Cevikce / Haber ayrıntısı
CEHENNEME DÖNEN O GÜZELSU... |
Uzun süredir yasadigim toplumsal ve siyasal olaylari kâgida dökmeye çalisiyorum. Basindan beri amacim, gözlem ve yorumlarimi yakin çevrem için olsun belgelemek. Öyle bir düsüncem yok ama bu çabam bana, okunmaya deger bir kitap yazmanin ne denli zor oldugun da gösterdi. |
|
Son bir aydir yasanan acilar, halkimizin geçmiste hiç görülmedik kadar sert tepkisine neden oldu. Yörede yirmi yildir olanlarin nedenlerini ve sonuçlarini bildikleri halde en sogukkanli düsünenler bile duygusalliga kapilip sahinlesmekten kendilerini alamadilar. Benim de kolay çözümler düsünme gayretkesligine düstügüm oldu ve hala da öyleyim. Bu hevesle her olayda eski notlarima dönüp o günlere ait neler yazmisim diye bakiyorum. Iste bir bölümden alintilar. 1974 yilinda Bayindirlik Bakani olarak gittigimde yöreye dönük gözlemlerim: “Karayollarinin Van'daki bölge müdürlügünde yaptigimiz toplantidan sonra Hakkâri'ye hareket ettik. 2460 metre yükseklikteki Güzelsu geçidini asarak Türkiye'nin en yüksek rakimli ilçesi olan Baskale'ye dogru yöneldik. Dünya harikasi Güzelsu geçidinde bizi Hakkâri milletvekili Mikail Ilçin ile Il Baskani Abdurrahman Keskin ve CHP örgüt yöneticileri karsiladi. Vadide sürpriz bir kahvalti hazirlamislardi. Buz gibi derenin kenarinda çimlere halilar serilmis ve sofra otlu peynirden tutun da, bal kaymak her çesitten bulunmaz bir lezzet doluydu. Sonralari 'cehenneme' dönen o yemyesil Güzelsu’da kahvaltimizi yaptik. Çiçegi burnunda solcu bir bakan olarak ezilenlere, horlananlara hizmet etmenin heyecani ile bagdas kurmus kahvaltimizi yaparken birden art arda patlayan silah sesleriyle irkildim. Meger orada adet oldugu üzere bizim dokuz hanimli milletvekilimiz Mikail Ilçin, serefimize sedef kabzali tabancasiyla havaya kursun yagdirirmis. 15 yil sonra oralarda, degil kahvalti etmek duraklamanin bile hayal oldugu, kardesin kardesi vurdugu kanli dönemler yasanacakti. Akillarda, hayallerde bile olmayan ayrilikçi PKK 30 bin cana mal olacakti. O gün beraber oldugum ve aralarinda belediye baskanlari, milletvekilleri bulunan örgütün belki de hepsi Kürt kökenli yurttaslarimizdi. Onlar kurtulus savasindan gelen CHP'ye gönülden bagliydi. Kürt kimliklerinden önce CHP’li kimliklerinden hem güç aliyor hem de kivanç duyuyorlardi. Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP)ve Demokrat Partinin devami olan Adalet Partisinin (AP)kapatilmasi, devletle iliskisini partileri araciligiyla kuran yurttasimizin sahipsiz, kimliksiz kalmasina yol açmisti. Onlarin aidiyet duygusunu ortadan kaldirdi. Seçilmis arkadaslarimiz Naci Cidal’in, Mikail Ilçin'in, Abdurrahman Keskin'in -ki beraberligimiz hala sürüyor- devletle ve halkla iliskilerini belirleyen bag, CHP idi. CHP'ye ya da AP’ye bir oy bagi il de olsa bagli olmak ait olmak, yöre insanimiza Türkiye Cumhuriyetinin esit haklara sahip birer yurttasi olma güvenini ve onurunu veriyordu. Her sorunlarini bakanlarina, basbakanlarina dogrudan aktarabiliyor ve çözümü birlikte ariyorlardi. Partililik, gücünü tasada ve kivançta birlikte olma duygusundan alan yurttaslik bilincini ayakta tutan en temel unsurdu. Partilerin kapatilmasiyla ortaya çikan daginiklik ve yabancilasma, devlete olan güven duygusuna ciddi bir darbe vurdu. Bu olgu, devlete karsi kiskirtilan güven bunaliminin baslica nedeni olmustur. 1974'teki o gezide Yüksekova'ya, Daglica’ya,Oramar’a,Beytisebab’a ve Uludere’ye da gittim. Türkiye-Iran-Irak sinirlarinin kesistigi, kisin alti ay dünyaya kapali kalan Semdinli'yi Anadolu’ya baglayan yolun temelini attik. O nedenle Semdinli'nin onursal hemserisi olma kivancini yasadim. Çukurca'da halka hizmet için çirpinan o idealist genç kaymakam Erdal Tüzün’ün coskusunu paylastim. Çukurca'ya gitmek için Zap Suyundan geçilen köprünün karsisinda bir dag vardir. Dag, öyle bir sekil almis ki, yöre insani Ulus'taki Is Bankasinin adini takmisti. Ben bu benzetmeyi de Hakkârililerin kendilerini Baskent Ankara ile özdeslestirme özlemi olarak yorumlarim”. Bu yaziyi gazeteye göndermeden önce iki dönem Belediye Baskanligi yapan Abdurrahman Keskin’e okumak istedim. Hakkar’nin bu gün kaldirimli caddeleri çok katli apartmanlari olan yani imar planli bir kent haline gelmesinde önemli bir katkisi vardir. Son olaylari bir de ondan dinledim. Hala gerçekleri dogru dürüst anlayamadigimizi ve önyargilarimizin esiri oldugumuzu bir kez daha gördüm. Telefonu kapatirken ikimizin de gözü yasli, gönlü kirikti. Benimkisinde, daha çok sorumluluk duygusu, onda ise Anadolu insanina olan kardeslik baginin acisi vardi. |
Tarih: 1.01.2002 19:01:57 |
Okunma : 795 |
Kategori : Vatan Gazetesi |