Cevikce / Haber ayrıntısı

Yüzler yine solmasin

Bu haberi okuyunca, 1994'te, Basbakan Tansu Çiller'in DYP-SHP koalisyonu döneminde en üst düzeye çikan (bir ayda simdiki gibi 40'a yakin can kaybi olmustu) ayrilikçi terörden bu yana yasanan ekonomik bunalimlar akla geliyor
 

Türkiye'deki yatirim ortaminin iyilestirilmesi amaciyla olusturulan Türkiye Yatirim Danisma Konseyi 4'üncü Toplantisi'na katilan uluslararasi dev sirketlerin üst düzey yöneticileri, son aylarda Cumhurbaskanligi seçimi ve Genelkurmay bildirileri gibi krizlerle bogusan Türkiye ekonomisine olan güvenlerinin tam oldugu mesajini verdiler."

Bu haberi okuyunca, 1994'te, Basbakan Tansu Çiller'in DYP-SHP koalisyonu döneminde en üst düzeye çikan (bir ayda simdiki gibi 40'a yakin can kaybi olmustu) ayrilikçi terörden bu yana yasanan ekonomik bunalimlar akla geliyor. Türkiye ne zaman siyasal bir krizle karsilassa hemen arkasindan döviz fiyatlari hizla artar, borsa sert düsüsler yasar özetle, ekonomi durgunluga girerdi. Ne oldu da, 28 Subat 1997'deki post modern askeri müdahale sonrasi piyasalarda yasanan krize ve 2000'de Milli Güvenlik Kurulu'nda savrulan anayasalarin ardindan patlayan tarihimizin en büyük ekonomik çöküsüne benzer bir durum, simdi 27 Nisan gecesi e-darbe ile zirveye çikan siyasal bunalima karsin, olmadi.

Ya ekonomimiz özellikle dis ekonomik çevrelerin söyledigi gibi yapisal degisimini ve dönüsümünü tamamladi ve her seye karsin kendi yolunda gidiyor! Dolayisi ile artik çarklar siyasetten bagimsiz olarak dönebiliyor! Ya da parasal ve malî göstergeler gerçegi göstermedigi için bunalim kamuoyundan gizleniyor. Iç ve dis is çevrelerinin elinde olan medya ile bu durumu kasitli olarak sakladiklarini da ileri sürenler var. Ne var ki sokaktaki insani dinlerseniz, "as-is" konusunda onun için degisen bir sey yok. Çünkü ekonomik bunalim zaten on yildir sürüp gidiyor.

Gerçekten de birçok iktisatçimiz, Türkiye Istatistik Kurumu'nun enflasyon rakamlarinin, halkin mutfagindaki pahaliligi göstermedigini yazmaya ve söylemeye devam ediyor. Borsa endekslerinin, orta ve alt gelir grubunun yani nüfusun yüzde 90'inin ekonomik gerçegini yansitmadigi da yadsinamaz bir dogrudur. Istanbul borsasindaki sicak paranin, islem toplaminin yüzde 70'ine çiktigi biliniyor. Yukarida, "Türkiye ekonomisine olan güvelerinin tam oldugu" mesajini verenlerin, asil söylemek istedikleri, "dünyanin bugün hiçbir ülkesinde olmayan bu yüksek reel faiz oldukça sicak paralarini Türkiye'ye getirmeyi" sürdürecekleridir.

AKP hükümetinin ülke ekonomisini yönetme deneyimi ancak, su son dört yila dayalidir. Bu dönemde olanin özeti, yüksek reel faiz sayesinde Türkiye'nin ödemeler dengesi açigi yasamamasindan kaynaklaniyor. Çünkü Orta Doguda süren savas, dogrudan ve dolayli olarak dissatimimizin beklenmedik oranda artmasina firsat vermistir. Ayrica, Rusya ve Türkî cumhuriyetlerden dissatim ve dis yatirimin girdileri de, cari açigin daha büyük olmasini önlemistir. Iste bu nedenle Basbakan, ekonomideki istikrarin göstergesi olarak kendisine söylenen "ihracattaki artis"a bakarak avunmaktadir.

Halk ise avuntu ile degil gerçeklerle yasiyor oldugu için bu parasal gelismelerin, kendi asini ve isini artirmadigini görüyor. Eger 2002'den bu yana özellestirmeden ve sicak paradan gelen kaynagin belli bir orani dogrudan yatirima gitse idi, halkin özellikle is olanagini artirmis olmasi gerekirdi! Oysa resmi rakamlar, son dört yilda issizlik oranlarinda anlamli bir düsüs olmadigini gösteriyor. Milli gelir artisinin da tarim ve sanayideki yatirim ve üretim kapasitesindeki artistan degil, daha çok diger hizmet sektörlerinden ve görünmeyen kalemlerden kaynaklandigi biliniyor. Ek olarak, disalimlarda görülen çok yüksek artis, kaygi verici boyuta ulasmistir

Sayilarla kendini avutmaya çalissa da, Basbakan'in ekonomik yapinin verimli ve istikrarli olmadigina dair ciddi bir korku yasadigi anlasiliyor. O nedenle, "siyasal istikrarin bozulmasinin suçunu basta CHP Genel Baskani Baykal olmak üzere, muhalefete yikmaya çalisiyor. Üstelik son haftalarda terörün yeniden tirmanisina karsin, belki de AKP hükümetinin bilgisi disinda artirilan güvenlik önlemleri (sinir ötesi harekât hazirligi ve üç ilde ilan edilen güvenlik bölgesi kisitlamalari) sonucu, sinir ticaretinden ve müteahhitlik hizmetlerinden gelen bölge gelirlerinde ciddi düsüs yasanacagi korkusu, Basbakan'in söylemlerine yansimis durumda. Çünkü seçime giderken basta kendi seçildigi Siirt ve diger Güneydogu illerindeki halkin, bunun sorumlusu olarak AKP'yi görmeye basladigi görülüyor.
Bütün bunlari yazmamin asil nedeni, 2002 seçimlerinde, bedelini agir ödedigi için halk, ekonomik bunalimin sorumlusu olarak Ecevit'in basbakani oldugu üçlü koalisyonun partilerini (DSP, MHP, ANAP) meclisten tasfiye etmisti. Siyasal ortamin CHP için çok uygun olmasina karsin, sandiktan deneyimli Baykal degil de, milli görüsün uzantisi deneyimsiz Tayyip Erdogan Basbakan çikmisti.

Simdi artik herkes, yaptiklari ve yapmadiklari ile ortada. Bu kez de dogal beklenti, sandiktan 2002'nin tersine, denenen küresellesmeci Tayyip Erdogan'in degil, denenmeyen sosyal demokrat Deniz Baykal'in basbakan çikmasidir. Dilerim, Tandogan'da baslayan ve Izmir'de milyonlara ulasan aydinlik yüzler, 23 Temmuz sabahi yine solmasin.



Tarih: 20.07.2007 18:32:56

Okunma : 666

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır