Cevikce / Haber ayrıntısı

ögrenen insan

Üniversitelerdeki Türban tartismasi yaklasik yirmi yildir sürüyor. Ne var ki, ilk kez siniflara girmesinin kapisi açilmaya çalisiliyor
 

Hem de, aynen 2002 erken seçiminde yaptigi gibi yerel seçim öncesi oy hesabina kalkisan Devlet Bahçeli’nin soyadina hiç yakismayan küçük hesapçiligi yüzünden. Üniversite rektörlerinden yargiya, banka genel müdürlerinden sendikalara, partilerden en küçük sivil toplum örgütlerine kadar, laik demokratik cumhuriyetin 85 yillik birikimlerinin sorumlulugunu tasiyan hemen her çevre, ilk kez bu denli bir kaygi içinde. Daha ortada somut bir çözüm yokken, siyasal amaçli oldugunu açiklayan gençler, dinsiz gördükleri çogunlugu çatismaya çekmek için kiskirtmaya basladilar bile.
Bu telasin içinde, türbanla ilgili düne kadar yazdigim eski yazilarimi karistirmaktan kendimi alamadim. Gözüm ilk bakista ilgisiz gibi görünen su yazima takildi. Ne dersiniz sizce ilintisi var mi!
xxx

“Kabatas Erkek Lisesini bitirdigimde sosyal bilimler ilgimi çektigi için hangi fakülteye gitmem gerektigini arastiriyordum. Gaziantep Üniversitesinin kurucusu ve 10 yil rektörlügünü yapan en yakin sinif arkadasim Prof. Ugur Buget’le konustuk. O “Ben fen bilimleri okuyacagim, öyleyse sen de, Mülkiye’ye Ankara’ya git” dedi. Bende “Git kardesim, ben vali olmak istemiyorum” dedim. O zamanlar oradan yalniz vali çikmadigini, Türkiye’yi her alanda Harbiye ile Mülkiye’nin idare ettigini bilmedigim için bugün okurlarimin beni bagislayacagini umarim!

Bugün 5 Aralik 2003, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin 143. yil dönümü. Yanilmiyorsam Fakültenin ögrencilerinin Inek Bayrami denen mezuniyet kutlamalari bugün degil, Mayis ayinda oluyor. Rastlanti olabilir, saatli maarif takviminin bugünkü yapraginda hem mülkiyenin kurulus yil dönümü yazili, hem de onun altinda Bilgin DHAMMAPADA’nin su sözü var “Ögrenmeden yaslanan insan öküz gibidir, yalniz gövdesi büyür.”

Insanin aklina, mezuniyet bayramindaki Inek sözcügü ile Bilgin’in öküz gibi benzetmesinin, Aristo’nun “Insan düsünen hayvandir” sözüyle baglantisi olabilecegini getiriyor. Ne olursa olsun, Hayvanin önce buzagilik, daha sonra danalik dönemini geçirdigini ve sonrada öküz olup irilestigini biliyoruz. Demek ki, insan da bebek olup, çocuk oluyor, sonra genç, sonrada ergin ve yaslilik dönemine ulasiyor.

Düsünmeyen, irdelemeyen, sormayan, görmeyen ve sonunda gerçegi ögrenmeyen kisiye ergin insan denmez diyen DHAMMAPADA, insanogluna kendi akil gücüyle en büyük ögüdünü vermek istemis.

Dikkat edilirse, Bilgin Okumayan demiyor, Düsünmeyen de demiyor, Bilmeyen de demiyor; Ögrenmeyen Insan Öküz gibidir diyor. Çünkü ögrenmek hem gerçek, hem nesnel bir sonuçtur. Ayni zamanda bilimsel nitelik tasir. Insan ögrendiginde hem gerçegi, hem dogruyu ögrenmis demektir. Bütün meselede budur zaten. Dogruyu ve Gerçegi ögrenen insan kendisini aklina ve ögrendiklerine teslim etmis olur. Öylece, daha önce teslim oldugu korkulardan ve aklinin ermedigi güçlerden kendisini kurtarmis olur. Ögrenen insan, Öküz olmaktan kurtuldugu için insanlara, hayvanlara ve esyalara saldirmaz. Bir kara saplanti için baskasina da, kendisine de kiymaz. Ögrenen insan artik önce sevmeyi, sevilmeyi de ögrenmis olur. Ögrenen insan, Suudi Arabistan’da da, Peru’da da, Norveç’te de Türkiye’de de öteki insanin da insan oldugunu ögrenmis olur. Ögrenen insan, artik kendisini de bu dünyada, güdülen bir öküz olmaktan kurtarir. Artik ögrenmistir ki, -Bütün pisligine ve kallesligine ragmen, Bu Dünya yinede insanoglunun biricik güzel mekânidir. XSETIUS MÖ. 9. yüzyil-

Tarih: 25.02.2008 14:46:11

Okunma : 720

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır