Cevikce / Haber ayrıntısı

6 KASIM 2007 DILERIM, BAYKAL IÇIN BIR DÖNÜM TARIHI

CHP Genel Baskani Deniz Baykal’in 6 Kasim günü yaptigi konusma hem parti hem de kendisi açisindan çok önemlidir
 

Belki de bu konusma, yillardir halkin Baykal’dan bekledigi degisimin ilk isaretidir. Yapici, sorumlu ve topluma güven bir konusmadir.

Basbakaninin görüsmeye giderken Oval Ofiste Baskan Bush’un karsisinda, Türkiye Cumhuriyetinin 84 yillik aydinlik ve güçlü geçmisine yakisir bir durus sergileyecegi konusunda kuskular yaygindi. Dogrusuya, Tayyip Erdogan’in görevini yerine getirdigini herkes gördü. Bunu sunun için yaziyorum. Uzun yillar yaninda oldugum Baykal’in, Baskanlar, Cumhurbaskanlari, Basbakanlar gibi en üst düzey Devlet Adamlari ile yaptigi görüsmelerde gösterdigi üstün basari, bende demokrasi tarihimizde Ismet Pasadan sonra en basarili bir politikaci oldugu inancini pekistirmistir. O nedenle Basbakan Erdogan’in yerinde bu kez “keske Baykal olsa” diye düsünmekten kendimi alamamistim. Çünkü bu defaki Beyaz Saray görüsmesi, son gelismeler dolaysi ile belki de geçen on yilin ülkemiz açisindan en önemli olani idi. Öyle oldugunu da önümüzdeki günler daha iyi gösterecektir.

Bu yazimda asil üzerinde durmak istedigim konu, iste bu kiyaslamadan kaynaklandi. Bilindigi gibi 1 Mart 2003 Tezkeresinden daha düne kadar, hem iktidarla sürdügü tartismalarda hem de parti içinde, CHP Genel Baskaninin gerginligi tirmandiran ve agir elestiriye dayali bir tutumu yegledigini gördük. Bu tutumunun son yillardaki seçim basarirsizliklarinin baslica nedeni oldugunda da kamuoyunda yaygin bir görüs birligi var. Ben de, önemli birçok konuda, üstelik yanlis sonuçlara varacagini belgeleyerek, Baykal’in bu tutumunu çok kez elestirenlerdenim. 22 Temmuz seçim sonrasi partide baslayan genel baskanlik tartismalarinda ortaya koydugu bilinen tavri ile de, artik olumlu bir degisime bütünüyle kapandigini üzülerek görmekte idim.

Iste dün yaptigi konusma ile 1999 seçimlerinde CHP meclis disinda kaldigi günden bu yana büyük ölçüde anlamakta zorlandigim Baykal’in, sanki gerçegine dönmek için bir karar vermis oldugu izlenimini aldim. Bu nedenle Bush-Erdogan konusmasini degerlendirmesinin bir kez daha altini çizmek istiyorum; “ABD Baskaninin bu görüsmede kamuoyu önünde aleni olarak 'sakin ha müdahale etmeyin' demedigini de tespit ediyoruz. Bush'un, PKK’yi bir terör örgütü ve ABD’nin düsmani olarak ilan etmis olmasini önemsemek istiyorum. PKK’ya bir terör örgütüdür demenin yükledigi agir sorumluluklar vardir. Eger onu bir terör örgütü olarak niteliyorsaniz, o zaman yapabileceginiz, yapmak zorunda oldugunuz ve yapamayacaginiz seyler var. Hem ‘PKK’ya bir terör örgütüdür’ derim, hem de ‘onun gereklerini yerine getirmem ve bunu sürdürebilirim' denilemez... Kuzey Irak Türkiye'ye dost bir bölge haline dönüstürülmelidir. Bölgeye yönelik kürtçe, arapça yayinlar yapilmasi, kürt, türkmen, arap gençlerin Türkiye'deki üniversitelerde okutulmasi, Irak'la iliskinin Habur sinir kapisinin tekelinden çikartilmasi gereklidir”y itse, parkasindaki görüsmelerde bir baska danisikli dövüs,


Baykal’in bu degerlendirmeleri gerçekçi, yapici ve bunalimin olumlu sonuçlanmasi için umutlu sözlerdir. Bu konusma, benim tanidigim Baykal’in izlerini tasimaktadir. Çok sevindim. Ülkem için, CHP için, Deniz Baykal için. Dilerim sevincim geçici bir iyimserlik degildir.


Tarih: 12.11.2007 16:13:33

Okunma : 649

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır