Cevikce / Haber ayrıntısı
“TARIH TEKERRÜRDEN IBARETTIR” |
Sagdaki birlesme ve zor da olsa geçeklesen “ittifaktan” sonra solun ülkemizdeki gelecegi ile ilgili tartisma eskiye oranla çok daha fazla önem kazandi |
|
Türkiye’de sol siyasetlerin tarihi nerede ise Avrupa ile es zamanlidir. 19. Yüzyilin sonlarina dogru fisiltilari duyulmaya baslayan sol düsünceler, 1960 Anayasasinin ülkede estirdigi özgürlük rüzgârindan güç alarak halkin ilgisini kazanan örgütlü bir yapiya dönüstü. 1961’de Isçi Partisinin seçimlere katilmasi ve Ismet Inönü’nün 1965’te “CHP ortanin solundadir” demesi ile sol Türkiye’de halk boyutunda siyasal bir gerçek oldu. Evrensel anlamda sol, Marksist özüne dayali olarak sinifsal bir içerige dayanir. Ancak son yüzyilda her ülkenin toplumsal yapisina bagli olarak dünya, solun “büyük dönüsümünü” yasadi ve degisim sürüyor. Bu açidan ülkemizde de sol, bu gün artik “toplumsal degisimin gücü” olmak durumundadir. Aslinda CHP’nin son iki yilda görülen söylemindeki saga kayisa kadar yelpazenin solundaki tüm partiler, yarim yüzyildir sosyal adalet ve demokrasi hedefine yönelik olarak çok yürekli ve tutarli bir savasim vermistir. Bir baska gerçek de, kurtulus savasindan güç alan ve sürekli barisi ilke edinmis Anadolu devriminin ikliminde sol, okuma yazmadan kadin haklarina, sanayilesmeden sendikal örgütlenmeye, insan haklarindan hukuk devletine uzanan gelismelerin öncüsü olmustur. Bunlari yaparken zorunlu olarak devletçi bir politika izlemis olmasi CHP’yi “halka ragmen halk için” konumuna getirmistir. Degisimin diger yani yani merkez sag ise, “yeter söz milletindir” diyerek izledigi karsi politika ile genel oyun çogunlugunu almayi basarmistir. Bu konuda tarima dayali olan ve bir anlamda kalkinamamis sosyal yapinin bu sonucu etkileyen en önemli unsur oldugu yadsinamaz. Ancak, her mahallede milyoner yaratma amaci ile kapitalizmin güdümüne giren Demokrat Parti, 27 Mayis 1960’da ülkeyi ara rejimler gerçegi ile karsi karsiya getirdi. Demokrasi sürecini yeni solumaya baslayan Anadolu insani ise, CHP’yi darbenin sorumlusu gösterenlere inanmayi yegledi. Oysa Basbakan Menderes istedigi halde Cumhurbaskani Celal Bayar’in engelledigi bir erken seçim olsa idi CHP’nin iktidara gelecegini 1957 seçim sonuçlari belgelemisti. Bu günlere dek süren solun sivillesmeye karsitligi tartismasi son yillarda aydinlar katinda yaygin bir destek buldu. (ikinci cumhuriyetçiler ve liberaller) Yinede halkin indinde bu gün solun iktidara gelme gücü olan partisi, CHP’dir. Ne var ki, bir yil öncesinden baslattigi cumhurbaskanligi seçimi tartismasi ile CHP Genel Baskani, siyasal gerginlikten yarar bekler bir izlenim birakti. O nedenle bu kez de sag partiler, demokrasinin yeniden kirilma asamasina gelmesinin sorumlusu olarak CHP’yi göstermektedirler. On yilda bir yasanan her türünden darbeler kisa bir aralikla da olsa, hep solun geriletilmesi ile sonuçlanmistir. 27 Mayis Demirel’i, 12 Mart Erbakan’i, 12 Eylül Özal’i, 28 Subat ta gelen gideni aratircasina, Erdogan’i yaratmistir. Tandogan’dan baslayan ve Izmir’de yükselen aydinligin, solun kitlesel gücünü ortaya koydugu bir gerçektir. 27 Nisan E-Darbesinin bu güce dayandigi da yadsinamaz. Aydinlar arasinda bu gelismelerin, seçimde CHP’ye güç katacagi tartismasi sürüyor. Geçmise bakildiginda tam tersi olma olasiliginin altini çizmek gerekir. Dilerim “tarih tekerrürden ibarettir” diye bilinen özdeyis geçmiste kalmis ve unutulmus olsun. Ancak o zaman sol batidaki çagdas benzerleri gibi halkin ekonomik, sosyal ve hukuksal beklentilerine çözüm arayan ve bulan bir demokratik siyasal güç olur. |
Tarih: 29.05.2007 12:22:47 |
Okunma : 715 |
Kategori : Vatan Gazetesi |