Cevikce / Haber ayrıntısı
ÖNCE ‘INSAN’ DEGIL MI! |
Birinci körfez savasinda Kuveyt’i Saddam’dan geri alan Amerikan askerlerinden bazilarinda tipki Vietnam’dan kurtulanlarda oldugu gibi bir tür hastalik ortaya çikmisti |
|
Eski askerler basvurduklari doktorlarin uzun süren tedavilerine ragmen sagliklarina kavusamadilar. Bu hastalardan biri, açtigi davayi kazanarak “120 milyon dolar” gibi çok büyük bir tazminat almaya hak kazandi. Amerikan tip çevreleri bu ve benzer vakalardaki askerlerin hastaligina “Körfez Hastaligi” adini verdiler. Simdi Amerika’da, birinci Irak Savasindan çok daha fazla “Körfez Hastasi”nin halen süren Irak Savasindan geri dönmekte oldugu ve benzer tazminat dosyalari tartisiliyor. 1950’de Türk Tugayi Kore’ye gittiginde, en yetenekli ve saglikli askerlerimizi seçip göndermistik. Gerçektende ünlü Kunuri savasinda büyük kayba ragmen, o askerlerimiz tarihe birer kahraman olarak geçtiler. Ben ortaokulda idim. Geri dönen gazilerimizden birisi de yoksul bir ailenin sportmen, saf ama cesur oglu “Kamyon Kadir” lakapli agabeyimizdi. Valiligin bando-mizika takiminin özel hazirladigi törenle istasyonda karsiladik. Ve Ziyapasa Bulvari boyunca 2 km omuzlarda vilayetin önüne getirdik. Birçok madalyalari vardi, Vali, Komutan, bazi dernekler gögsünde bulabildikleri bosluklara Amasya’mizin madalyalarini taktilar. O zaman anlayamamistim. Yüzünde ve ruhunda nasil bir rüzgâr esmisti, kimse sezmemisti. Ama çok mutlu ve magrurdu. Askere gitmeden itilen kakilan Kamyon Kadir, olmustu “Muzaffer Gazi Kadir”. Günlerce genç kizlarin sevgilisi, delikanlilarin meraklisi gibi kentte caka satti. Aylar sonra kayboldu. Is bulmak için büyük kentlere gitti dediler. Sonralari duyduk ki, Bakirköy Ruh ve Sinir Hastaliklari Hastanesine yatmis. Bir daha haberi alinamadi. Kore’den dönen Gazilerin Amerika’daki gibi hastaliklari yüzünden sikâyetçi olduklarini hiç duymadim. Kalanlarin küçük bir maas aldiklarini biliyorum. Bunlari niye animsadim; 12 Eylül sonrasi baslayan ayrilikçi terör 1990’larin basinda en yüksek noktasina çikmisti. Silahli kuvvetler basa çikmak için yeni ve etkili savas yöntemleri gelistirmek zorunda kaldi. On yil sonra 2000’lere gelindiginde otuz binin üzerinde insan canina ve yüzlerce milyar dolar pahasina görecelide olsa bölgede istikrar saglanabildi. Ne var ki, ABD’nin isgali ile kuzey Irak’ta dogan bosluk ve Bagdat’in disinda olusan yeni bir federe devletin varligi ayrilikçi terör örgütünün yeniden basini kaldirmasina neden oldu. Silahli Kuvvetlerin günlerdir süren son sinir ötesi harekâtin, Kibris Baris harekâtindan sonra karsilastigimiz genis kapsamli bir savas durumu oldugu tartisilamaz. Eldeki en son tekniklerin ve yetismis asker gücünün en agir kis sartlarinda etkin bir sekilde kullanildigini halkimiz ekranlari basinda heyecanla izliyor. Elbette günde sayisi artan sehitler dolaysi ile basta aileler olmak üzere yurttasimiz acilari da yüregine gömüyor. Basta Genel Kurmay, yillardir bölgedeki ayrilikçi sorunu yakindan bilenlerin üzerinde birlestigi bir gerçek var, askeri basarinin beraberinde, gerekli ekonomik, sosyal ve siyasal çözümler saglanmadan, bu sorun bitmez. Son çeyrek yüzyilda ayrilikçi terör yüzünden yasamini yitiren, sakat kalan ve asil, ruhsal açidan zedelenen yurttasimizin on binleri geçtigini kimse yadsiyamaz. Bu sorun yüzünden bölgenin disindaki büyük illerde, her gün çok sayida genç yurttasimizi (cani sag kalsa da) yitirmeye devam ediyoruz. Sorumlu bir gözle baktigimizda, her aksam ekranlarin karsisina bagladigimiz yurttasimizi, bu acili duygu seline kaptirdigimizi görmek durumundayiz. Birilerinin daha sogukkanli ve derin düsünmesinin zamaninin geçiyor oldugu kaygisini tasiyorum. Türban kaosunu yaratan anayasa degisikligini, toplarin patladigi saatte imzalayan Cumhurbaskaninin bile, aklinin önceliklerinin bunlar olmadigini görmek çok elem vericidir. |
Tarih: 4.03.2008 11:07:26 |
Okunma : 720 |
Kategori : Vatan Gazetesi |