü ABD'de çok zor duruma düsürmüstü. Politikaya ve kamu yasamina yakin olanlar, Johnson'u bu olay basta diger olumsuzluklari ile ilgili olarak iyi bilirler! Johnson, Kennedy'nin ölümü sonrasi baskanligi üstlenmis, 1964 seçimleriyle de 1968'e kadar baskan olarak kalmistir. Ancak Lyndon Johnson, nerede ise hiç animsanmaz ya da basarisiz ve kötü taninir. Çünkü Vietnam Savasini tirmandiran ve modern tarihte ABD'nin ve insanligin en acimasiz utanç belgesi haline gelmesine neden olan baskan olarak tarihe geçmistir. 1968'de Richard Nixon baskan oldugunda ben oradaydim. Seçimlerle çok yakindan ilgilenmistim. Birinci sorun ve konu yukarida sözünü ettigim Vietnam Savasi idi. ABD her gün ciddi sayida yitirdigi genç askerlerinin cenaze törenlerinin basinda, içine düstügü çikmazdan nasil kurtulacagini tartisiyordu. Baskan Nixon, savasi bitirme vaadi ile geldigi Beyaz Saray'da, giden baskani (Johnson'u) agir sekilde suçlayarak göreve basladi ve yenilgiyi kabullenerek savasi sona erdirmeye mecbur oldu. Sonuçta, 58 bin 193 ölü ve 153 bin 363 yarali ABD'linin ve yaklasik asker-sivil 1,5 milyon Vietnamli'nin yasamina mal olan savas, ABD tarihinin en kanli sayfalarindan biri oldu. Iste o Johnson'un yasaminin son dönemini konu alan bir film seyretmistim. Baskan Johnson'un gerçek yüzünü ve yasadiklarinin ardindaki gerçekleri yansitan bir belgeseldi. Isterdim ki, bizimkiler basta bugünkü politik liderler ve tepede olanlar seyretmis olsunlar, alacaklari çok ders vardir. Filmdeki Baskan Johnson'u ve savasin tirmandirildigi günlerde Beyaz Saray'da yasananlari, okurlarima yansitmak istiyorum: "Baskan Johnson Demokrat Partilidir. Bilindigi gibi Demokratlar, Cumhuriyetçilere oranla daha ilerici, barisçi ve insan haklari konusunda hem iddiali hem de yüreklidirler. Özellikle güney eyaletlerdeki zenci düsmanliginin önlenmesi ve haklarin genisletilmesi için Baskan Kennedy gibi Baskan Johnson da çok önemli kararlar almis ve yasalar çikartmis bir baskan. Bugünkü Baskan Bush gibi Johnson da Teksaslidir ve kovboy sapkasi ile özdestir. Ancak petrol zengini Bush'dan sinifsal olarak farklidir. O nedenle bizim Çoban Sülü benzeri, fakir, ezilmis kesimlerin sevdigi ve o niteligi ile politika da yükselmis halk adami bir politikacidir. Kennedy'nin baskanlik seçimlerinde bu niteligi ve oy gücü dolayisiyla baskan yardimciligini tartismasiz elde etmis bir tasra siyasetçisidir. Ancak baskan olduktan sonra, iyi egitilmis, zengin ve sosyal statüsü yüksek, Irlanda kökenli olmanin magrurlugunu kisiliginde yansitan Kennedy'lerin tersine Washington'daki sahinlerin karsisinda zayif ve cesaretsizdir. O tarihte, savunmanin basinda olan, McNamara gibi (bilgisayarin henüz moda olmadigi dönem) üstün zekâlilarla çalisiyor. Genelkurmay'da bugün hâlâ ABD'de isminden söz edilen generaller var. Iste bu kadro, Baskani, daha çok asker, daha çok silah ve daha çok para diye tam bir baski altina almis. Savas, kuzeye dogru hizla tirmandiriliyor. Kitle imha silahlari ve yogun B2 bombardiman uçaklari ile Vietnam yesillikleri, kizila dönüyor. Bugün-yarin kesin sonuç derken, ABD gittikçe bataga saplaniyor. O günlerde Baskan Johnson'un iliklerine kadar eriyip, tükendigini görüyoruz o filmde. Sevgili esi yalvariyor; 'gel birakip gidelim Teksas'a, ovalarimiza dönelim' diye. Baskanin sevdigi, saydigi politikaci arkadaslari günlerce, 'durdur bu gidisi, bunun sonu yok, hemen çikalim bu batakliktan' diye onu ikna ediyorlar. Sonra, sabah savas masasindaki sahinlerin parlak söylevleri ve tavirlari karsisinda yine yenik düsüyor... Bu böyle haftalarca, aylarca tekrar tekrar yasaniyor. Sonunda Johnson bitiyor. ABD de yiginlarca cansizi savas alaninda birakip Vietnam'dan kaçiyor." Beyaz Sarayin Irak'ta geldigi bu günkü son durum, o Vietnam'in tipkisidir. Üstelik Baskan Bush, Johnson gibi unutulmayacak ve Amerikan baskanlik albümünde kara bir yüz olarak yerini alacaktir. Bagdat'ta güvenligi saglamak iddiasiyla ilan ettigi yeni plan (daha çok asker ve silah) daha baslamadan bitti denebilir. Bu nedenle olacak ki, Vietnam savasi gazisi, 2008 yili seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin Baskan adaylarindan Senatör McCain'de, Irak savasinin yürütülme sekline Demokratlar gibi sert elestiriler yöneltmeye basladi. Yazimi bu konularin uzmani olan Cengiz Çandar'in son yazisindaki bir bölümü ile bitirmek istiyorum: "Philip Zelikow'un, ABD yönetiminin entelektüel beyinlerinin önde gelenlerinden biri olarak, konusmasinin, komplo teorileri ve teorisyenleri için hayal kirikligi yaratacak su bölümü, özellikle ilgimi çekti: 'Bugün, Amerika ve diger önde gelen ülkelerin, bu yeni çagin sorunlarini yönetebilecek uluslararasi sistemin nasil olacagina iliskin bir planlari yok. Böyle bir sistemin mimari eskizlerine bile sahip degiller'. Yani, dünyanin en can alici sorunlari karsisinda, su dönemde kervan yolda düzülür yönteminin geçerlilik kazandigi bir uluslararasi iklimdeyiz. Bir master plan uluslararasi çapta yok ise, Türkiye'nin de Kuzey Irak'a iliskin bir master plani olmamasi, son tartismalar isiginda, hiç kimseye garip gelmemeli". Büyük olasilikla 2008'deki Amerikan Baskanlik seçimini Demokratlar kazanacak. O yüzden Demokrat adaylarin arasinda, erken baslayan yaris kiyasiya sürüyor. Ikisinden birinin Baskan olacagi belli olan New York Senatörü Hillary Clinton ve Illinois Senatörü Barack Obama, umarim bu filmi ve gerçekleri dogru görüyor olmali. Çünkü dünyanin yakin gelecegi artik, onlara bagli. |
Tarih: 26.02.2007 11:30:57 |
Okunma : 727 |
Kategori : Vatan Gazetesi |